Sessizlik Çığlığı

504 58 52
                                    

Merhaba sevgili okuyucular. Nasılsın iyi misiniz? Ben iyiyim ne olsun. Yukardaki foti az çok Leon temsili. Yazarın canı sıkıldı bölüm yazdı. Yehuu. Ha bir de yazara sorunuz varsa sorun yeterince soru gelirse diğer bölüm röpörtaj gelicek haberiniz ola. Öpüldünüz muck.
************
"Şiir yazıp cevap niyetine atam mı?"

"Neden? Aşık mısın adama?"

"Animeden çıkan bir adama aşık olmamak mümkün mü?"

Sena ile sohbet ederken bir yandan da parşomenle bakışıyordum. Cevabımızı uzun kavgalardan sonra onaylamıştık. Sirius ve Remus'un haberi yoktu. Diğerlerinin anasının babasının da yoktu. Ya asla kaçmıycaz. Hele ki not bırakıp asla kaçmıycaz. Biz asla kaçmayız. Biz usluyuz.

"Hadi kehanetler gibi konuşam."

Tüy kalemi mürekkebe batırdım ve yazmaya başladım şifreli bir şekilde.

Sessizlik bittiğinde ölüler gelecek kapına.
Belki yardım isterler belki dondurma
Cevapları belli ki evet istiyorlar gelmek
Sadece açın o kapıları yeter ki onlara

Ramazan davulcusu gibi hissettim ama neyse öhm. Tüy kalemi yerine koydum. Parşomeni katladım ve önceden hazırladığım büyük zarfın içine koydum. Kapattıktan sonra erittiğim mavi mumu döktüm ve zambak şeklindeki mührü mumun üzerine koyup bastırdım. Biraz bekledikten sonra mühürü çektim. Harika sanat eserime bakıp gülümsedim. Harry'den arakladığım baykuşu aldım ve ayağına bağladım. Baykuşu ellerimin arasına alıp cama gittim. Camı açtım ve Hedwig’in kullağına eğildim.

“Nereye gideceğini biliyorsun. Leon’un yanına git ve ona bunu ver. Eğer sana yemek vermezse onu gagala.”

Dedim ve onu havalandırdım. Hedwig uzaklaşırken ben de camı kapattım. Arkamı döndüm ve Sena’ya baktım. Bu kız hep aç. Şimdide pizza yiyordu. Yanına uzandım ve bir dilim de ben aldım.

“Son nosol pozzomo ol sororson!” (Yazar çeviri: Sen nasıl pizzama el sürersin!)

“Umrumda değil. Şişko olacaksın bu gidişle az spor yap. Bak seni almaz o çocuk.”

Öksürük krizine girdi ve şaşkın gözlerle bana baktı. 

“Hangi çocuk ya?! Ben sap olacam bir kere. Saplık sultanlıktır. Tabii sen buldun Draco gibisini kafan rahat.”

Pizzamı yerken ona kıkırdayarak baktım. Telefonumu çıkardım ve galerimi açtım. Ajanlık yaparak çektiğim fotoğrafı ona gösterdim. Fotoğrafta ikisi gülüşerek konuşuyorlardı. Hem de kavuğun yakınlarında. Sena telefonu bir hışımla elimden aldı ve bir bana bir de telefona baktı.

“Sen melek değil şeytansın. Shop bu değil mi? İyi numara. Se-“

“Seni Can’a dememi istemiyorsan sus bücür. Bu yaşta yapmışsın sevgiliyi tabii. Eğer güveniyorsan onu da al. Fazla adam iyidir. Ben bizimkilere senin kankan diye yediririm.”

“Melody-sama teşekkürler.”

Bana sıkıca sarıldı ve ayağa kalktı. Masamın üzerindeki parşömen ve mürekkebi aldı. Ona anlamayarak baktım.

“Beyefendi de telefon yokta mektup yollamam gerekiyor. Bunları ödünç aldım getiririm.”

Arkasından şaşkınlıkla baktım. Vay be bücür sen de büyüdün. Yaşlanıyorum ha ben. Ağlamıyorum gözlerim çok terler benim bir kere.

Pizzama baktım. Hepsi bana kaldı yehuu. Hepsini ben yiyçem.

************

“Abla burada bekleyeceğimize emin misin?”

Garip Kız/ Harry Potter (Bitti)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora