•2• Arrogance et passion

591 48 42
                                    

1668, İngiltere sarayı

"Ne demek bu?!" Tom Riddle hiddetle yerinden kalkarken, sinirden boynundaki damarların gözüktüğüne emindi.

"K-kralım..."

"Konuş derhal Orion!? Kuzenim Abraxas nasıl ölebilir!" O kadar çok bağırıyordu ki genç adam odada bulunan herkes korkuyla titriyordu. Tom'un ne kadar acımasız olduğunu her biri en ince detayına kadar biliyordu.

"E-efendim, size söylemiştim. Kraliçe Athalia kendini sadece sahip olduğu şeylerle güvende hissediyor. Onun krallığı, tahtı ve tacı tek güvencesi. Bunları elinden almak demek onunla savaşmak demektir." Muhafızın Haklı olması kralı öfkelendirirken kılıcını çekti ve koluna sapladı.

En sadık askerini öldürecek kadar delirmemişti Tom ancak canını yakmadan duramazdı zira sinir sorunlarıyla böyle başa çıkabiliyordu.

Tom Riddle bu krallığın kralıydı ve artık tek varisiydi de...

Abraxas'ın ölmesi Tom'u bir kez daha gerçekle yüzyüze getirirken, hizmetliler Orion'u sağlıkçılara götürüyordu.
Bir varis, evet bir varisi olmalıydı...

Ama nasıl?

Kral Tom'a yaraşır bir kadınla olmalıydı bu evlilik. Kutsal olmalıydı ve doğacak çocuğun kanı kirli olmamalıydı.
Bir veliahta ihtiyacı olan, herhangi bir kraliyete mensup biri olabilir. Ortak çıkarlar uğruna yapılacak bir evlilik -
İsabella, İskoç prensesi isabella ideal olabilirdi.

Ancak 35 yaşındaydı ve bu riskli bir yaştı ancak bir an önce çocuğu olmalıydı, çocuksuz geçen her bir yılı daha da riskli oluyordu. Krallığın tek varisiydi ve daha tahta çıkamamıştı. İskoçya yönetilmesi oldukça zor bir taht, geleceğini planlamak zorunda ama kral Tom'a göre olmadığı belli, ondan yaşlı ve doğurganlığı zayıflamış...

Rabastan'a döndü Tom ve sesini ifadesiz tutmaya dikkat ederek konuştu. "Bana bekar kadın kraliyet üyelerinin listesini çıkar ve elini çabuk tut."

Titreyerek kafasını salladı Rabastan ve kral Ton sert adımlarla odadan çıktı. Kendini en yakın balkona atarken, nasıl aptal bir kadına kaybettiğini düşünüyordu.
Yaptığı plan kusursuzdu ki işe yaramıştı, kraliçeyi 3 saat esir tutmayı başarmıştı ancak o ani ve beklenmedik bir kararla askerlerinin ve halkının sadakatini kullanıp yeniden tahta geçmişti.

Tom İngiltere'nin tek ve yegane kralıydı, o kutsaldı. Kral Tom'un tek bir damla kanı bile yüz binlerce insandan değerliydi. Böylesine bir güce sahipken nasıl yenilirdi?

Tanrı başının çaresine bakmayı bilenlere yardım eder derler. O halde Tom kendi başının çaresine bakacaktı, kaybettiği Fransa toprakları yerine İspanya'ya yönelecekti.
Fransa'yı Kendi topraklarına katamaması Tom'a dezavantaj sağladı ancak eğer İspanya'yı dışa bağlı yaparsa o zaman  ilelebet İngiltere'ye sadık kalırlardı.
Güç ve iktidar için her şeyi göze alabilirdi ve yine öyle olacaktı. Kraliçe Athalia kimle uğraştığını bilmiyordu. Ancak öğrenecekti ve eğer öğrenmezse karşısında kim olduğunu öğretmekten asla geri kalmayacaktı.

O bir baş belasıydı bunu hiç bir ülke reddedemezdi. Ona bir yanlış yaparsanız karşılığı katbekat fazlasıyla alırdınız. Bunu bildiği halde bir kumar oynamıştı kral Tom ve kaybetmişti ancak Tom, kadının kendine karşı bir plan kurmasına izin vermeyecek kadar zekiydi.

O güçlü bir kadındı. Bunu idrak etmek gururunu zedelesede öyleydi lakin Tom onun kabusu olacaktı. Saf gücün ta kendisiyken güç uğruna yapamayacağı hiçbir şey yoktu.
Onu bu kez hafife almayacak, aynı hatayı yapmayacaktı.

Daha önce onun gibi bir kadın görmemişti kral Tom. Kibir ve tutkudan ibaretti, kutsal biri olduğunu başka bir ülkeden dahi anlayabiliyordu. Tüm kral ve kraliçler tanrıya her zaman normal insanlardan daha yakın olmuştur. Bu zaman kadar her kral çeşitli özelliklerle bunu belirlemişti. Tom güç ve hırstan yaratılmıştı, babası zeka ve stratejiden yaratılmıştı. Fransanın önceki kralı ticaretten yaratılmış gibiydi. Fakat Athalia farklıydı, sanki tanrı tarafından bizzat yaratılmış gibiydi ve o, Tom Riddle'ın bu sabah ki öfkesini geçirmiş aksine onu tanıma isteği uyandırmıştı.

Other Queen - T.M.RWhere stories live. Discover now