4. BÖLÜM: LEBRİZ

31 10 18
                                    

Eze saymayı bitirir bitirmez duvarın arkasındaki hareketlilik açık bir şekilde hissedildi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eze saymayı bitirir bitirmez duvarın arkasındaki hareketlilik açık bir şekilde hissedildi. Askerler yerlerini terk ediyor, yeni askerler geliyordu. Ayak sesleri az da olsa duyulabiliyordu.

"Şimdi herkes sessiz olsun. En ufak bir ses her şeyi bozabilir."

Önce telsizi ardından ses kaydediciden düzenlediği sesi açtı.

"13. Kuledeki bekçi."

Telsizden ses duyuldu.

"Evet efendim."

Yukarıya çıkarak ses kaydını değiştirdi.

"Hemen çalışma odama gel."

"Yanlış bir şey mi yaptım efendim?"

Asker, Lebriz'in önceden kaydedilmiş ses kayıtlarıyla konuşuyordu. Şu âna kadar bir şey fark etmemişti. Tuşlara basarak sıralanmış ses kayıtlarından aşağıya inerek tekrar değiştirdi.

"Bana soru sorma! Ne diyorsam onu yap!..."

"Ama efendim askerler değişiyor. Burada bulunmalıyım."

"Sen bana karşı mı geliyorsun!"

"Hayır efendim..."

"Hemen çalışma odama gel."

"Peki efendim. Nasıl emrederseniz."

Telsizi kapattı ve ses kaydıyla beraber kemerine geri soktu.

"B-bu yaptığın şey tehlikeli değil mi?"

"Aklıma gelen tek yol buydu."

Silay Lebriz'den dolayı endişeliydi. Girecekleri zaman yakalanmaktan korkmuyordu ama eğer Lebriz bu işte Çınar'ın da olduğunu öğrenirse ona kim bilir neler yapardı.

"Şimdi herkes iksirinden bir yudum alsın. Ben duvarı sadece bir süreliğine kıracağım. En son ben de girdikten sonra kapanacak. İçeriye girdiğinizde beni beklemeden dağa koşun. Yoldan gitmeniz zor olmayacak. Karşınıza çıkan ilk mağaraya girin. Ben gelince beraber ilerleriz."

Hepsi başını sallayarak onayladı ve iksirlerinden küçük birer yudum aldılar. Çınar duvara yaklaşarak sözleri söylemeye başladı. El hareketiyle duvar kırılıyordu. Herkesin girebileceği bir büyüklükte boşluk açılınca durdu. Asay ilk girerek dağa doğru koştu. Onun ardından Eze ve sonra da Silay girdi. Dağ tam karşılarındaydı. Girecekleri yol karşılarındaki noktada en aşağıda başlayıp giderek yükselerek ilerliyordu. Çınar'ın bahsettiği gibi dağın üst kısmı yolun olduğu kısımdan biraz daha uzundu, şemsiye görevi görerek karın yola gelmesini engellemişti.

Yola girdiklerinde sıkıntısız bir şekilde yürüdüler. Yol ıslak değildi ve kaymıyorlardı. Yolun bu kısmı yukarıya doğru çıktığı için onları biraz yordu. Yolun yokuş kısmı bitip düz kısmı başladığında ise mağarayı gördüler. İlk önce giden Asay olduğu için diğerleri onu görebilsin diye mağaraya girmeden önünde bekledi. Ondan sonra Eze düzlüğe çıkınca onu fark ederek yanına gitti. Aralarında çok mesafe olmadığı için Silay'ın da gelmesi uzun sürmedi. Çınar için bir-iki dakika beklemeleri gerekti.

DUVARLARIN ARDINDA: GEÇMİŞTEKİ SIRWhere stories live. Discover now