021 ✓

2.4K 184 147
                                    

Chaeyoung ile bir süre sohbet etmiş, ne halde olduğunu anlamaya çalışmıştım. Kesinlikle psikolojisi normal değildi ancak bize gülümsemek zorundaymış gibi hissediyordu. Her ne kadar kendi psikolojimin kötü olduğundan bahsetsem de, Chaeyoung birisini öldürmüştü. Bu üzerinde durulması gereken bir konuydu.

Şuan, Jisoo da dahil olmak üzere herkes evimdeydi ve Chaeyoung ile sohbet edip, onu rahatlamaya çalışıyorlardı. Jungkook'un sunduğu fikirle, aniden Chaeyoung'un saçını siyaha boyama kararı almıştık ve o da bunu onaylamıştı.

Mina ve Yugyeom marketten yeni gelmiş, malzemeleri hazırlamışlardı. Chaeyoung'un saçlarını yaptıktan sonra onunla bir süreliğine vedalaşmamız gerekiyordu.

Sonsuza kadar olmadığı sürece, bizim için problem değildi.

Beni kaçıran adamların arasına girecek, onlarla ilgili bilgi toplayacaktı Chaeyoung. Jungkook ve Taehyung yeteri kadar koz elde ettiğinde ise onu tekrar bizim yanımıza getirecekti. Her şeyin tıkırında işlemesi gerekiyordu.

''Lütfen çok dikkatli ol.''

Bambam Chaeyoung'a sarılıp sırtını sıvazlayarak konuştuğunda, yepyeni saçlarıyla bir tanrıça gibi görünen Chaeyoung'un gözleri dolmuş ve sonra bağırmıştı mızmızlanarak. Bir yandan da Bambam'ın omzuna vurmayı ihmal etmemişti.

''Ya! Ne kadar sulu göz çıktınız, ara ara konuşuruz zaten.''

Bize kendini güçlü göstermeye çalışıyordu ama aramızdaki en drama kraliçesi olabilecek kişi de oydu. İstemsiz tebessüm ettikten sonra yanına adımladım ve kollarımı onun boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. 

''Chaeyoung, her istediğinde arkadaşlarınla konuşamazsın. Dikkatli olman gerekiyor, unutma.''

Jungkook'un sesini duyduğumda başımı şikayet eder gibi iki yana sallamıştım kısa bir süre. Biliyordum işte, hissediyordum. Chaeyoung çok tehlikeli bir işe bulaşıyordu ve Taehyung bunu da benden gizliyordu.

Ama başka şansımız yoktu.

''Tamam, elimden geleni yapacağım.''

Chaeyoung ciddi bir hale bürünüp konuştuğunda hepimiz kıkırdamıştık. Tek tek herkesle vedalaştığında ise, artık veda vakti gelmişti ve Jungkook onu götüreceğini söylemişti. Chaeyoung hepimize moral vermeye çalışıp şakalaşırken, göz açıp kapatıncaya kadar gitmişti.

Hepimiz birbirimize burukça gülümseyerek bakmıştık. Chaeyoung'un gidişinin ardından diğerleri de artık yavaş yavaş dağılıyordu ve evde Taehyung ile yalnız kalıyorduk. Heyecanlanmaya başladığımda, diğerlerini kapıdan geçirmiş ve sonra derin bir nefes alıp arkama dönmüştüm.

Taehyung kapıya doğru gelip önümde dikildiğinde, kaşlarımı kaldırmış ve tüm şaşkınlığımla konuşmuştum, cilve yapmayı da ihmal etmiyordum tabii ki.

''Gidiyor musun?''

Taehyung küçük bir gülümsemeyi bana sunduktan sonra başını iki yana sallamış ve bir elimi elleri arasına almıştı. Başını bana doğru eğip gözlerime bakarak konuştuğunda, kalp krizi geçireceğimi zannetmiştim.

''Gitmeyeyim mi?''

Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı iki yana salladıktan sonra, Taehyung'ın kolunu tutmuş ve kendime doğru çekmiştim iyice. 

''Gitme.''

Taehyung ani bir hareketle yanağıma küçük bir buse kondurduğunda, yanmaya başlamış ve yutkunmuştum. O ise biraz geriye çekilip, elimi tutmaya devam etmiş ve kapıyı açmıştı.

kitty and daddy, taennieWhere stories live. Discover now