✟ seven - kissing him

1.2K 74 57
                                    

&

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

&

Alarmın sesi kulaklarımı tırmalarken göz kapaklarımı araladım. Uyanmak bu sıralar çok zordu. Uyandığım anda aklıma lanet pederin lanet okyanus mavisi gözleri geliyordu çünkü. Istemeyerek bile olsa ayaklarımı yataktan sarkıtıp doğruldum. Yatak odamın penceresinden içeri süzülen güneş ışıkları sinirlerimi bozuyordu. Lanet güneş. Belli ki çok mutlu uyanmamıştım. Birkaç saniye güneşin gözlerimi yakmasına izin verdikten sonra ayağa kalkıp alarmı kapattım. Odayı sessizlik doldurunca kendi kendime gülümseyerek derin bir nefes aldım. Böyle daha iyiydi. Ayaklarımı zorla yatak odamdan mutfağa doğru hareket ettirdim. Cuma günüydü. Haftanın son iş günü. Beş gün boyunca Tom ile koridorda karşılaşmak dışında bir aktivite yapmamıştık. Aklımda dönen tilkilerin kuyrukları birbirine dolaşmaya başlamıştı artık, bu adama ne yapıp da yakınlaşabilirdim bir fikrim yoktu. Mutfağa vardığımda kahve makinasını çalıştırdım ve banyoya doğru ilerledim. Oradaki işlerimi de hallettikten sonra giyinmeye karar vermiştim. Altıma kumaş bir pantolon giyerken üstüme kolsuz bir tişört giyip onun da üstüne beyaz bir gömlek geçirmiştim. Bugün iş arkadaşlarım ile bir şeyler içmek için dışarı çıkacaktık. Açıkçası buna ihtiyacım vardı, haftalardır peder dışında kimseyi görmüyordum. Ayrıca arkadaş edinmek asosyal olan yanımı eritmeye başlamıştı. Bu da beni mutlu ediyordu. Aynada yansımama baktım, fena değildi. Makyaj da yaptıktan sonra kahvemi yanımda götürmeye karar vermiştim. Erken uyanmama rağmen geç kalmak üzereydim. Kendimi hızlıca koridora attım ve kapıyı kilitledim. Merdivenden aşağıya inmeye başladığımda çok hızlı yürümem gerektiğinin farkındaydım, bundan dolayı adımlarımı hızlandırdım. Kapıya varmak üzereyken bir bedene çarpmam ile duraksadım. Başımı kaldırdığımda karşımda Tom dışında  kimseyi görmedim.

"Günaydın Medea." Dedi gülümseyerek. Kahvemin dökülmediğine içimden  şükrederek gülümsedim.

"Selam sevgili peder, bu şekilde karşılaşmayı bırakmalıyız." Kıkırdadı.

"Ah katılıyorum. Bir ara bir şeyler içelim, hakkında konuşmamız gereken bir kitap var." Kahkaha atarak koluna dokundum. Dokunduğum yere gözleri kayarken gülümsedi. Seninle flört ediyorum aptal, bana karşılık ver.

"Şuan koşmam lazım, işe geç kaldım. Görüşürüz." Dedim gülümseyerek, onunla konuşmak güzeldi ancak işimi kaybetmek istemiyordum. Gülümsedi ve:

"Görüşürüz." Dedi.

XxX

"Erkekler çok sinir bozucu, geçen hafta Matt bana kilo aldığımı söyledi, inanabiliyor musunuz?" Işten tanıdığım baş hekimin asistanı Madison Clark konuşunca gözlerimi devirdim. Madison kahverengi saçlı muhteşem fiziği olan ve her zaman dudak parlatıcısı kullanan yirmi iki yaşında bir kızdı. Matt Madison'un iki yıllık erkek arkadaşıydı ve bu kıza kilo aldığını söylemesi absürttü. Kız yedi yirtmi dört kusursuzdu, hadi ama.

THE PRIEST ✟ Tom HiddlestonWhere stories live. Discover now