43.

703 44 78
                                    

Gün aymıştı ve ben farkettiğimde üstüm kan içerisindeydi, önce bir dere bulup üstümü temizledikten sonra, biraz su içtim. Neler olduğunu hatırlayamıyordum..kafam fena ağrıyor gözlerimi tam olay açamıyordum. Kalkıp önce bir etrafta göz gezindirdim ve sonra yürümeye başladım. Asam yanımda değildi bu yüzden cisimlenemiyordum.

Yürüdükçe mantara benzeyen bir evden su sesi geldiğini duydum. Evin penceresinden içeriye baktım ve yaslı bir teyzeyi gördüm. Karnım çok acıkmıştı ve çok yorgundum.. Evin kapısını tıkladım.

Kapı birkaç dakika içerisinde açıldı, kadın önce yüzüme baktı sonrada üstüme. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Tam ingilizce bir seyler konusmaya baslıcaktımki, türkçe konusması beni şaşırtı.

"Noldu kızım böyle senin üstüne, gec içeri geç"

Utanarak içeriye girdim. Evi bir odadan olusuyordu ama çokça büyüktü, ortada iki koltuk kösede küçük mutfak, duvarlarda çizimler, aşağı inen bir merdiven, küçük bir masa, kitaplık vardı.

Kapıyı kapattım yanıma geldi.

"Benimle gel kızım"

Bana temiz kıyafet verdi, masaya oturmamı işaret edip, bir kâse çorba koydu önüme. Yanıma oturdu konuşmaya basladı.

"Adın ne"

"Dora, sizin efendim?"

"Helera, nerden geldin"

"İnanınki bende bilmiyorum"

"Anladım.. böyle dışarlarda dolaşmamalısın, ismi laızm değil'in tekrar ayaklanma baslattığını duymadın mı"

"Lord voldemorttan mı bahsediyorsunuz"

"Şş- onun ismini ağzına almamalısın"

Biranda gülmeye basladım, karısı olduğum adamdan mı korkacaktım-

"Neden gülüyorsun evladım, canına mı susadın sen"

"Efendim, uyarınız için teşekkürler, şuan neredeyiz"

"İngiltere, Londra"

"Hah tamam çokta uzak değil ee sey londranın tam olarak neresindeyiz"

"Westminster"

"Tamam tamamdır hersey için çok tesekkür ederim efendim"

Hızlıca evden çıktım ve koşmaya basladım, yarım saat içerisinde insanların bulunduğu sehir ortamına ulaşmıştım.

Malfoy malikanesini ararken bir ölüm yiyeni farkettim. Yüzünü kaldırıp bana baktı sonra başını eğdi. Beni malfoy malikanesine götürmesini söyledim. İnsanların içerisinde cisimlenemeyeceğiz için yürümeye basladık. Basını yerden gerekmedikçe kaldırmadan yürüyordu.

Bir süre sonra beni kaçıran adamları farkettim, ona uzaklaşmamız gerektiğini söyledim çünkü asam yoktu ve yapabileceğim birseyde yoktu.

Kosmaya basladığımız gibi yakalanmamak için uğrasıyorduk. Biranda yanımdaki ölüm yiyen kayboldu. Canım çıkana kadar koştum, dar bir sokağa girdim. Yanımda variller vardı, iki varilin arasına oturdum ve hızlı hızlı soluklandım.

Saclarım dağılmıstı, helera'nın verdiği siyah bir elbise vardı üstümde. Elbise biraz toz olmuştu. Zar zor ayağa kalkıp varillerden birinin içine baktım. Bir varilde temiz su vardı. Hemen avcumla biraz su aldım. Ayağımdaki botları çıkarttım az önce bir ayağımı varile vurmuştum ve ayağım kanamaya başlamıştı. Biraz su sürtüp, yerden bulduğum bir bezi bastırıp boyumu geri giydim.

Ayakkabimi giyerken önüme gelen iki adımı farkettim, saçımın çekilmesiyle, yukarıya baktığımda yüzünü tam göremediğim adam gülümsüyordu. Saçımı çekerek ayağa kaldırdı. Sıçtım?

Shifting X Tom Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin