Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
NE İSTEDİĞİNİ BİLMİYORDUN. Daha iyisini hak ettiğini biliyordun ama onu seviyordun. Daha iyisini hak ettiğini biliyordun ama gitmesine izin vermek en acı verici işti, tekrar denemek bile istemedin. Sadece nasıl biteceğini biliyordun. Siz ikiniz birkaç hafta yalnız kalacaksınız, yalnızlık kalplerinize sızacak ve ikinizi tekrar deneyebileceğinize ikna edecekti. İkinizi de bu konuda bir şans daha kaybedebileceğinize ikna ediyorum. Ama şimdi, bu gece bitirirsen, başka bir şansın olmayacağından emindin. Son kez olmalıydı.
Böylece yatağına oturdun, gözyaşların yüzünden titriyordun. Lily seninleydi, sen endişelerini ve şüphelerini dile getirirken, ne yapmak istediğini anlamaya çalışırken yatıştırıcı bir şekilde sırtını ovuyordu.
"Ben sadece... Ya gerçekten pişman olursam? Mesela, birkaç yıl ayrı kaldıktan sonra tekrar bir araya gelmek istiyorum, ama onun zaten yeni biri var mı?" Sen sordun.
"Pişmansan sorun değil, Y/n," diye temin etti Lily. "Ama artık bu ilişkiden çıkman gerekiyor. Bu sağlıklı değil. O seni aldattı, sen hala onunla birlikteyken başka erkeklerle flört ediyordun. Ne istediğinizi anlamak için ikinizin ayrı zamana ihtiyacı var."
Eteğinin ucuyla oynayarak yere baktın. Burnunu çektin, elinin tersiyle kabaca gözünü sildin. "Keşke ne istediğimi bilseydim. Keşke bu kadar zor olmasaydı."
Lily içini çekti ve hafifçe gülümsedi. "Ayrılıklar kolay olmamalı. Sert ve incitici olmaları gerekiyor çünkü en çok sevdiğin kişiyi bırakıyorsun. Ama bu ikiniz için iyi olacak. Onu daha sonra geri isteyebileceğinize karar verirseniz, gidin ve onunla iletişime geçin ve o zaman çalışın. Aksi takdirde, şimdi bunu kendine yapmaya devam edemezsin."
İç geçirdin ve haklı olduğunu bilerek başını salladın. "Biliyorum. Sadece onu incitmek istemiyorum. Ona çok şey yaşattım. Ya... Ya benden nefret ederse?"
"Y/n, senden nefret edebileceğini hiç sanmıyorum. Tıpkı ondan asla nefret edemeyeceğin gibi."
Sulu bir gülümsemeyle ona baktın. "Öyle mi düşünüyorsun?"
"Evet," dedi ve omzunu okşadı. "Gerçekten yaptım."
"Tamam," içini çektin. "E-evet, haklısın. Bunu yaşayacağım, değil mi? Benim dünyam Sirius'un etrafında dönmüyor. Asla olmadı ve olmayacak. Devam edeceğim... değil mi?"
