•5•

1K 136 75
                                    

Geçen bölümde smut yazdım ya tam başlıycam ezan dedi Allahuekber, telefonu bıraktım sonra fice bölüm yazmayı unutmuşum hızlı hızlı yazdım önceki bölümü

Bu arada bugün üstüste iki bölüm attım diğerini okuyun kafanızın karışmasını istemem

Keyifli okumalar:)

•••

Jake, Doyoung ve Johnny karşı adaya geldiklerinde herkes başka yöne ayrılmış ve 1 saat sonra buluşmayı planlamışlardı.

Johnny elindeki bardakların yarısını doldurmuştu. Avlanacak hayvan ararken aldığı kokuyla duraksamıştı.

Hayalet orkide...

Kokunun geldiği yöne gittiğinde ağacın dibinde oturan bir çocuk gördü.

Gri saçlı, bembeyaz tenli, açık kırmızı gözlü, kendisinin ki gibi az ve belli olmayan çiller... kendi yaşında yani 18 yaşlarında duruyordu ve Johnny'in kalbi nedensiz hızlanmıştı.

Çocuk kafasını kaldırdığında Johnny'yi görünce korkmuş ve geriye gitmişti. Johnny kafasını iki yana sallayıp kendine geldikten sonra ellerini iki yana salladı.

"Korkma korkma, zarar vermeyeceğim."

Çocuk istek dışı rahatlamıştı. Johnny yavaşça ona yaklaşıp yanına oturdu.

"İsmin ne? Benim ismim Johnny."

Çocuk tereddüt etse de kendi ismini de söylemişti.

"İsmim Ten."

Johnny gülümsediğinde tam o sırada birşey dikkatini çekti. Ten'in elinde hayalet orkidr buketi vardı. Gözleri kocaman açılmış bukete doğru uzandı, Ten onu görünce elinde ki buketi geri çekti.

"Dokunma ona."

"Lütfen, o çok nadir bulunan bir çiçek. Ona dokunabilmek için herşeyimi veririm. Yeter ki bana izin ver."

Ten düşünürken dudağını büzdü.

"Kalıcak bir yer istiyorum."

"Bizim kalede binlerce oda var. İstediğin birinde kalırsın. Şimdi lütfen onlara bir kerecik dokunayım."

"Zarar verme."

"Deli misin? Nasıl kıyayım onlara."

Johnny yavaşça yaklaşıp çiçeklere dokundu. Onlar cidden güzeldi. Şekilleri tuhaf ve büyüleyiciydi. Yaklaşıp kokusunu içine çekti.

"

Ten, hayalet orkidenin anlamını biliyor musun?"

Yavaşça kafasını iki yana salladı. Johnny çiçeğe bakıp konuştu.

"Masumiyet, nadirlik ve saf sevgi anlamına gelir."

Ten kafasını elinde ki bukete çevirdi.

"Neden buradasın?"

Ten derin nefes aldı.

"Ailem öldürüldü. Bir kuralı çiğnediler. Benim yaşadığım yerde hayalet orkide yetiştirmek yasaktır çünkü lanet olduğunu varsayarlar. Annem ve babam bu çiçeği sevdikleri için hep yetiştirdiler. Her dakika ilgilenirlerdi. Sonra yetişdikleri öğrenip eve geldiler. Annem bu buketi yapmayı yeni bitirmişti. Onların geldiğini duyunca bunu elime verdi. 'Onları suya koy ve iyi bak. Aşık olduğun kişiye ver. Buradan uzaklaş!' dedi. Demek anlamı bu olduğu için sevdiğin kişiye ver demiş."

Ten ağlamaya başlayınca, Johnny önce tereddüt etse de kollarını sardı. Ten içli içli ağlarken ormanda Jake ve Doyoung'un sesi duyuldu.

"Johnny! Neredesin?!"

"Buradayım!"

Jake ve Doyoung sese doğru gittiğinde gördükleri manzarayla sırıttılar.

"Hayırdır?"

"Ten bizimle gelecek. Minho amcam anlayışla karşılar, eminim."

Herkes ayaklandığında Ten korkmuştu. Johnny ona gülümsedi.

"Güven bize lütfen. Onlara da güven, onlar sadece delidoludur."

Ten ayağa kalkınca Jake Johnny'in elindeki bardaklara bakıp kaşlarını çattı.

"Daha diğer yarısını doldurmamışsın."

"Bak şurda bir kurt var. Ondan çıkar. Hadi bekliyoruz seni."

Johnny avlanmayı bitirdiğinde gemiyi bıraktıkları yere gittiler. Tam binecekken Doyoung durakladı.

"Lan acaba gitmesek mi? Hani rahatlıycaklardı ya. Ben inleme sesleri duymak istemiyorum ya."

"Saçmalama gel şuraya."

Doyoung oflayarak bindiğinde gemi hareket etti. Bir süre sonra geldiklerinde Felix'i gördüler.

Felix banyo yaptıktan sonra, Johnny'yi karşılamak için bahçeye inmişti. Gelen gemiyi gördüğünde oğluna gülümsedi. Yanında ki yabancıyı gördüğünde ise kaşlarını çattı ve aklını okudu.

"Anne, az sonra çiçekleri suya koyacağım. Korkuyorum ama iyiyim. Başımın çaresine bakabilirim."

Ve bunun gibi daha çok sözcükler. Felix anında yumuşayıp gidip Ten'e şaşırdığında Johnny kollarını açtığıyla kalmıştı. Şaşkınlıkla babasına bakarken açık kollarına başka biri girmişti. Changbin babasına sarıldığında gözü Felix'teydi. Bu görüntüyü kıskanması gerekirdi ama aklına daha farklı şeyler geliyordu.

"Sejun! Hanse!"

Doyoung şaşkınlıkla öpüşen ikiliyi görünce herkes o tarafa gitti. Sonunda ikili geri çekildiğinde bütün ailenin şaşkın gözleri üstündeyken, Alex Sejun'un bedenine girmişti.

Milyonlarca çığlık, göz kararması ve bu güzelliği bölen tek kişi. Gözleri ve beyni Doyoung'u hedef almıştı.

•••

Ten

Ten

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bunu sakin kafayla yazdığım için içime sindi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bunu sakin kafayla yazdığım için içime sindi

Sizi seviyorum bebeklerim, iyi geceler ve güzel rüyalar görün🙈😚

-🍀-

Blood&Vampire 2Where stories live. Discover now