[14 - M] sanata saygı

255 31 4
                                    

Tavana doğru açtığım gözlerimi uyandığım ilk saniye olmasına rağmen onu görmek isteğiyle yanıma çevirdim. Yatağında uyanmanın keyfi yavaşça vücuduma hükmetti. Beyaz yastığı boştu ama kendisi hemen görüş açımdaydı. Yatağın kenarına şövalesini kurmuş, tahta yuvarlak bir sandalyeye oturmuş, tuvale çizim yapıyordu. Ne çizdiğini göremiyordum ama memnun bakışları ilhamıyla yeteneğinin buluştuğunu evvela gösteriyordu.

Tek ayağını sandalyenin tahtasına koyup tuvale doğru biraz daha eğildi. Bu sırada bana baktı, göz göze gelmemizle sabahın ilk tebessümünü bahşettim. Dudaklarındaki küçük tebessümle tekrardan tuvale döndü ve bana saniyelik bakışlar atarak kalemini hareket ettirirken dudaklarını araladı.

"Günaydın."

Dirseğini büktükçe beliren hafif kol kasları ve göğüs kaslarındaki belirginlik dikkatimi çekiyordu. Sadece baksırlaydı. Camdan yansıyan kırık ışık huzmesi esmer tenini yer yer aydınlatıyordu ve bu görüntü 27 yıl daha yaşamak istememe sebep oluyordu. Gece bıraktığım izler köprücük kemiklerindeki yerini koruyordu. Saçları gecenin dağınıklığı içindeydi, duş almamıştı. Karın kaslarının oradan kasıklarına uzanan hafif tüylü yolu dilimle ıslatmak istiyordum tam şu an.

"Beni mi çiziyorsun?"

Sık sık bana bakarak çizimine devam etmesi böyle düşündürmüş idi ve mırıldanarak onayladığı cevaba göre yanılmamıştım. O vakte kadar nasıl bir pozisyonda olduğunu önemsemediğim bedenimi süzdüm. Çıplaktım. Sırt üstü yatıyordum. Sadece kasıklarım beyaz bir çarşafla örtülüydü. Bir bacağım açıktayken diğer bacağım kasıklarımla birlikte kapalıydı. Çarşafı özenle yerleştirdiği belliydi. 

"Farklı pozlar keseyim mi?"

Burnundan nefes vererek güldü. Bu sırada tuvale bakıyordu ve resme yalnızca küçük dokunuşlar yaptığını düşündürüyordu bana. Bakmadan konuştu.

"Nasıl pozlarmış?"

Uzunca bir mırıltı çıkardım düşünür gibi. Elim kasıklarımı örten çarşafa gitti sonra. Tutup çektim. Hafif sabah ereksiyonum kendini gösterdi.

"Gecenin yıldızının da bu pozun içinde olduğu."

Sırıttım. Gözlerime baktı önce, baştan ayağa beni süzdü sonrasında. Açtığım noktada oyalandı.

"Gecenin yıldızı ancak benim popom olabilir Sehun, lütfen."

Bu cümleye kahkaha atarak gülmek istedim ama içinde bulunduğumuz durum izin vermedi. Üzülmüş gibi ses çıkararak karın kaslarıma koyduğum elimi erkekliğime doğru sürükledim.

"Haksızlık ettin ama. Üzüldü şu an, ilgi istiyor."

Yutkundu. Adem elmasının nasıl inip kalktığını gördüm. Bu durum daha gaza getirdi beni, penisimi kavradım ve ahlaksız bir yüz ifadesiyle hafif hafif okşamaya başladım. Boynum gerindi. Nefes alış verişlerim sekmeye uğradı ve onun kilit noktası olmayı sürdürebilmek için bir hayli şevkli hareket etti parmaklarım. Üyemin ucuna baş parmağımla masaj yapar gibi okşamalarda bulundum. Boğazımdan yükselen hırıltılı inleme dudaklarımda patladı. Avucumun içindeki uzvun nasıl büyüdüğüne ve sertleştiğine birlikte şahit olduk. Elimi yavaş hareket ettirdiğim için kendimden geçme noktasına dayanmadım çünkü onunla birlikte olsun istiyordum. Şu an yalnızca bedenime hafif zevk dalgaları gönderiyordum. Ve onun bedenine de. Gözlerine baktım.

"Gelsen ya."

Titrek, sakin bir nefes verdi. Elimi penisimden çekip ağzıma götürdüm bu sırada. Parmaklarımı ıslatacaktım ama ayaklanmasıyla zafere uğrayan en küçük atomumla bundan vazgeçtik. Eh be adam, dedi dizleri üstünde yatağa çıkarken. 

Kaderin İzdüşümü |SeKai|Where stories live. Discover now