Bölüm 18

3K 120 46
                                    

(18)

Aslında attığım iki bölümü tam bölüm olarak yayınlayacaktım fakat iki ayrı bölüm yaparak daha iyi olacağını düşündüm. 17.ve 18.bölümü aynı anda yayımladım yani. İlk bu bölüme geldiyseniz bir önce ki bölüme geçin. Karıştırmayın.

*

"Abi beni marketin önünde durdursanıza. Almam gereken şeyler var." Eve dönüyorduk, arabayı Rüzgâr abi sürüyordu fakat abimin adını kullanarak dolaylı yoldan ona söylemiş olmuştum.

"Kendine ne alıyorsan bana da ondan al."

Ped mi?

Emin misin abicim?

Son kararın mı?

Peki...

Onaylar sesler çıkarıp göz devirdim. Abim hafiften hafiften sarhoş olmuştu. Rüzgâr abi diğerlerini çoktan eve bırakmıştı. Sona biz kalmıştık. Kızlar hariç erkekler fazlasıyla içmişti. Ayak da bile zar zor duruyorlardı. Rüzgâr abi de araba kullanacağı için fazla içmemişti.

Arabayı durdurdu. Direksiyonun aynasından bir bakış attı."Birimizin gelmesini ister misin?"

Gözlerimi kaçırdım.

"Gerek yok, evle yakın mesafe de. Gelirim hemen." Market uzak değildi. Aslında ondan daha yakın olan Mehmet amcanın bakkalına giderdim de ped'i orada almak istemediğimden büyük zincirli markete gitmenin daha doğru olacağını düşündüm.
Arabadan inip markete doğru yürümeye başladım. Marketin yakının da bıraktığı için hemen varmıştım. İçeriye girip alacağım şeyin reyonuna yaklaştım. Hangi paketi alacağım konusunda karar veremezken derin bir nefes verdim.

Yorucu bir gündü. Hemde fazlasıyla. İsteme telaşı, sanki beni istiyorlarmış gibi fazlasıyla heyecanlandırıp yormuştu. Gittiğimiz mekânı anlatmıyorum bile.
Onunla dans ettiğimiz an geliyordu gözlerimin önüne. Elleri belimi sarmış, gözleri gözlerimi sarıp sarmalamıştı.
Gözlerimi ormana benzetmişti. Gözlerim için aldığım en güzel iltifat olabilirdi sanırım.

'Tıpkı bir orman gibi'

İstemsizce gülümsedim. Ben uzağa dalıp gitmişken adımın seslenilmesiyle irkildim.

"Nehir seni burada görmek ne güzel."

Gözlerim sesin geldiği yere çevrildiğin de direk kasa tarafına ilerlemeye başladım. Onun burada ne işi vardı? Gerçi benim ki de soruydu yani. Aynı mahalle de yaşıyorduk ve karşılaşmamız olağandı.

Ne diyordu bir de?

Nihir sini biridi girmik ni gizil.

"Hey cevap vermeyecek misin?"

Elindekilere bir bakış attım kaşla göz arasında. Bir kaç abur cubur ve içecek almıştı. Ona ters ters bakıp cevap vermeyerek kasiyere aldığımı uzattım. Keremim elimde ki ped paketini görmesi umrumda değildi. Utanılacak bir şey yoktu yani. Kasiyer kız paketi geçerken abimin başımda ötmemesi için kasanın hemen yanında bulunan reyonda ki çikolatalardan aldım bir kaç tane. Bunu yaparken Keremi takmıyordum bile. Bu onu daha da sinirlendiriyordu. Zaten amacım da buydu.

Onu unuttuğumu görüp peşimi bırakması...

Parayı kasiyer kıza uzatıp aldıklarımı poşete koydum. Fiş ve para üstünü aldıktan sonra da Keremin suratına dahi bakmadan dışarıya çıktım. Ben yürürken Kerem de marketten çıkmış olmalı ki önce adım seslerini hissettim,saniyeler sonra da onun lanet sesini duydum.

Rüzgâr Ateşi Körüklerse (Mahalle) (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now