Sadece motor sesinin hüküm sürdüğü uzun yolun ardından etrafı uzun duvarlarla çevrili. İçerisinde evler ve barakalar olan bir yere geldik buranın adına Kanlı Mazi diyorlardı
Yüksek kapıdan araba ile birlikte İçeriye girdik. Etrafta bir sürü insan vardı ve hepsi bir işle meşguldü; Kapıdaki görevliler, duvarın üstünden dışarıda olan biteni kontrol eden nöbetçiler, toprağa bir şeyler eken kadınlar ve etrafta eski dünyalarındaki gibi koşup eğlenen çocuklar vardı dışarıdaki tüm kaostan arındırılmıştı burası. Gördüklerimin üstüne cennet gibi bir yerdi.
Jess ile arabadan inmiş etrafı inceliyorduk Yaşlı Min ağzındaki pipoyu tüttürerek yanımıza geldi ve bir elini omuzuma attı. Etrafta göz gezdirerek burayı beğenip beğenmediğimizi sordu ardından gururlu bakışları bizi buldu. Buranın bu denli güzel hâle getirilmesinde O da büyük bir rol oynamıştı anlaşılan.
Yaşlı Min'e, buranın hayret edilesi bir yer olduğunu söyledim. O sırada Taehyung, hemen arkasında, onu takip eden bir kadınla yanımıza geldi.
"Matmazel! Bu Jungkook, kardeşi ile aramıza yeni katıldı onlara yerleşmelerinde yardımcı ol lütfen." dedi ve Jess'in çenesinden okşayarak yanımızdan ayrıldı.
Matmazel esmer tenli, yeşil gözlü, incecik ve alımlı bir kadındı uzun ince parmakları ile bize yolu gösterdikten sonra arkamızdan ilerlemeye başladı. Kalabalık ve samimi sokakların içinden ilerliyorduk Matmazel ince ve durgun sesi ile konuştu
"Büyük sürü olayından kurtulmuş olmanıza sevindim. Burada tamamen güvende olacaksınız 7/24 nöbetçiler iş başında oluyor, duvarların içinde sebze ve meyve yetiştiriyoruz, düzenli olarak her çarşamba görevliler erzak aramaya yakınlardaki alışveriş merkezlerine gidiyor."
Duyduklarıma çok sevinmiştim ama Jess daha çok sevinmiş olacaktı ki heyecanla lafa atladı.
"Oha burada haftanın günleri mi var?"
"Jess! Böyle zarif bir hanımefendi ile nasıl konuşuyorsun!?"
"Şey özür dilerim birden yükseldim ama zaman algım tamamen kaybolmaya başlamıştı. Peki bugün günlerden hangi gün, hangi aydayız?"
Jess'in peşpeşe sıraladığı sorulara, Matmazel biraz şaşırmıştı. Jess'i daha fazla heyecanlandırmadan sorularını cevapladı."Bugün burada pazartesi küçük hanım ve hesaplamalarımıza göre Nisan ayının son haftasındayız." Jess yine Matmazel'in sözünü keserek konuştu.
"Ah be abi doğum günün geçen haftaymış. 19. Yaşın kutlu olsun."
"Teşekkür ederim Jess ama artık doğum günlerimi kutlayacağımı sanmıyorum." dediğimin üstüne Matmazel ani bir çıkışla itiraz etmeye başladı.
"Böyle düşünmemelisiniz. Taehyung burayı eski hayatımızdaki gibi bir yere çevirmeye çalışıyor özel günlere de çok dikkat eder lütfen onun yanında kendinizi değersiz kılmayın, kırılacaktır." Matmazelin söyledikleri beni çok şaşırtmıştı. Taehyung gibi bir adam kırılabiliyor muydu? Matmazel düşüncelerimi bölüp yaşayacağımız eve Vardığımızı söyledi. Kilitli kapıyı açıp içeri girmemizi işaret etti ve anahtarları bana uzattı. Ev iki kişi için oldukça büyüktü, kalabalıktan bir nebze daha uzak olan eve bizi getirdikten sonra giderken son bir şeyler daha ekledi.
"Burayı Taehyung özellikle seçti, umarım rahat edersiniz. Pazartesi akşamları meydanda, yani ilk tanıştığımız yerde ateş yakıp sohbet ederiz. Katılmak zorunlu değil. Zaten genelde gençler katılır ama lütfen siz de gelin hem diğerleri ile kaynaşmış olursunuz"
"Tabii geliriz Matmazel, her şey için çok teşekkürler. Taehyung'a da minnetlerimizi iletirsen çok seviniriz."
"Elbette! Siz dinlenmenize bakın akşam görüşmek üzere"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Live Too Die | Taekook
FanfictionDüşünün, aileniz ile geçirdiğiniz mükemmel bir gecenin sabahına yatağınızın baktığı cama yapışmış, sizi yemek için salyalarını akıtan bir ölü ile uyanıyorsunuz... Genç yaşında bu Ölümcül salgınla karşılaşan Jeon Jungkook tüm hayatını, tek varlığı ka...