Ulan yanlışlıkla final bölümünü atıyordum ha qalkgedmğh neyse ucuz yırttım :) Bir de Luke Astrid’e karşı bir şey hissetmiyor ve Ashton Astrid’le küs değil.
Ve @MSHanDeniz Astrid için bir parodi hesabı açmış bunun için ona teşekkür ederim. Hesap: @Mclntyre
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar…
“Lanet olasıca suyumu bile kendim alamıyorum! Ne bokuna ölmedim ki! Kahretsin!”
Astrid’in çığlıkları giderek artıyordu ve ben hiçbir halt yapamıyordum. Sadece evin bahçesine çıkmış, kafamı odamın camının önündeki duvara dayamış bekliyordum. Onun çaresizliğinin dinmesini gözlerimdeki yaşlarla beklemek… İçeri girip ona sarılsam belki her şey düzelirdi, belki de düzelmezdi. Denemeden bilemezdim fakat ona sarılsam olacakları biliyordum. Muhtemelen beni istemeyecekti ya da bana olan nefretini üzerime kusacaktı.
Yaklaşık bir saat bekledim. Beklemek ölümden beterdi ve ben kendimi zor tutuyordum. Neyse ki Luke dışarı çıkıp yanıma geldiğinde son anda içeri girmekten vazgeçtim. Çünkü şey… Yüzünde iki tane ve kollarında çokça tırnak izi vardı. Astrid’in krizinin böyle bir etki yaratacağını bilmiyordum ama Luke kesinlikle ağzıma sıçacaktı. Yüzüne bakıp incelemekten kaçınırken tam önümde durdu “Özür dilerim,” diye mırıldanıp elini uzattığında beni kaldırmasını reddettim ve kendim kalktım. Ona Astrid’i benim yere atmadığımı ya da ne bileyim akşamdan beri orada yatırmadığımı açıklamak zorunda değildim. Yapmadığım bir şeyi açıklayamazdım zaten.
“Calum, dinler misin?” yanından geçip gidecekken kolumu tutan eline bakış attım ve başımı yüzüne çevirdim. Mavi gözleri acıyla bakıyordu. Hepimiz kadar etkilenmişti fakat daha derin bir şey vardı. Neydi bu, aşk mı? Aklımdaki düşüncenin verdiği hırsla kolumu ondan çektim. En yakın arkadaşım aşık olduğum kıza aşık olmazdı. Ucuz bir lise dramasında değildik.
“Ona aşık mısın?” diye açık açık dolandırmadan sordum. Önce gözleri açıldı sonra kafasını hızla iki yana sallayarak aşık olmadığını onayladı. Açıkçası içim rahatlamıştı.
“Bunu düşünecek kadar aptal mısın? Ya da sana bunu yapabilecek kadar şerefsiz miyim Calum?”
“O zaman neden ona bu kadar düşkünsün?”
“Çünkü o arkadaşımız Calum. Onunla aramda senin algıladığın gibi bir bağ yok, düşünmen bile saçma. Kafana takacağın birçok şey varken ona aşık olup olmadığım sorusu mu kafanı kurcalıyor?”
Haklıydı. Düşünmem bile o kadar saçmaydı ki… Asıl konu burada Astrid’ken Luke’un ona aşık olma ihtimali yüzde birdi. Yani evet, mantıksız taraf lanet oldun ki yine bendim. Bu yüzden başımı öne eğip “Tamam,” diye mırıldandım. Değişmeye çalışıyordum, bunun için çabalıyordum, tüm bu sıkıntılı durumlardan kaçmamaya çalışıyordum fakat Astrid’in durumunu görüp olanların suçunu kafamda büyütünce her şeyden kaçmak tek çözümdü sanki. Gidersem ya da buradan kaçarsam daha iyi olurdu sanki.
“Özür dilerim. Yani sana vurduğum için,” Luke mırıltı şeklinde söylediği cümleyle beni şoka uğratırken devam etti “Su almak için yataktan çıkmış ama alçısı yüzünden hareket edemeyince… Öyle patlamış işte. Kendi başına bir şey halledememek onu fazla etkilemiş.”
Daha iyi olmalıydı. Yaşadığı için mutlu olmalıydı ama vücuduna etki eden şeyler yüzünden bilinçaltı her şeyi kötüye yoruyordu. Pozitif düşünen bir kızı nasıl bu hale getirebildiğimi bilmiyordum. Sadece pişmandım. Bütün bokluklarım için pişmandım.
“Luke, belki de gitmeliyim.”
“Şuan mı? Hala görmüyor musun Calum, onu düzeltecek tek kişi sensin. O cılız kalbi hala atıyorsa bu senin için. Şuan gidersen bir daha asla eskisi gibi olamaz. Asla toparlayamaz ve doktorlar onu rehabilitasyona gönderir.”

YOU ARE READING
Halloween | C.Hood
Fanfiction"İyi geceler, Calum. Beni eskisi gibi hatırla." Calum Hood Fanfiction © Tüm hakları saklıdır