なぜあなたは

190 23 45
                                    

Her şey yine birbirine girmiş halde.

  Kendime zarar veremeyecek kadar yorgunum.

   Fiziksel olarak değil.

   Kolumdaki kesikler kremin etkisiyle cayır cayır yanıyor. Banyodaki boy aynasından bedenimi izliyorum. Bitik haldeyim

Hala gövdemde mürekkep izleri var. Yazdığı her şey apaçık seçiliyor. Vurduğu yerlerde korkunç çürükler oluşmuş.

Onları görmemeye çalışarak inceliyorum kendimi.

Göğsümdeki ve karnımdaki ameliyat izlerim hafiflemiş, yine de hala oradalar. Kilom yerine gelmiş, vücudumun oranı testosteron hormonu yüzünden değişmiş. İlk kesişimden sonra saçlarım da uzamış artık. Çene hattım keskinleşmiş, kalçalarım düzlenmiş. Sivilcelerim sonunda yok oluyor. Ergenlikten çıkmış gibiyim.

Yine de hala her şey yerli yerinde değil. Daha işlemlerin çok başındayım. Olmam gereken en az iki ameliyat daha var. Yüksek maliyetli, sigortanın karşılamadığı ameliyatlar.

   Üstelik sonrasında pek çok riskle karşılaşacağım gerçeğiyle de yüzleşmek zorundayım. Bir sürü ilaç kullanmam, o ilaçların yan etkileriyle başa çıkmam gerekecek.

Bu kadar çabalıyor oluşumun nedenini bilmiyorum.

Neden kendimi değiştirmek için çabalıyorum ki, yaşamayı bile azrulamıyorum. Mutlu olmaya çalışmak çok yorucu. Çok gereksiz. Sonuçta bir şey elde edemeyeceğim.

   Belki de vazgeçmeliyim.

Dazai-san'ın başarısız intihar çabalarını yeni yeni anlamlandırıyorum sanırım.

Ölmek istemiyor fakat yaşamak için de bir nedeni yok. Bir neden arıyor. Yaşamak için sebepleri olsun istiyor.

Sanırım ben bu yüzden vazgeçemiyorum.

Yaşamak için sebeplerim var. Naomi var. Hayallerim, planlarım var.

Yine de bazen hepsi o kadar değersiz görünüyor ki gözüme...

Naomi için yaşamak zorunda mıyım? Sırf o üzülmesin diye?

Başkaları için mi yaşıyoruz?

Sevdiklerimizi üzmemek için. Ya da en azından ben öyle yapıyorum.

   Ama merak ettiğim bir şey var.

   Yaşamak için illa bir sebebe ihtiyacımız mı var? Sadece yaşasak olmaz mı? Yaşamış olmak için yaşasak.

   Ugh...

Sanırım yine çok düşünüyorum.

Aynadan bir süre daha kendime bakıyorum sessizce. Yüzümü, gözlerimi izliyorum.

Sonra kapıyı kilitleyip pantolonumu çıkarıyorum ve halihazırda yerde duran kazağımın üstüne atıyorum özensizce.

Peckerimi de çıkardığımda bedenim aynanın karşısında tamamen çıplak kalıyor. Kendime sarıyorum kollarımı istemsizce.

   Kasıklarımdaki ameliyat izleri can sıkıcı. Üstelik daha o izlere pek çok yenisi eklenecek olduğunu bilmek de cabası.

   Çıplak bedenime uzun uzadıya bakmak zor geliyor, bu nedenle gözlerimi yansımamdan ayırıp duşa giriyorum. Suyu açıp ayarladıktan sonra ellerimi saçlarımdan geçirip iyice ıslatıyorum, bu iyi geliyor.

𝘊𝘩𝘪𝘨𝘢𝘶/𝘛𝘢𝘯𝘪𝘈𝘵𝘴𝘶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin