Korku bütün surları ateşe verdiğinde, kaçacak hiçbir yer kalmamıştı.
Suriye / Rakka
Siyah araba hızla arazi yolunda ilerliyor, çıkıntılı tümsekler aracın ara ara hızını düşürüyordu. Şivan göz ucuyla ön camdan çevreyi süzdü. Hemen sonra telefonu kulağına götürmüştü.
"Paket hazır mı?"
Şivan Türkiye'ye gelmek için yola çıkmıştı. Gölge'nin yanına uğramadan önce küçük bir karşılama töreni düzenleyecekti.
"Yüzbaşı, toprakların da olduğumu anlayacak. Ayak seslerimi şimdiden duymasını istiyorum."
Dudaklarının üzerine sinen gülümseme kanla besleniyordu. Kalbini çürüten nefret hastalıklıydı. Öldürme ve acı çektirme arzusu onu vahşi bir hayvana dönüştürmüştü.
"Paket hazır patron. Gömleği buldum, istediğin diğer şeylerde eklendi."
Motorun sesi kesildiğinde kaldırımın kenarında durmuştu. Adam kafasında ki kaskın ön camını açtığında, ileride karanlık tarafta kalan adamı gördü. Kaldırımda tek başına oturuyordu. Üzerinde ki üniforma sokak lambasının yaydığı turuncu cılız ışıkta daha fazla belli oluyordu.
"Güzel.. şimdi paketi sahibine teslim edin."
Ve hat düşmüştü.
"Kartal.. senin devrin tamamen kapanıyor."
Güldü. Genzinden gelen derin kıkırtılar boğuktu.
"Senin ve adamlarının."
Parmaklarının ucunda ki siyah çerçeveli gözlüğü yüzüne doğru götürerek taktı.
"Tek tek.."
Ve çakal oyunu kurdu. Sırtlanlar ise daha fazla kemik ve et için emrine çoktan girmişlerdi.
Tarık aldığı emirle motosikleti çalıştırdı. Ellerini saran siyah deri eldivenler motorun iki yanına uzanmış, ve hareketlenmişti. Motor hızla öne atıldığında, Tarık Beybolat'ın önünden geçerken kutuyu yana doğru fırlattı. Beybolat yanına, kaldırıma düşen kutuyla irkilmiş, saniyeler içinde toparlasada motor sokağın sonuna doğru ilerlemişti.
Beybolat İlk birkaç saniye kutuya yalnızca göz teması ile dokundu. Ama patlayıcı veya herhangi bir şey olsa düşme anında zaten patlardı. Bu yüzden daha fazla vakit kaybetmeden kutuya yönelmiş ve kapağını açmıştı.
