to Jeno

94 13 3
                                    

Uzun bir hikayenin başrolü değildim, hayat benimdi ama asla ona ait hissetmedim. Aitlik hissi, benden başka herkeseydi, bana hiç mi hiç uğramamıştı.

Yine de seninle yan yana gelince içimde bir his oluşuyordu. Ne yazık ki bu his, aitlik değildi, sen bile yeterli değildin beni kendine ait hissettirmek için.

Seninle okula gittiğimiz zamanlarda bile sadece belli başlı yerlerde oturur konuşurduk. Ama ben hiç sana ölmek istediğimden bahsetmemiştim. O zamanlar küçüktüm deyip kendimi avutuyorum. Aslında o zamanlarda bile farkında olmadan kendime zarar veriyordum. Elimin üstündeki kesik izleri, beyaz tenimde kırmızı kırmızı duruyordu.

Yine de sebebini bilmiyordum, neden kendime zarar veriyorum, neden başarılı sayılabilecek hayatımda hep üzgünüm?

Elimin üstündeki kesikleri bir arkadaşım gördü ve "Seni şikayet ederim yapma böyle." dedi sadece. Belki de hafızam beni yanıltıyordur. Gerçi bugüne kadar bu anıyı hafızamdan silmişim ama detaylarını hatırlıyorum şimdi.

Ben sandalyemde oturuyordum, ergenlik zamanlarımdı. Üstünde desenlerin bulunduğu makasla ellerimin üzerini çizmiştim. Derin değildi, hiç kanamamıştı ama o kırmızılıkları görmek beni iyi hissettiriyordu. Makası elimden masaya bırakırken içeri girdi. Ne yaptığımı sordu ve gerisi yok. Hatırlamıyorum. Ama sonra ona sinirlenmiştim. O da bana bağırıp çağırmıştı.

"Neden?" diye sormamıştı. O sormayınca ben de sorma gereği duymadım kendime hiç. Ama aradan 4 sene geçti. 2 senedir soruyorum kendime, hak ettim mi? Bilerek mi yapıyorum bunları? Yoksa hepsi benim dramatize edişimden mi kaynaklı?

Ve bu soruları sorarken kafayı yiyorum. Çoğu sabah gözlerim şiş uyanıyorum. Ama doğruyu söyle Jeno, yine de güzel resimler paylaşıyorum değil mi? Güzel şarkılar dinliyorum, güzel fotoğraflar çekiyorum. Hatta Lucas'ın esprilerine karnım ağrıyıncaya kadar gülüyorum.

Ve sonra tekrar gözlerim doluyor, yutkunamıyorum.

Bu mektuba seninle başlama gereği duydum. Yanlış anlama, en sevdiğim sen değilsin ama aşırı daraldığımda bir iki kez sana anlatmıştım. Sonra "Niye anlattın ki gerizekalı, her şeyi aklında kuruyorsun?" diye ağlamamı yok sayarsak her şey iyiydi.

Yardımcı olmaya çalıştın ama hiçbir boka yaramadı çünkü ben, kendimi öldürürsem cehenneme, ecelimle ölürsem cennete gideceğimi düşünen bir malım.

Jeno, seni seviyorum biliyorsundur. Bu tip şeyleri söylemek benim harcım değildir. Yuta'ya bile bana her seni seviyorum deyişinde cevap veremiyorum. Tamamen yine aklımda kurduğum saçma şeylere bağlı.

Ama şimdi rahat rahat seni seviyorum yazabilirim. Çünkü bırakıp gidemezsin beni. Senden önce ben gideceğim.

Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum...

Her zaman diyemesem de çoğu zaman bir arkadaştan fazlası oldun, sağ ol her şey için. Bu mektuba kendimden bir şeyler katmak istiyordum bu yüzden gözyaşlarımı ekledim mektuba.

Çirkin el yazımı umursama,

Unutma, ben ölmedim. Ölmeye cesaret edemeyecek kadar korkak olduğum için, öleceğim günü bekliyorum.

Kim, hâlâ yaşadığı halde arkadaşına veda mektubu yazar ki?

Ben yazdım, sırf ani ecelim içimde tuttuklarımı anlatmayı beklemeden gelirse diye.

Diğer mektubumu Lucas'a yazacağım. Sonra Jaehyun ve son olarak da sevgilime...

Ah, onu şimdiden çok özledim.

Bazen, ona ait hissettiğim zamanlar oldu ama şu aralar ona karşı sadece aşk ve özlem hissediyorum.

Düzelecek miyim bilmiyorum. Eğer düzelirsem bu mektubu yak. Saklama yoksa aklımı buna takıp tekrar tekrar eskiye dönerim.

Beni kırmayacağını biliyorum Jeno Lee.

Senin beni kırmadığın gibi, hayat da seni kırmasın.

–Sevgilerle Dong Sicheng

🪔

“Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:
İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir,
Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.”

–W. Shakespeare, 18. Sone



Goodbye Letter † YuwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin