2.4 • crying crying crying

1.1K 79 22
                                    

Uyandığımda üzerimdeki iç çamaşırlarımı görür görmez dün gece olanlar aklıma gelmişti.

Utançtan geberiyordum.

"Jungkook! Uyan hadi saat 12'ye geliyor."

Jungkook gözlerini ne oluyor dercesine açtı ve ardından gülümsedi.

Hiç utanmış gibi durmuyordu.

"Günaydın hayatım!"

Karşılıklı birbirimize günaydın dedikten sonra ayağa kalkmam gerektiğini farkettim.

Ama kalkamazdım.

"Jungkook önce sen kalk. Banyoya geç duş al giyin. Sonra da ben burada giyineceğim ve duş alacağım sen çıktıktan sonra."

"Tamam Lalisa kalkıyorum. Manzaraya hazır ol! Ya niye gözlerini kapıyorsun?"

"Gerizekalı gitsene hadi."

Jungkook banyodayken üzerime pijamamı geçirdim ve çıkmasını beklemeye başladım.

Dün korunmadığımız için eczaneden hap almayı aklıma kazıdım.

Jungkook çıktıktan sonra ben de duşa girdim.

Kahvaltı için dışarı Jungkook'un önerdiği bir yere gitmeye karar verdiğimizde hemen hazırlanıp çıktık.

Restorana geldiğimizde şansa bulduğumuz manzaralı bir yere oturduk ve siparişlerimizi verdik.

"Hiçbirşey yemiyorsun hayatım. Yine bayılacaksın. Doktor yemen lazım dedi."

"Ne yapayım iştahım yok. Hem sen beni zayıf sevmiyor musun? Çok mu zayıfım?"

"Ay ne alaka aşkım. Ben sadece sağlığın için diyorum. Yoksa sen o kadar güzelsin ki. Nasıl her halinle güzelsin şaşırıyorum valla. Çok aşığım çok!"

"Ben de sana" deyip öpücük attım.

Jungkook bana zorla yemek yedirmeye çalışırken arkamda tiz bir kadın sesi duydum.

"Merhaba Jungkook! E şey neydi adın?"

Ben kadına cevap verecekken Jungkook'un ona tip tip baktığını farkettim. Çok sinirlenmişti.

"Ben Lalisa da. Siz kimsiniz?"

"Ben Choon. Tanıştığıma memnun oldum. Ay sonunda buldum sizi."

Ağzımı kocaman açmıştım. Olay olduğu dönemde kızlar Choon'un Instagram'ında gezip söverken ben hiç bakmaya yeltenmemiştim. Hiç hayal ettiğim gibi değildi.

Ve utanmaz gibi yanımıza gelmişti.

"NEDEN GELDİN CHOON?" dedi Jungkook sesini yükselterek.

"Ay canım dur sakin ol. Çok tatlısınız ya. Durun size güzel bir haber vereyim."

Çantasından bir kağıt çıkardı ve masanın üstüne bıraktı.

Ben ne olduğunu daha net görmek için resime doğru yaklaştım.

Bu bir ultrason resmiydi.

Hatta birkaç tane vardı.

Hayır düşündüğüm şey olamaz değil mi?

Jungkook kaşlarını çatmış bakarken Choon'dan birşeyler söylemesini bekliyorduk.

"Jungkook! 2 haftalık hamileyim. Baba oluyorsun."

Duyduklarım karşısında göz yaşlarımı saklayamadım ama bu Choon'du. Gerçek olmama olasılığı da , buna uğraşmış olma olasılığı da çok yüksekti. Bu yüzden Jungkook'un cevabını beklemeye başladım.

"BÖYLE BİRŞEY MÜMKÜN OLAMAZ CHOON ŞAKA MISIN SEN!"

Jungkook'un sesi restoranı inletirken az kişi olduğu için şükrettim.

Sanki tek derdim buydu.

"Jungkook 2 hafta önce olanları nasıl unutursun hayatım?"

"O gece böyle birşey olmadı. Yüzde yüz eminim olmadı. Lalisa cidden olmadı. Ayrıca bana hayatım deme! İğrençsin." dedi ellerini masaya vurarak.

"Jungkook kendin diyorsun hiçbirşey hatırlamıyorum diye. Sabah evimde uyanmamış mıydın? Biraz mantık lütfen ayol. Ben bunu uyduracak kadar kötü bir insan mıyım?"

"EVET ÖYLESİN!"

Jungkook bunu dedikten sonra ayağa kalktı ve masadaki herşeyi tek tek yere atmaya başladı.

Ben ise kulaklarımı kapatmış masaya dirseklerimi dayamış , sakinleşmeye çalışıyordum. Bir yandan da ağlıyordum.

En son mekan çalışanları Jungkook'u sakinleştirip , bizi dışarı çıkardığında Choon kapıdan bize el sallayıp masasına oturdu. Bir yandan da karnını tutuyordu.

Jungkook ileride arabayı park ettiğimiz yere doğru beni çekti ve konuşmaya başladı.

"Lisa bak yemin ederim. Yemin ederim böyle birşey olmadı. Lütfen bırakma beni. Tekrar gitmene dayanamam. Sensiz olmaz , asla yapamam. Bu işi çözeceğim. Bunu kanıtlayacağım. Ama sen lütfen bir daha benden gitme Lalisa'm."

Son cümleyi söylerken sesi kısıldı. Yüzüne bakmasam da ağladığını anlamıştım.

"Jungkook , ben de Choon'dan böyle birşey uydurmasını beklerim. Ama eğer ki doğru çıksın. Eğer ki öyle birşey olsun. Asla bir daha yüzümü göremezsin. Asla." dedim baş parmağımı göğsüne bastırarak.

"Tamam ama öyle birşey yok tamam mı? Eğer ki o sikik kafamla böyle birşey yapmış olayım. Asıl ben kendimi affetmem. Bakmam yüzüne. Asla bakamam."

Jungkook'un da bunun gerçek olma ihtimalini düşündüğünü farkettiğimde ağlamam daha da şiddetlendi.

Jungkook arabanın kaputuna ayağı ile vururken bir yandan da söyleniyordu.

"Sikeyim neden mutlu olamıyoruz? Neden? Hep böyle mi olacak? O gece oraya giden kafamı sikeyim. Seni dinleyemen kafamı sikeyim. Kendimden nefret ediyorum. Seni üzdüğüm her gün kendimden nefret ediyorum."

Ben o kadar gerilmiştim ki deli gibi titremeye başlamıştım.

"Lalisa sakin ol!"

En son gözüm karardı ve yere yığıldım.

Ve bir kez daha bunun bir kabus olmasını diledim.

Bölüm normalde daha uzundu ama kaydetmediğim için silinmiş :( Tekrar yazdığım için biraz kısa oldu. Sizce neler olacak ? Tahminlerinizi alayım.

flat for rent • lizkook  Where stories live. Discover now