31.Bölüm: Ustayı Ziyaret Etmemenin Cezası

1.1K 164 59
                                    

Askerler, Destan'ı bedenine bağlanan zincirlerden kaldırıp üzerinde gizemli semboller bulunan bir kafesin içine yerleştirdiler. Bu kafesleri hiç bir güç kıramazdı. Çünkü bu zincirler ve kafesler aslında tek bir kişi için üretilmişti. O kişi de şuanda hapishanedeydi.

Askerler son hazırlıklarını yaptıktan sonra devasa boyut kapısına doğru yola koyuldular. Destan'ın yüzünde acı çekiyormuş gibi bir ifade vardı. Zehir oğlanın tüm damarlarının rengini siyaha döndürmüştü. Destan'ın kalp atışları ve nefes alıp verişi normalden daha hızlıydı.

"Kimsin sen? Bilinmeyen bölge neresi?"

Destan kötü rüyalar görmeye başlamıştı. Bu rüyaların sebebi ayinin yarıda kesilmesinden dolayıydı.

Sürgün boyutunda içinde sadece bir mahkumun bulunduğu hapishanenin avlusunda Koniah yavaşça gözlerini açtı. Adam etrafındaki muhafızları tek tek süzdü. Muhafızların dikkati anında adama dönmüştü. Çünkü şuanda önlerindeki ihtiyardan öldürme arzusu yayılıyordu. Koniah yavaşça ayağa kalktı ve yüzüne sakin bir ifade yerleştirdi.

"Bugün canım sıkkın! Canını seven gözüme gözükmesin!"

Adamın ses tonu oldukça sakin ve huzurluydu ancak onun sözlerini duyan muhafızların gözlerinde yalnızca korku belirmişti. Muhafızlar birbirlerine şaşırmış bir şekilde bakarken Koniah oldukça uzun olan zincirleri yavaşça bileğine dolamaya başlamıştı.

"Bastonum ve kıyafetlerim umarım hala duruyordur! Öğrencilerimin karşısına bastonsuz ve yarı çıplak bir vaziyette hiç çıkasım yok!"

Muhafızlar korkarak da olsa avluya giriş yapmışlardı. Her bir muhafız silahını Koniah'a doğrultmuştu. Askerlerin içindeki en kıdemli kişi yavaşça öne çıktı ve tehditkar bir ses tonuyla konuştu.

"İhtiyar! Aklından ne geçiyorsa unut! Bu hapishane ve seni bağlayan zincirler sana için özel olarak üretildi. Kaçmak gibi bir niyetin varsa biz seni durdurmak için canımızı veririz!"

Koniah'ın yüzü bir anda ciddileşti. Adam derin bir nefes aldı ve askerleri süzdü.

"Bir daha söylemeyeceğim! Gözüme gözükmeyin!"

Askerler adamın yüz ifadesini görünce yavaşça geri çekilmeye başlamışlardı. Koniah kendisini yere bağlamış olan zincirleri tüm gücüyle çekmeye başladı. Zincirler oldukça gergin bir hale bürünmüştü. Kıdemli muhafız insanların korktuğunu ve Koniah'ın zincirlerden kurtulmaya çalıştığını görünce hızlıca konuştu.

"Aptallık etmeyin! Pozisyonunuzu koruyun! O zincirlerden kurtulmasına imkan..."

Zincirlerden birisi tok bir sesle koptuğunda kıdemli muhafızın suratı bembeyaz olmuştu. Adam derin bir nefes verdi ve arkasındaki muhafızları kenara iteledikten sonra arkasına bile bakmadan kaçmaya başladı. Tüm muhafızlar yaşlı adamın zincirlerinden birinden kurtulduğunu görünce tereddüt dahi etmeden kaçmaya başlamıştı. Çünkü hepsi biliyordu ki Koniah canavarın tekiydi. Bu adam tek başına yüzlerce insanı öldürmüştü. Üstelik bunu yaparken bedenine tek bir çizik bile almamıştı.

Koniah çevresinde olan şeylere aldırış etmeden zincirlerini kırıyordu adam kalan son zincirini de söktüğünde derin bir nefes verdi. İhtiyar, etrafına baktığında muhafızlardan geriye kimse kalmamıştı. Adam bileğine sardığı zincirlere bakış attıktan sonra gülümsedi.

"Gerçekten iyi malzemeden yapmışlar. Ancak hakkımda bilmeleri gereken bir şey var. Yeryüzünde beni hapsedebilecekleri bir hapishane inşa etmek için tanrılardan yardım almaları lazım."

Destan - Kitap 2Where stories live. Discover now