19

163 16 14
                                    

Herkese Merhaba.

Keyifli okumalar dilerim.

Medya-Nur

Lalin Çakırtaş

"Berkan Lalin'i hastaneye getirdiğin için çok teşekkür ederim!"

Sesler kulağıma uğultu şeklinde gelirken beni boğan siyah karanlıktan kurtulmak adına gözlerimi güçlükle aralamaya çalıştım. Göz kapaklarım ağrılık yaparak buna engel olmak istese de kendimi zorlayıp gözlerimi açtım. İlk başta etraf bulanık iken yavaşça netlik kazandı.

Kapının yanında fısıldayarak konuşan Berkan ve Nilsu'yu görünce olanlara anlam veremedim. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde hastane odasında olduğumu fark ettim. Olanlar aklıma gelmeye başlayınca aynı anda başıma da keskin ağrı girmesi bir oldu.

Yüzümü buruşturup gözlerimi geri kapattım. Ağrı yavaşça azalırken gözlerimi tekrar açtım. Her şey aklıma gelirken beynim bir noktada takılı kaldı. Bayılmasaydım Berkan her şeyi öğrenecekti. Bir yandan da bayılmam iyi olmuştu. Büyük ihtimalle öğrenmemişti. Öğrense yanımda olmazdı.

"Lalin uyanmışsın!"

Nilsu'nun sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp başımı salladım. Berkan'a baktığımda gözlerinin bende olduğunu fark ettim. Kalbimin atışları hızlanmaya başlarken buna az da olsa engel olmak için gözlerimi ondan çektim.

"İyi misin?"

Berkan'a bakma gereği duymadan başımı sallayıp "Evet!" dedim ve sustum. Gözlerine bakacak kadar cesur ve dürüst biri değildim. Birkaç saniye sessizlik hüküm sürerken "Ben artık gideyim!" diyen Berkan ile gözlerim aniden siyah gözlerini buldu. Gitme... Sana söylediğim büyük yalanlar varken senin kalmanı isteyemem ama gitmeni de istemiyorum. Bencil miyim?

"Bir daha bayılmanı istemem. O Kendine iyi bak Lalin!"

Tek kelime edemedim. Konuşmak için dudaklarımı aralamak istedim ama dudaklarım mühürlenmiş gibi açılmıyordu. Başımı sallamakla yetindim. Arkasını dönüp kapıya doğru yönelmesiyle gözlerimin yandığını hissettim. Neden bu oyun bana ağır geliyordu? Kapı kulpunu açıp odadan çıkacakken gözlerimi ondan çekip birleştirdiğim ellerime çevirdim. Kapının sesi ile gözlerimde hissettiğim yanma artmıştı. Ardından yaşlarla dolduğunu anlamam zor olmadı. Yaşlar bir anda akmasıyla elimin tersi ile hızlıca sildim. Ellerimin üzerinde yer edinen eller ile buğulu gözlerle Nilsu'ya baktım.

"Anlat canım!"

Nilsu'nun sesiyle derin nefes alıp söze başlamadan önce yutkundum.

"Nilsu bu iddia için söylediğim yalanın ağırlığını taşımakta zorlanıyorum. Onun gözlerine bakarken onu kandırdığım gerçeği aklımdan çıkmıyor. Dayanmakta zorluk çekiyorum!"

Nilsu beni kendine çekip sarılırken ellerimi kaldırıp beline yerleştirdim. "Haklısın canım. O yüzden itiraf etmen en iyisi!" demesi ile başımı salladım. Sonucu ne olursa olsun en yakın zamanda itraf etmem gerekiyordu.

🌸🌸🌸🌸
"Gelmemen gerekiyordu Lalin!"

Omuz silkip "Olabilir ama evde sıkılıyorum Kanka!" diyip oturduğum yeşilliğe iyice yayılıp telefonumu alıp instagrama girdim. Takip isteklerinin olduğu kalbe tıkladığımda gördüğüm isim ile ekrana dokunduğum parmaklarım yavaşladı.

@Atalay_Berkan seni takip etmek istiyor.

Kaşlarım istemsizce yukarıya kalkarken bekletmeyip isteği kabul edip geri takip yaptım. Bakalım kimleri takip ediyor?

Cansu kim acaba? Peki Pelin ya da Minel.Onlar kimdi? Sadece altı kişiyi mi takip ediyordu? Ben dahil olunca yedi oldu. Aklımda binbir soru birbirinin ardına sıralanmış cevap beklerken beynim eror vermiş gibi duraksadı.

"Kuzen!"

Duyduğum ses ile gözlerimi ekrandan çekip başımda dikilen yüze çevirdim. Gözlerim kocaman açılırken aynı zamanda ayağa kalkıp şaşkın bakışlarımla sadece "Atlas!" diyebildim.

"Senin burada ne işin var?"

Sorumu es geçip "Özlemişim seni suç ortağım!" dedi ve kollarını bana sarıp sararken bende sarılışına karşılık verdim. Canım kuzenim benim. Gözlerimi kapatıp sıkıca ona sarıldım.

"Herkese Merhaba!"

Tanıdık ses ile yumduğum gözlerimi aniden açmamla karşımda Nur ile duran Berkan'ı görmem bir oldu. Berkan'ın gözleri baştan aşağıyı gezinince bulunduğum durumu yeni idrak edebildim. Evet çık bakalım işin içerisinden Lalin!
Atlas'tan hızlıca ayrılıp doğruldum. Berkan'ın bakışlarını halâ üstümde hissediyordum.

"Yok Artık senin burada ne işin var?Beni mi takip ediyorsun?"

Nur'un ani sorusuna anlam veremeden Atlas'ın gülme sesi ile gözlerim ikisi arasında gidip gelmeye başladı. Atlas elini pantolonun cebine koyup "Senin gibi çakma sarışını neden takip edeyim ki?" demesi kaşlarım havalandı. Nur'a bakacaktım ki gerek kalmadan hızlı adımlar ile yanımıza gelip Atlas'ın önünde durdu, açık bıraktığı saçlarının bir tutamını alıp Atlas'ın gözüne sokmak ister gibi kaldırdı.

"Sen inansan da inanmasan da saçlarım Orjinal. Çakma değil. Anladın mı beni Öküz ruhlu manyak?"

Dudaklarım o şeklini alırken Atlas'ın tek kaşı yukarıya kalktı. Aralarında boy farkı az olmasına rağmen Atlas başını Nur'a doğru eğip "Ne dedin sen Çakma Sarışın?" diye sormasıyla Nur gülümsedi ama daha çok sinirle karışık tahammülsüzlük gülüşü gibi bir şeydi.

"Öküz ruhlu manyak dedim. İsmini mi unuttun yoksa ?"

Atlas derin nefes alıp "Cidden delisin sen!" dedi ve bir adım geriye gitti. Bir dakika bunlar birbirine böyle isim takacak kadar tanışmışlar mıydı?

"Siz tanışıyor musunuz? Ayrıca Sen kimsin?"

Berkan düşüncelerimi okumuş gibi soruyu sorarken Nur Berkan'a bakıp "Ne münasabet .Ben bu öküz ruhlu manyağı tanımıyorum!" diye laf atmasıyla Atlas'ın gözleri Nur'daydı.

Araya girmem gerektiğini düşünüp "Tanışma detayını sonraya erteleyip Atlas'a bir şey soracağım. Senin burada ne işin var?" diye sordum. Ne de olsa onun şuan İzmir de olması lazımdı. Sonuçta İzmirde Dokuz Eylül üniversitesinde Hukuk okuyordu.

"Bir sene boyunca artık seninleyim Kuzen. Babam naklimi buraya aldırdı!Son senemi burada okuyacağım."

Şaşkınlığım zirveye tırmanırken Ben ve Nur'un dudaklarından tek bir kelime döküldü.

"Ne?"

"Ne?"

Bölüm sonu.

Evet kaldığımız yerden hızla devam ediyoruz.

Bölüm hakkında düşüncelerinizi alayım.

Atlas'a bir hoşgeldin alırım 😚

Yıldızımı parlatmayı unutmayın. Sağlıcakla kalın ♥️

İDDİA Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ