Bölüm 18

712 73 1
                                    

           İçimi saran sıcaklık o kadar tatlıydı ki bu rüya ise kesinlikle uyanmak istemiyor ve dünyanın acılarının dışarıda kalmasına ebediyen istiyordum. Sırtımda ki yumuşak okşayışlar kesinlikle bunun bir rüya olduğunun benim için bir kanıtıydı. Beni kimse böyle sevmezdi, dokunmazdı. Özellikle de yoğun psişik travmalarım’ın sonun da beni bilerek yalnız bırakırlardı.

Bu tanıdığım özel insanların dr. Lenny gibi kendilerini ve beni koruma yöntemleriydi. Ee onların haricinde yakın olduğum kimse olmadığına göre bazen rüyamda bana gelen ailemin beni sarıp sıcaklıklarını verdikleri gibi bu da mutlaka böyle güzel bir rüyaydı. Gözyaşlarımın yanaklarımdan aktığını hissetmemin ne kadar gerçekçi olduğunun da hiçbir önemi yoktu çünkü ben zaten gerçekle rüyanın çok ince olduğu çizgilerde dolaşan biriydim.

Her şey iyiydi de bu resimde ki tek gariplik duyduğum şefkatli mırıldanmaydı. Çünkü bu ses ne anneme ne de babama aitti ve net olmasa da ben bu sesi bir yerlerden 'sinirle' hatırlıyordum.

Başımı kaldırmayı ise şiddetle reddediyordum ama sonunda yapmam gerektiğini de biliyordum. Gerçeklikle yüzleşmem gerektiğini. Tam o sırada o ses bilmek bile istemediğim gerçeklikte ki ses, adımı fısıldadı “Amber? İyi misin? Emin olmak istiyorum. Hadi!” fısıltılı olsa da adam beni yine de sinir ederek inatçı davranıyordu.

Başka çaremin olmadığını bilerek başımı arkaya atıp kollarında olduğum adama baktım. O kadar yakındık ki tam manası ile bir dudak, bir nefes mesafesinde. Gözlerine odakladığım gözlerim onun belki de saatlerdir onun kucağında olduğunu bilmemezliğe geliyor ve çaktırmıyordu. Eğer aklım başımda neler olduğunu anladığıma dair tepkiler verirsem ilk defa hissettiğim, bu yüksek,sıcak güvenlik duygusundan çıkmam gerekecekti. Ama bebekliğimden beri o kadar yalnız ve o kadar üşüyordum ki. Ben hiç böyle ısıtılmamış, hiç böyle tutulmamıştım. Bunu birazcık daha yaşamayı arzulamak günah değildi herhalde.

Onun gözlerinde ne gördüğümü bilmiyorum ama halinden memnun duruyordu. O bir şey sormadı ben bir şey demedim, beni nasıl olduğunu bilmesem de anladığını anladım sanki aramızda sessiz bir sözleşme yaptık ben istediğimi alacağım ve o ağzını bile açmadan onu bana verecekti.

Kafamı tekrar sıcaklığına gömdüğümde istemsiz bir sırıtış tüm suratımı kaplamıştı. Erkeksi odunsu kokusunu içime derin derin çektim, o sırada kolları daha da sıkılaştı ve beni kemiklerimi acıtırcasına sıktığında bundan daha huzurlu olamazdım.

Sessiz, rüyasız uykuya ne zaman daldığımın farkında bile değildim.

                                                      *****

    Onun bir şeylere ihtiyaç duyduğunun farkındaydım ve şu anda ona bunu verebilmekten korkunç zevk alıyordum. Hiç sesimi çıkarmadım. Aslında kafasını kaldırdığında o kadar derin ve güzel bakıyordu, dudakları o kadar iştah açıcıydı ki onlara kapanma ve doyma isteğimi zorlukla bastırdım. Bunu onu gördüğümden beri istediğimi kendime itiraf etmem de hiçbir sakınca yoktu. Ama o buna daha hazır değildi. Ama olacaktı! Ben bunu mutlaka mümkün kılacaktım. Fakat ilk önceliğim şu anda onun rahatıydı. Çok kötü bir gece geçirdiği belliydi. Onun yüzünden, ona bir şey olacak, oluyor korkusundan ben de öyle.

Amber’i tutuşum sıkılaştığında belimi yatakta daha rahat ettirebilmek için hafif kaydım. Bu motellerin ucuz yatakları pek rahat olmuyordu ama önemli değildi. Onun derin nefes alışlarını duymak benim için kazanılmış büyük bir zafer gibiydi.

Ben de biraz uyumayı düşünüyordum ama ilk önce sol elimde cebimden telefonumu çıkardım. Kucağımda ki değerliyi sarsmamaya dikkat ederek telefonun hızlı arama kaydında ki ilk numarayı tuşladım.

AMBERDonde viven las historias. Descúbrelo ahora