Bizim yüzümüzden

438 59 65
                                    

Magnus yoğun bakımın kapısından beklerken son derece panik haldeydi.

Yolda gelirken Alec'e haber vermişti, Collin'e de hastaneye varınca haber vermişti. Ama Collin'e küçük bir rahatsızlık olarak bahsetmişti durumdan. Aksi halde yolda gelirken başına bir şey gelebileceğinden korkmuştu.

Tahmin ettiği üzere de Alec Collin'den önce gelmişti hastaneye.

"Bir gelişme var mı?"

Alec bunu sorduğunda Magnus çoktan ona sarılmıştı. Yolda ağlamamak için savaş vermiş olsa da şimdi ağlıyordu işte... kendini daha fazla tutamamıştı.

"Bilmiyorum, şu anlık bir gelişme yok. İçeriye aldılar ama kalp krizi geçirdiği kesin."

"Magnus... ağlama lütfen."

"O benim babam Alec, nasıl ağlamayayım." Deyip iç çekti Magnus. Böyle bir zamanda Alec'in yanında olması ona iyi gelmişti. "İyi ki yanımdasın, şu an ayakta kalamazdım ben."

"Elbette yanında olacağım." Deyip onun saçına bir öpücük bıraktı Alec. "Sen benim birtanemsin."

Magnus bu sözü duyduğuna nedensizce mutlu olmuştu. Yüzünü Alec'in omzuna gömdü ve ağlamaya devam etti.

Kısa bir zaman geçtikten sonra Magnus kendini toplayıp geriye çekildi ve gözlerini sildi

"Collin'e haber verdin mi?"

"Evet haber verdim ama babamın kalp krizi geçirdiğini henüz söylemedim.  Eğer söyleseydim..."

"Ne? Babam... babam kalp krizi mi geçirdi?"

Arkadan Collin'in sesi geldiğinde ikisi de o yöne döndüler. Collin'in gözleri çoktan dolmuştu.

"Babam... o iyi mi? Nerede şimdi?"

"Yoğun bakıma alındı." Dedi Magnus kardeşine yaklaşarak. Yanında da Liam denen çocuk vardı.

"Ölmedi... değil mi? Yaşıyor şu an."

"Yaşıyor Collin, sakinleş lütfen."

Magnus kardeşinin yanına gidip ona sıkıca sarıldı. Collin dayanamayıp hıçkırmaya başladığında Liam ve Alec birbirlerine bakmışlardı.

İkisi de şu an benzer şeyler hissediyorlardı.

"Babam ölürse kendimi asla affetmem." Dedi Collin sinirle konuşup. "Beni aramıştı ve ben ona çok ağır şeyler söyledim. Kesin benim yüzümden oldu, benim yüzümden kalp krizi geçirdi."

"Hiçbir şey senin yüzünden olmadı, o kendi kendine aştı başına bu işi." Deyip eliyle kardeşinin yüzünü okşadı Magnus. "Kendini kötü hissetme tamam mı? Bize kötü davranan oydu."

Magnus bunları diyor olsa da kendini de suçluyordu bir yandan. Kendi de babasına kötü şeyler demişti.

"Babam dönmemi istemişti ama ben kabul etmedim. Şu an dön derse döneceğim, ne isterse yapacağım. Yeter ki iyi olsun. Yeter ki iyi hissetsin kendini."

"Merak etme, dünyaya kazık çaktı o. Hiçbir şey olmaz ona."

Collin daha da fazla ağlamaya başlamıştı. Magnus ona ağlama demek istiyordu ama bu onun üstünde bir etki yaratmazdı. Collin ağlamak istiyorsa ağlamaya devam etmeliydi.

Magnus bir süre daha kardeşine sarıldı. Zamanla da hastane koridoru kalabalık hale gelmişti.

Maryse, Izzy, Collin'in annesi... hepsi tek tek hastaneye gelmişlerdi.

Sonunda herkes derin bir sessizliğe gömülmüştü. Böyle durumlarda kelimeler çok fazla işe yaramazdı, devreye sessiz duygular girerdi.

Alec Magnus'a sıkıca sarılmışken Izzy ve Liam da Collinin yanındalardı. Collin ağlamayı bir saniye bile kesmemişti. Ağlamaktan yorulduğu zamanlar iç çekmeye devam ediyor, sonra tekrar şiddetli bir şekilde ağlıyordu.

Just Friends(?)Where stories live. Discover now