twelve

952 138 194
                                    

beomgyu küçüklüğünü çok net hatırlamıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

beomgyu küçüklüğünü çok net hatırlamıyordu.

ama ailesinin dediğine göre çok sakin bir çocukmuş. öyle ki kendi köşesinde saatlerce tek başına takılır, hiç arkadaşları olmazmış. sakin, sabırlı, anlayışlıymış. ama ergenliğe girdikten sonra karakterinde inanılmaz bir değişim başlamış. bir anda duygularıyla savaşmaya çalışmış. agresifleşmiş, biraz da hareketlileşmiş. arkadaşlar edinmiş, inanılmaz durmak bilmeyen bir enerji sahiplenmiş. 

ama tam şimdi hatırlamadığı çocukluğuna dönmüş gibi hissediyordu. ruhu bedeninden çekilmiş gibi sakin ve hastalıklı bir derecede gözlerinin feri sönmüş gibi görünüyordu.

beomgyu, bindirildiği arabada düz bir surat ifadesiyle ön koltukta oturan siyah maskeli adama baktı.

üzgündü.

bu kelimeyi açmak gerekirse kırılmıştı. kendini yalnız ve korkak hissediyordu. arabanın camından dışarıyı izlerken bir gözünden düşüp dudağında biten yaşların tuzlu tadını hissetti. beomgyu normalde hareketli, pozitif, enerjisi bitmeyen biriydi. fakat taehyun'un hayatına onun izni dışında girdiğinden beri oldukça durgun anları olmuştu ve bu zamanlarda aklının köşesinden hep aynı cümle geçmişti. çocuk olmak böyle hissettiriyordu demek ki.

telefonunu arabaya bindiğinde yanına alan adama baktı. hemen boş ön koltuğun üzerinde duruyordu. umarım telefonuna bir şey olmazdı. çünkü bu bir film sahnesi değildi. eve gittiğinde ailesi ona neden ulaşamadığını sorunca on yedi yaşında biri olarak telefonumu kötü adamlar kırdı, gibi bir cümle kuramazdı tabii ki de.

burnunu çekerek ondan izinsiz akmaya başlayan göz yaşlarını elinin tersiyle sildi. sessiz yolculuk boyunca çok fazla şey düşündü. fakat hiçbirini sonradan hatırlamadı. saatine göre yaklaşık bir yarım saat sonra araba durdu. vardıkları yeri incelemeye çalıştı fakat şehir dışına yakın bir yerde olmalıydılar ki şehrin ışıkları olmadığından her yer zifiri karanlıktı. ön koltuktaki adam arabadan inip onun tarafına yürüdü ve kapısını açıp beomgyu'nun kolundan tutarak arabadan çıkardı. o kadar sıkı tutuyordu ki beomgyu dişlerini sıktı. canı acıyordu ve adam böyle tutmaya devam ederse yarına kolunda bir morlukla uyanacaktı, biliyordu. kapıyı arkasından kapatan adam onu sürükleyerek az katlı bir binaya doğru çekiştirmeye başladı. beomgyu'nun gözleri karanlığa alışmış, etrafı seçmeye başlamıştı. ön koltukların yanından çekiştirilerek geçerken telefonunun ekran ışığının yanmasıyla gözlerini kocaman açtı.

bir anlık boşluğundan yararlandı ve adamın elinden kolunu sert bir hareketle çekip ön yolcu kapısını açmak için arabaya koştu. arabanın önüne vardığında gözleri hızlıca dönüyor, onu arayan kişinin ismini seçmeye çalışıyordu. maskeli adam beomgyu'yu hızlıca çekiştirdi. beomgyu kumda ayağı sürtülerek hızla geri çekilince koca bir toz bulutu çıkardı. ardından öksürüklerinin arasında bağırmayı becerebildi. "bırak beni!"

death of me • taegyuWhere stories live. Discover now