şeker prens ve tuz kral ✔️

"herkesten daha çok yaşamak istedim"

aman şu şarkı...
bir ara seori'nin i wanna cry'ına uğrayın olur mu?
kalp sızısı gibi...

...

mapure:
"eski bir hikaye der ki: 'gençlik aşkları hayat boyu sürmez*.'"

dar bir sokakta,
yorgun bir akşamın sonlarında,
hayatı sorguluyordum yine her adım başında.
lakin bir ukte vardı kalbimde, nedenini de bilmiyordum tabii.
henüz başladığım sigaranın küllerini savururken gözlerim doluyordu, nefes alıyordum sözde ama sözdesi vardı işte...

daima bir sebebe bağlıydı yalnızlığım ve halsizliğim.
hiç hevesim de yoktu yaşama dair.
sahi ne içindi ki bunca uğraş ve savaş?
belirsizliğin kuklaları gibiydik şu izbe sefilliğin içinde.
lakin sorsalar, en kıymetli bizlerdik ya neyse.

velhasıl seni gördüm bir sokağın başında, sokak lambasının hemen altında.
deli gibi ağlıyordun ve öyle bitkindin ki, gözyaşların bile ağır ağır akıyordu yanaklarından.
o tapılası dudaklarından bir hıçkırık duyduğum an ruhum çekildi. öyle arafta hissettim ki, sanki bir dejavunun göbeğine çekilmiştim. zamanın sesi kulaklarımda çınladı ve akreple yelkovan o saniyeden sonra bizim için birbirini kovalamaya başladı.

ne çeşit bir histir bu, sana detayıyla anlatmaya gücüm yetmez. çünkü ben o anı her düşündüğümde kalbim deli gibi çarpıyor, terliyorum ve titriyorum. sonrasında seni istiyorum lakin uzatamıyorum işte ellerimi.
hoş uzatsam da tutmazsın ki...

sayfalarım sen kokuyor , bana bu deliliği yudum yudum içirdin. şimdi ne  senden vazgeçiyorum ne de senin zehrinden.

yine tutmadı uyku, güneş doğmak üzere. seni düşünür gibi oldum da bir an, sonra fark ettim ki hiç çıkmamışsın aklımdan.

iyi uyudun mu güzel oğlan?

carmen:
kardeşim ölmüştü o gün.

mapure:
efendim?

carmen:
beni gördüğün ilk gün, sizin mahalleye taşındığınız ilk hafta kardeşim ölmüştü.

mapure:
hiç bahsetmedin bundan?

carmen:
kabul etmiyordum çünkü

mapure:
peki şimdi?

carmen:
gideceğim ki ben de yanına

mapure:
sus tanrı aşkına

carmen:
nerden geldi şimdi bu aklına?

mapure:
şiir yazıyordum yine
seni düşünüyordum işte..

carmen:
anlıyorum

mapure:
anlamıyorsun

carmen:
doğruyu söylüyorsun

mapure:
ama önemsemiyorum bunu
çünkü ben hoşnutum aşkımdan ve adamımdan
sadece doyamıyorum işte

carmen:
vebalı gibiyim
kötü benden doğuyor.
uğursuz olduğumu da çok sonradan fark ettim ben.

mapure:
ne uğursuzluğu hyunjin

carmen:
kardeşim benim yüzümden öldü

mapure:
değildir, yine sen sırtlanıyorsundur bunu da
saçmalama

carmen:
öyle
yeji benim yüzümden öldü

mapure:
yeji...
sevgilin sandığım kız?

carmen:
evet ve sevgilimdi aslında. en güzelim...

mapure:
ah hyunjin,
neden durdurmadın ki o vakit

carmen:
özlüyordum
bahsini sen doluyordun diline
ben de sen anınca biri sesleniyor diye seviniyordum
adı anılıyor diye işte
ben anamıyordum çünkü

mapure:
neden öldü?

carmen:
dayanamadı dünyanın izbe adaletine

mapure:
hyunjin...

carmen:
her neyse işte
şu sıralara çok gelir oldu aklıma
rüyalarıma da geliyor
özledim sanırsam

mapure:
öyledir büyük ihtimalle
yine de üzmesen mi kendini
şimdi hiç mutlu değildir o
o yüzden geliyordur rüyalarına
sen mutlu değilsin çünkü

carmen:
nasıl mutlu olabilirim ki?
yaşayan ölüleriz biz ufak
bize haram edildi mutluluk

mapure:
ah güzel oğlan, sanki bu dünya bizi biraz incitti

carmen:
sahi biraz mı incitti güneş oğlan?
ben neden sözde kalbimin atmasına rağmen bir mezara girmiş gibiyim?

ya da beni sana uzak, seni bana yasak kılan bu evren neden böylesine bizi cezalandırıyor ki?

biz bu dünyaya fazla geldik güneş oğlan, tanrı alsın bizi.

biz kötü insanlar değiliz ki

mapure:
öyle ya aşığız biz, lanetli değiliz.

(görüldü)

...

*conan gray: astronomy

son diyaloğu önceki notlarımdan buldum, ben de buraya iliştirdim. onlar önceden yaşıyormuş sanki içimde...