6. BÖLÜM

74 8 3
                                    

Saat altıya yaklaştığında toplanıp arabaya bindik sessiz bir yolculuğun ardından eve gelmiştik mustafa abim ve elif'i ele ele gören selim yol boyu dikiz aynasından onları izleyip durdu. Arabadan inip eve doğru yürüdük annemler bahçede çay içiyor
babamlar spor ve siyaset hakkında muhabbet ediyor canım eltim handan abla da benim yokluğumda başka birisinin dedikodusunu yapıyor ve ne yazık ki mehmet abi de onu dinlemek zorunda kalıyordu. Annem bizim geldiğimizi görünce bize de çay doldurup günümüzün nasıl geçtiğini sordu.
Mustafa abim elif'e bakıp minik bir tebessüm ettikten sonra güzeldi dedi.

Selim gözlerini kısıp mustafa'ya baktıktan sonra bastıra bastıra söylemişti bu sözleri, sinsi bir bakış attıktan sonra belli belli deyip alaycı bir şekilde cevap vermişti.

Ne diyorsun selim hayırdır bi sıkıntı mı var?

Evet sıkıntı var hareketlerin, bakışların
ne olduğunu çözemediğim bazı sorular.
Açık açık diyorum ki şu bakışlarını
kardeşimin üzerinden çek yoksa.

Yoksa ne lan ne.

Diklenme lan bana.

Ben mi dikleniyorum lan sana sen bulaştın bana.

Aaaa yeter ama abii, selim ne oluyor Allah aşkına kendinize gelin.

Tamam canım bir şey yok öyle konuşuyoruz.

Selim sen ilk önce kardeşime canım cicim demekten bi vazgeç kocası değilsin yüzük bile takılmamış bu ne rahatlık ya.

Biz en azından aileler tanışsın diye bi icraata geçtik peki sana ne demeli kardeşimin elini tutmalar kesik kesik bakış atıp gülmeler.

Bak o durum öyle değil ayrıca ben senin kardeşinin neyine bakayım ya ne saçmalıyorsun sen .

Mustafa'nın bu sözleri üzerine elifin kalbi çok açımıştı kırılmıştı belliydi yutkunmadı boğazına oturan o düğümle bir şeyler söylemek istesede sesi çıkmamıştı genç kızın, belki de ilk defa birine karşı böyle şeyler hissediyordu gözleri dolmuştu biraz daha burda kalsa hüngür hüngür ağlayacaktı hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken elinin tersiyle de damlayan gözyaşlarını sildi.

mustafa yaptığı eşşekliğin farkındaydı neden kızgınlık anında böyle saçma şeyler söyleyip elif'in kalbini kırmıştı oysaki onun hakkında böyle düşünmüyor aksine onu güzel ve çekici buluyordu yapısı gereği melih gibi kızlarla rahat konuşamıyor açıkçası pekte ilgilenmiyordu onu etkileyen bir kızda çıkmamıştı hayatı boyunca,ama elif farklıydı belki de ilk defa birine karşı böyle şeyler hissediyordu. O böyle biri değildi bile bile kırmazdı kimsenin kalbini ama işte sinirlenince çekilemez bir adam oluyordu ne yapıp ne edip gönlünü anlamlıydı genç kızın. Elif'in hızlı adımlarından sonra dışarıya çıkmasıyla mustafa kaşlarını çatıp söyleniyordu içinden akşamın bu saatinde üstelik tek başına ne işi vardı dışarda onu yanlız bırakamazdı hızlı adımlarla peşinden gitti genç adam.

elif kararlı bir şekilde nereye gittiği bile bilmeden kaybolma
yolunda ilerliyordu yanıp sönen gece lambası ve sokağın tenha oluşu ürkütmüştü genç kızı, sokak o kadar sessizdi ki genç kızın art arda kopan hıçkırık sesleri yankılanıyordu sadece.
Beyninde susturamağı o cümle gelmişti aklına " onun neyine bakacağım" sahiden böyle mi düşünüyordu bu düşünceler içinde yoğunlaşmışken arkasından gelen adım sesleriyle irkilip durdu arkasına bakmaya cesareti yoktu dolan gözlerini silip hızlı adımlarla yürümeye devam etti artık geri dönemezdi arkasını döndüğünde neyle karşılaşacağını bilmiyor nitekim evin yolunu da kaybetmişti bu karanlıkta da bulacağını pek sanmıyordu, bir umutla elini cebine attı genç kız telefonunu almış olmanın ümidiyle, cebinin boş olduğunu hissetmesiyle dişlerini sıkıp niye yanına alamzsın ki telefonu diye hayıflandı kendisinin bile az duyacağı bi ses tonuyla şimdi ne yapacaktı abisine yada babasına da haber veremezdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 10, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ZÜMRA Where stories live. Discover now