26

382 20 4
                                    

Sakin geçen bir kaç günün ardından bir gece üzerimde bir ağırlıkla göğsüme bir agırlıgın bastırmasıyla uyandım . içerisi karanlıktı ama sokak lambası evimize yakın olduğundan yatak odamızı biraz da olsa aydınlatırdı , o az ışıkta da olsa Elisanın üzerime çıkmış beni boğmaya çalıştığını fark ettiğimde can havliyle onu üzerimden atmak için çabalamaya başladım ancak Elisa benden çok daha ufak tefek bir kadın olsa da o anki insan halinden daha fazla güçlenmiş gibi üzerime abanmaya boğazımı sıkmaya devam ediyordu . 

   Daha ne olduğunu anlayacak kadar vaktim bile yoktu , son bir can havliyle Elisayı ayaklarımı da kullanarak üzerimden fırlatıp attım , oda yatağımızın yanında bulunan gardıroba sırtını sertçe çarparak yeniden toparlanmaya çalıştı. Kendimi toparlayarak ışığı açıp 

+ Elisa ne yapıyorsun dememe kalmadan . Eşim yine hırıltılar çıkararak gözleri dönmüş bir şekilde üzerime doğru gelmeye başladı . Bu sefer elllerimle onu yakalayıp yatağa yatırdığımda eşimin gözlerinde daha önce hiç görmediğim kadar büyük bir nefret gördüm bana karşı. Sanki beni parçalamak için can atıyordu ve göz bebeklerindeki tuhaflık Elisanın bir şeylerin etkisi altında kaldığını gösteriyordu bana . 

Mücadele ederken kızım kendine gel ne yapıyorsun desem de Elisa kendisine gelmiyordu .Sakinleşmesi için bir kaç dua okumaya başladığımda sinirlenmeye acı çekmeye başladı ve bir anda beni üzerinden atarak evden dışarı çıkıp boş sokaklarda uzaklaşmaya başladı . Odamın camından sadece uzaklaştığını izleyebiliyordum onun. Çıplak ayaklarıyla bir bilinmeze doğru gidiyordu.  

    Ufak bir şok yaşıyordum , sanki bir kabusun ortasında gibiydim hala , bu yaşadıklarım gerçek miydi diye bir kaç defa etimi sıktıktan sonra canımın yandığını hissettiğimde hüsranla yatağıma oturdum . Birden Elisaya ne olmuştu böyle diyordum . Sabaha daha çok vardı çıkıp Elisayı aramanın bir mantığı yoktu şu an . Lavaboya gidip  ellerimi yüzümü yıkadığım da aynada Elisanın yüzümde açtığı tırnak izlerini gördüm . Kim her ne yaptıysa bu kızı bu kadar nefretle doldurmuştu bana karşı . 

    Toparlanıp kitaplarımın bulunduğu odaya girip bu yaşadığımız olayın sebebi hakkında bir şeyler bulmaya çalışırken saatin nasıl geçtiğini anlayamamıştım . Çoktan sabah olmuş gün ağarmıştı ve ben hala doğru düzgün bir şey bulamamıştım . Gözlerimi dışarı sokağa çevirdiğimde sokağa giren bir polis arabasının kapımın önünde durmasını izlerdim sakince . İçerisinden iki polis memuru çıkıp birbirlerine doğru adrese geldikleri konusunda danıştıktan sonra bahçe kapımızı açıp içeri girdiler ve kapım vurulmaya başladı .

   Aklıma ilk gelen en korktuğumun olmamasıydı yani Elisanın bir yerlerde cesedinin bulunmuş  olması gibi . Derin bir nefes alarak korkumu bastırarak ayağa kalkıp kapıya yöneldim ve açtım . Karşımdaki memurlar bir süre beni süzdükten sonra 

- Bizimle karakola kadar gelmeniz gerekiyor dediler . Kekeleyerek durumun ne sebeple olduğunu sorduğumdaysa İsmet Karaman adlı şahsı tanıyıp tanımadığımı sordular . Evet deyince , bu şahsın gece evinde  ölü bulunduğunu bu yüzden de yapılan araştırmalar sonucunda işetişime geçtiği son insanlardan olduğum için şüpheliler arasında yer aldığımdan karakolda sorguya alınacağımı söylediler . 

üzerimi giyinmem için müsade isteyip odama geri döndüm . İkinci bir şok daha yaşıyordum , oysa ben İsmet beyin musallat olayını çözdüğümü ve bu  olayı kapattığımızı düşünüyordum . Ne olmuştu da evinde ölü bulunmuştu bunu karakolda öğrenecektim . Diğer yandan da Elisanın kötü haberlerini almadığımdan içimde buruk bir sevinç vardı 

Karakola polisler eşliğinde getirilip sorgu odasına götürüldüm . Bir süre sonra da halinden komiser olduğunu anladığım ihtiyarca bir adam gelip elinde dosyalarla karşıma oturdu. Bir süre süzdükten sonrada olayı anlatmaya başladı . İsmet son görüldüğünde market alışverişi yapmış ellerinde poşetlerle eve giriyormuş gece 12 gibi evinde yüksek patırtı sesleri gelince komşular rahatsız olduklarından kapısına dayanmışlar ancak kapıyı kimse açmayıp sesler de aynı şekilde devam edince polise haber vermeye karar vermişler . 

o Sesler polisler on beş dakika içinde gelene kadar devam etmiş , ne zamanki polisler kapıya dayandığında sesler bir anda kesilmiş. Polisler de şaşırmışlar bu duruma kapıyı çaldıklarında yine kimse açmayınca ev sahibinde bulunan yedek  anahtarla kapıyı açıp eve girdiklerinde İsmet beyi evde salonun ortasında ağzında köpükler gözleri dehşetle irilenmiş kol ve bacakları da normal olmayacak bir halde bulmuşlar . Şüpheli bir durum olduğundan gelen savcı bu olayın direk araştırılmasını emredince de gece boyu bir iz bulma umuduyla her şeyi araştırıp son zamanlarda benimle iletişim halinde olduğunu anladıklarında bana ulaşıp bir danışmak  sorgulamak istemişler 

 Sorgu boyunca kötü bir muamele görmedim zaten dışardan basit bir kitapçı olarak görünüyordum kolay kolay insanların anlayabileceği bir şekilde bu işlerle uğraştığımın açığını vermezdim kimseye . Polise bana bir kaç kitap sorduğunu bende bir kaç gün bekleyebilirse sipariş verip getirteceğimi söyleyerek numaralarımızı aldığımızı bunun dışında da bir muhabbetimiz olmadığı yalanını söyledim . 

  Gerçekten de şansıma o gün dakkana yeni kitaplar geleceğinden bir soru sormaları halinde gelen kargoyu gösterip üzerimdeki şüpheleri atacağımı biliyordum . Zaten apartmanın her katında kameralar ve sokaklardaki mobese görüntüleri incelendiğinde benim o İsmet beyin mahallesine hiç gitmediğim anlaşılınca da şüpheli konumundan kurtulmuştum . Zaten İsmet beyin ölümün de bir tür gizli kalp rahatsızlığı olarak adlandırılmıştı gün içerisinde yapılan otopsi neticesinde 

  Bir kaç saat sonra gidebileceğim söylendiğinde yine eve gidip belki Elisa dönmüştür diyerek heyecanla yola çıktım . Evet  dış kapım açılmış bahçedeki çardakta oturan insanlar vardı ama bunlar tanımadığım kişilerdi . Elisayı bulmadan yeni bir olaya başlamaya niyetim yoktu ama eğer benden yardım isteyen insanlar oluyorsa onlara da sırtımı dönemezdim . Bahçeye girip kendimi tanıttıktan sonra selam verdim . Onlarda karşılık verdiler . Bu sefer Bir anne ve oğlu vardı karşımda 

   Onları eve davet edip karşılarına oturdum ve durumlarını dinlemeye başladım . Kadının oğlu Ersin anlatmaya başladı 

- Hocam benim 12 yaşlarında bir kız kardeşim var bir ay öncesine kadar hiç bir rahatsızlığı yokken bir gece birden anne diye bağırarak uyanmasıyla yataklarımızdan fırladık . Ne oldu diye uyandırdığımızda "anne yanıyorum beni yakıyorlar " diye ağlamaya başladı . İlk başlarda basit bir kabus rüyadan etkilendi herhalde diye düşünerek aldırmadık ancak her gece aynı şekilde bizi yataklarımızdan kaldırmaya başlayınca bir hastalığa yakalandı diye düşünerek apar topar hastaneye götürdük ertesi gün .

Ama hastanede yaptırdığımız tetkikler neticesinde hiçbir olumsuz duruma rastlamayınca bunun psikolojik bir olay olduğunu söylediler bize . Bizde korktuk tabi malum ortalarda bir sürü sapık var birisi kardeşimize taciz de mi bulundu diye ama öyle bir şey yoktu çok şükür ...

  Tabi kardeşim yine böyle geceleri yatamıyor yalnız kalamıyor gelecekler beni yine yakacaklar  diye ağlıyor kız . Psikolojik diye avutup yatırıyoruz kızı . Ama dün annem kahvaltı ederken bana bir hoca bulmam gerektiğini söylediğinde neden diye sordum oda bana kız kardeşimin sırtındaki sanki  atesle dağlanmış gibi olan yaraları gösterince anneme hak verip hoca aramaya başladım .

   Şansıma daha önce yardım ettiğiniz bir kişiye konuşup ondan adresinizi alıp size danışmaya geldik . Bir maniniz yoksa hemen bize gidip kardeşime bir bakın . O biz hocaya gidecez deyince birden delirdi ve etrafa saldırmaya başladı bu da bize cinlenmiş olabileceği konusunda biraz daha ihtimal verdi . 

   Ben de anamı alıp size geldim dedi 

UZUN HIKAYEOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz