LİMONLU KEK (YENİ HİKAYE)

491 5 0
                                    

Çocukluğumun bir kokusu olsaydı eğer bu annemin fırında yaptığı ve tadı her zaman güzel olan üzümlü kekin kokusu olurdu. Küçük üzümleri ayırarak yediğim için ikiz kardeşimle yaptığım kavgalar, beni destekleyen Berk ve bu hallerimize gülen annem ve Tunç abi. Onlar bize mutlu büyük bir aile vermişlerdi. Çocukluğumun bir sesi olsaydı bu aşkım Berk'cimin bana Nazlım diye seslenmesi olurdu, hala aynı mutluluğu verirdi bana. Eğer çocukluğumun bir öfkesi olsaydı karşı dairemize yeni taşınan ve hep yeni taşınmış olacak olan Akın olurdu. Onunla üzümlü kekimi paylaşmadım diye ortalığı birbirine kattığımız günü hala hatırlıyordum, Berk'e vurduğu için ona aynı şiddetle vurduğum günü hatırladığım gibi.

*-*

Yağmurda ıslanmayı sevmezdim ama her seferinde o şemsiyeyi de taşımayı da sevmediğim için ıslanmayı göze alırdım. Bir anda bastıran Nisan yağmurlarına beklediğim durakta yakalandım. Ben yağmurun dinmesini beklerken karşı kaldırımda bana bakan çocuğu fark ettim. Akın elinde ki şemsiyeyi açmadan öylece ıslanarak bana bakıyordu. Birden caddeye atlayıp yanıma geldi.

"Aptal mısın! Ya çapsaydı o araba sana?" dedim korkuyla. Onun için endişeleneceğimi asla düşünmezdim. Birden elinde ki şemsiyeyi açıp benim üzerimde tuttu.

"Niye hep şemsiye taşımazsın sarışınım?"

"Sen taşıyorsun ya benim için" dedim alaycı bir şekilde.

"Ben şemsiyeni taşıyayım sende bendeki aşkını taşı, olmaz mı?" Bir şemsiyenin altında birbirimize fazlasıyla yakın duruyorduk. Kalbim yerinden çıkacak gibi atmasının tek nedeni onun bana fazla yakın olmasındandı, başka bir anlam asla yüklemiyordum.

*-*

Yeni hikayemiz LİMONLU KEK'İN tanıtımı yayınlanmıştır, profilimden hikayeyi okuyup kitaplığınıza eklemeyi unutmayın canlarım 💛

SEN BENİMSİN (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin