3

677 98 71
                                    

"Arkadan gelecekler kesin, sen arkadan gel ben önden giderim." Kenma'nın odaklanmış sesi Tetsuro'nun kulaklarını doldurdu. Yaklaşık bir saattir görüntülü konuşarak oyun oynuyorlardı. 

Tetsuro bu hareketi çok sorgulamasa da aslında Kenma kolay kolay kimseyle görüntülü konuşmazdı. Tetsuro ilgisini çekmişti ve dün gece yazıp sildiği mesajı dikkatini çekmişti. 

İtiraf etmeliydi ki iyi bir ikili olmuşlardı, 1 saattir oynamalarına rağmen beşinci zaferlerini alıyorlar ve yenmeye de devam ediyorlardı. Altıncı zaferi aldıklarında Kenma biraz su içmek için ellerini klavyesinden kaldırıp sessizleşti. Kenma'nın odası küçüktü ama kameradan göründüğü kadarıyla ufak bir yılbaşı ağacı ve karanlık odayı aydınlatan rengarenk ışıklar vardı.

"Yılbaşını sever misin? Hiç sevecek bir tip gibi durmuyorsun." 

"Severim," Kenma kameradan biraz çekilip ağacın görünmesini sağladı. "verdiği hava eğlenceli." 

"Ailenle mi kutluyorsun? Eminim bir sürü hediye geliyordur sana." 

Kenma bir an duraksayıp en son ne zaman ailesiyle bir şeyler yaptığını düşündü. "Hayır, yalnız kutluyorum."

"Ciddi misin?" Tetsuro'nun sesi şaşkın çıkmıştı. Kendisi yılbaşını kutlamazdı ama Kenma gözünde o kadar muhteşemdi ki her seferinde yalnız oluşuna şaşırıyordu. "Bu sene mutlaka sana hediye alacağım."

"Her dün tanıştığın yabancıya hediye alır mısın?" Kenma düz bir sesle dün yazdığı mesajı taklit ederken annesinin ona seslendiğini duydu. "Ah, sarışın, kediye benzer ve tatlıysa alırsın. Doğru. Hemen geliyorum." 

Dediği laf Tetsuro'da adeta bir bomba etkisi bırakırken Kenma odadan çoktan çıkmıştı bile. Kenma'ya hislerini olduğunu hemen fark etmiş miydi sarışın olan? Tetsuro ekrana bakakalıp düşünürken Kenma odaya geri dönmüştü. "Bir şey mi oldu?"

"Yok, dalmışım." Tetsuro hafifçe öksürdü. Kenma'nın onu tersleyeceğine emindi. "Neden hiç gülümsemiyorsun?"

"Sadece oyun oynayacağız diye düşünmüştüm. Neden sorular sorup duruyorsun?" Her ne kadar dediği iğneleyici çıksa da dudaklarından Tetsuro, sarışının onu iğnelemediğini biliyordu. 

"Gülümseseydin çok yakışırdı diye düşünüyorum." Tetsuro'nun yüz ifadesi kendine güvenen bir ifadeye bürünse de adeta içinde alarmlar, tehlike sirenleri çalıyordu.

Kenma hafifçe elini çenesine yasladı ve Tetsuro'ya baktı. "Kediye benzemiyorum."

"Benziyorsun. Bekle." Tetsuro eğilip ayağının dibinde uyuyan üç renkli kediyi kucağına alıp kameraya gösterdi. "Bak, benziyorsunuz."

"Kapatıyorum." Kenma kameraya uzanırken iç çekti. 

"Kapatma! Özür dilerim, kapatma." 

Sarışın olan içinden Tetsuro'nun bu hareketlerinin fazla ilgili olduğunu geçirdi, aptal değildi ama suları yoklamak için yine konuşmaya devam etti. "Arkadaşım yok diye bana acıyorsan ya da ortak arkadaşlarımız var diye benimle iletişim kuruyorsan, buna gerek yok. Benimle konuşmak zorunda değilsin, iyi hissediyorum ve hiçbir sıkıntım yok." 

Tetsuro, iki senedir izliyordu Kenma'yı. İyi hissetmediğini biliyordu ama ona asla acımamıştı, aksine sarışın olanın ona acıdığını düşünmesi yüzünü düşürdü. "Sana neden acıyayım? Acınacak neyin var? Arkadaşın olup olmaması, mutlu olup olmaman seni acınası ya da takdir edilesi birisi yapmaz."

Kenma, anlayamasa da içinde bir şeylerin koptuğunu hissetti. İfadesiz gözlerine yansıyan duyguları ise kendisi fark etmese de Tetsuro fark etmişti. Güvensizdi ve korkuyordu sarışın olan, fazlasıyla yalnızdı. Bunu kimseye açmak istemiyordu çünkü "arkadaşları"nın endişelenmesini ya da alınmasını istemiyordu. 

"Oyunu boş ver, konuşalım." Tetsuro bilgisayarındaki oyunu kapatıp bakışlarını tekrar Kenma'ya çevirdi. Eski özgüveni, cesareti yerine gelmişti Kenma'nın gözlerindeki duyguyu gördükten sonra. "Sana dediğime kızdın mı gerçekten? Kediye benziyorsun dememe? Kötü amaçlı dememiştim." 

"Hayır," Kenma kendi oyununu da kapatırken yoklukla varlık arasında mırıldandı. Aksine hoşuna gittiğini söylemeli miydi?

"Sevindim." Tetsuro'nun yüzüne bir sırıtış yerleşti. "Yılbaşını seviyorum demiştin, bu yılbaşı için bir hayalin, isteğin var mı?"

"Yok, sadece renkleri, ışıkları, süslemeleri seviyorum. Başka bir şey düşünmedim." Kenma normalde konuşmakta zorlansa bile Tetsuro ile konuşurken zorlanmadığını fark etti. "Senin var mı?"

"Var." Tetsuro kollarını birleştirip konuşmaya devam etti. "Ama söylemem, sır." 

"Sormayacaktım zaten?"

"Soracaktın soracaktın, hissettim ne kadar merak ettiğini. Bak için içini yiyordur şimdi ne bu adamın dileği diye." 

"Gerçekten merak etmiyorum."

"Ediyorsun, yalan söylemeye gerek yok." 

Bir süre daha devam eden inatlaşma sonucunda Kenma'nın dudaklarına ufak bir gülümseme yerleşti. Tetsuro gördüğü gülümseme ile aniden sessizleşirken midesinin yine kasıldığını hissetti.

𝘳𝘦𝘥 𝘳𝘪𝘣𝘣𝘰𝘯𝘴. - 𝘬𝘶𝘳𝘰𝘬𝘦𝘯Where stories live. Discover now