17. BÖLÜM - SEVİŞELİM Mİ SAVAŞALIM MI?

3.2K 447 160
                                    

ve beklenen bölüm...


Yüreğime aktı önce bakışların...
Hani vardır ya böyle saatlerce bıkmadan,
Usanmadan dinleyebileceğin şarkılar,
Aynı onlar gibiydin...
Bu hayatı başa sarıp sarıp
Yeniden yaşayasım vardı seni ve aşkını...
Öyle güzeldi ki bana sundukların,
Tüm dünya bir yanaydı,
Ve sen bambaşka yanımdın...

-*-

Kızlar otel odasına girdiklerinde sevinçle etrafa bakıyorlar, merdivenlerden çıkıp, çığlık atıyorlardı, “Baba burası mükemmel!”
“Bayıldım!”
“Hep gelelim!”
“Evet baba hep gelelim!”
Tuğra onları gülümseyerek izlerken, Pelin’in de yüzündeki mutluluk gözünden kaçmamıştı. Yavaşça kadına yaklaştı, “Bu sevinçleri oda değil biliyorsun değil mi?”

Pelin rüyadan uyanmış gibi irkilerek adama döndü, “Anlamadım.”
“Pelin yapma!” diye gözlerini kısıp, gülümseyerek baktı ona, “İkimizde kızlarımızın mutluluğunun ikimizle birlikte geldikleri tatil olduklarını biliyoruz.”
Pelin ne cevap vereceğini bilememişti. Elbette ki biliyordu. Kızları kaç gündür bugünü sayıklıyorlardı ve Pelin’in imdadına Selin koştu. Tabi ne kadar kurtulabilmişti bilmiyordu. Zira kızının dediğiyle yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştu.
Selin odaya bakıp, geldiğinde “Baba!” dedi endişe ile.
“Ne oldu bebeğim?”
“Burada iki yatak var.”

Pelin kaşlarını çattı, “Tamam aşkım. Orada benle sen veya Derin kalırız. Diğer odada da baban birinizle kalacak.”
Selin ofladı, “Onu demiyorum. Mert amca Elif teyzeme diyordu, tatile iki çocukla gittiler, üç çocukla dönerler, dedi. O üçüncü çocuk nerede yatacak?”
Pelin öksürürken, Tuğra kahkaha atıyordu. “Mert’i gördüğüm yerde...” diye geveleyip sinirlenen Pelin’in aksine, Tuğra gayet eğleniyordu.

Duvara yaslandı, “Merak etme kızım, annen ona kendinde bir yer ayarlar yatıracak. Siz eğlenmenize bakın,” dedi ve kadına bakıp göz kırptı.
“Senin de edebine Tuğra. Kızlarımın önünde dediklerinize bakın ya. Terbiyesizler!” diye çemkirip, kızların valizini aldı. Arkasına baka baka beş basamaklı merdivenleri çıktı. Tuğra hala gülüyordu ve Pelin artık adamın bir şeylerin peşinde olduğunu anlamıştı.
“Hadi kızlar uyku vakti. Kim ben-” odaya girdiği an kızların yataklara kurulduklarını gördü. “Pijamalar giyinilmeden yatmak yok kuzular, hadi.”

“Anne biz Derin’le burada kalacağız.”
Tuğra da gelmişti odaya ve yalancı bir itirazla “Aaa!” dedi. “Ama kızlar o zaman biz annenle aynı odada kalmak zorunda kalırız. Tüh!”
“Flash TV oyuncuları senden iyiler Tuğra!”

O sırada Selin babasına dil uzatıp, kaş göz işareti yaptı, “Ama babacığım, ben Derin’den ayrı uyumak istemiyorum. Hem...” deyip biraz düşünürken Derin lafa girdi.
“İkizlerin ayrı yatması olmaz. Günah.”
“Ayıp.”
“Kesinlikle...” diye onları destekleyen adama dönen Pelin elini beline koydu.
“Yalancı, düzenbaz mısınız siz?”
“Tamamen kızların gazına geldim!” dedi Tuğra ellerini havaya kaldırıp.

“Yoksa ne masumsun buradan bakınca anlatamam.” Kızlara döndü, “Sizde bırakın oyunu da hadi kalkın pijamalarınızı giyin ve biriniz diğer odaya.”
“Ben gitmem!”
“Ben de!” dedi Selin omzunu silkerek. “Bu oda daha güzel. Diğeri anne-baba yatağı.”
Pelin ofladı, pijamalarını yatağa bıraktı, “Ben gelene kadar bunları giyinin.” Arkasına dönerek Tuğra’yı kolundan tuttu, “Gelsene sen benimle,” dedi.

“Emredersin kraliçem.” Arkasındaki kızlara baş parmağını gösterip, ‘Harikasınız!’ diye ağzını oynattı.
Yatak odasına soktuğu adama bakarken içinin titremesini durdurması gerektiğinin farkındaydı, ama yapamıyordu. Tuğra’nın ise yüreği yangın yeri, bedeni çoktan kül olmuştu.
“Evet ana kraliçe, konu ne?” dedi bir tutam saçı kulağının arkasına koyarak.
Pelin adamın elini ittirdi, “Kes şu teması!”

AŞK'4.SANİYE * İ.G.A.S. II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin