-6-

2.4K 353 194
                                    





(Hyunjin)

"Hyunjin, evliliğinin önemini bildiğini düşünüyorum." Babam konuştuğunda kafa salladım. Yapabileceğim bir şey yoktu. O bir saattir başımda konuşurken tek yaptığım şey kafa sallamak olmuştu.

Felix gittikten sonra üç gün geçmişti ve bu üç günün hayatımdaki en boğucu günler olacağını hiç düşünmemiştim. O gittikten sonra; gittiği yeri bulmuş, ardından ise bir adam tutup neler yaptığını rapor istemeye başlamıştım. Yaptığı şey ise girdiği evden bir türlü çıkmamasıydı.

Ailesinin ise işin bu denli ciddiye bindiğinden dün haberi olmuştu. Annesiyle ve babasıyla konuşmuş, olanları halledeceğimi söylemiştim. İkisi de oldukça sakinlerdi ve bu biraz sinirlerimi oynatmamış değildi. Felix'in evine bile gidememiş oluşu canımı sıkmıştı. Uzun zamandır onu bu kadar düşünmüyordum ve bu biraz vicdan yapmama bile sebep olmuştu. Felix'in ailesi ise durumu düzeltebileceğimiz yönünde şeyler söylemişlerdi. Onlara göre gençler olarak bunalmıştık. Onlarda en az babam kadar, bu evliliğe itimat ediyorlardı.

Bilmedikleri şey ise, üçgen bir kalıba kare bir blok yerleştirmeye çalıştıklarıydı. Halledemeyeceğimizi biliyordum. Duygusuz bir insan değildim ama Felix ile ben hiçbir zaman 'biz' olamamıştık. Biz sadece formalitelere göre bir evlilik yaşamıştık. Şu an olan şey ise ilişkimizin vadesinin dolmuş olduğuydu.

Ona bunları yaşatmak istemezdim. Felix, bana nazaran farklıydı ve biliyordum ki çok başka düşünceleri vardı. Ona hayal kırıklığı olan bir evlilik yaşatmış olsam da dediğim gibi, biz üçgen bir kalıba, kare bir bloğu yerleştirmeye çalışıyorduk.

Daha fazla içinde bulunduğum ortamda durmak istemiyordum. Akşam yemeği için annemin daveti ile aile evine gelmiştim ama şu an yapmak istediğim, eve gidip dinlenmekti.

Kimsenin bir uçta aşk acısı çeken Felix'e odaklanmaktan ya da ayrılık haberleri sonucu düşen hisselerden dert yanmaktan, duygularıma vakit ayırmasını beklememiştim. Bir animasyon oyunu içinde, oyuncu tarafından oynatılan bir karakter gibiydim. Şöyle giyinsin, şuraya gitsin, şurada çalışsın, şununla birlikte olsun.. cidden hayatım böyle geçmişti ve ister istemez kendimi de düşünmek istemiştim biraz.

•••

Flashback, evlilikten bir ay önce - Hyunjin

"Cidden karnım.." Huysuzca karnını ovalayan Felix'e döndüm. Oturduğumuz restauranttan kalkmış, Paris'in mimari olarak büyüleyen caddelerinde yürümeye başlamıştık.

"Sana demiştim, ikinci sufleyi yeme diye. Sabah da tatlı yedin, ayrı ayrı kafelerden." Felix dudak büzüp omuz silkmişti.

Paris'e geldiğimizden beri neler yapılmalıysa yapıyorduk. Felix benim aksime oldukça hiperaktifti ve anladığım kadarı ile gezmeye bayılıyordu. Sabahtan beri bir ton müze gezmiş ve Felix bulduğu her pastane ya da kafeye bizi sokup yiyebildiği kadar yemişti. Az önce ise bir restaurantta akşam yemeği yemiş, ardından ise dışarı atmıştık kendimizi.

Felix, soğuktan akan burnunu çekip bana döndü. "Eiffel kulesine gidebiliriz artık." Dediği şeyle başımı salladım. Ardından ise elimi atkısına götürmüş düzeltmiştim.

"Soğuktan donacağız." Felix dediğim şeyle kıkırdayıp bana döndü.

"Merak etme Hwang Hyunjin, çalışmak için ihtiyacın olacak elleri kaybetmezsin." Dediği şeyle göz ucumla ona baktım. O ise koluma sarılmış, başını omzuma yaslayarak yürümeye devam ediyordu.

Her şey fazla değişik geliyordu. Felix'le defalarca kez yemeğe çıkmış ya da birlikte takılmıştık ama Paris'e geldiğimizden beri, tek işimiz birlikte olmak olmuştu. İşten ilk defa bu kadar uzaklaşmıştım sanırım ve böylesi tuhaf hissettiriyordu. Yoğun bir hayatınız varsa, bir iki günlük tatil bile hayatınızdaki en ekstrem şeydi.

Gold Rush // HyunLixWhere stories live. Discover now