-11-

2.3K 313 176
                                    





(Hyunjin)

Rahatlamış olmam gerekmez miydi? Üstümden bir yük kaldırmış ve defalarca kez istediğim şeyi gerçekleştirmiştim sonuçta. Yinede boşanmadan sonra neden bu bitik ruh haline sahiptim?

Kapıyı kapatıp kendimi salona attığımda ağrıyan başımı sıvazlamış ve gözlerimi kapatmıştım. Felix'in gözlerimin önüne gelmesine şaşırmıyordum çünkü evliliğimizde bile düşünmediğim kadar Felix'i düşünür olmuştum son zamanlarda ve bu fazla kendimle tezatlaşmama sebep oluyordu.

Onun kadar boşanmayı bende istemiştim, hatta o beni severken ona karşı hiçbir şey beslemeden iki yıl evlilik sürdürmüştüm. Her şey bittiğinde huzurlu olacağımı sanarken aklım neredeydi böyle? Huzurlu falan olamamıştım. Felix'i özlediğimi sanmıyordum ama onun yokluğunu fark edebiliyordum. En basitinden eve her gelişimde samimi gülümsemesiyle selam vermesini bile aramaya başlar olmuştum. Ki ben, bunca zaman boyunca o selamlara karşılık vermeyip kafa sallayan bir insandım.

Bu kadar hissiz ya da umursamaz olmayı nasıl başarmıştım ve neden şu anda aynı umursamazlığı sergileyemiyordum?

Sıkıntıyla iç çekip yattığım yerden doğruldum. Felix'le boşandıktan sonra ev değiştirmiş ve tek yaşamaya başlamıştım. Haftada iki kez evi temizlemeye gelen kadın dışında eve giren yoktu. Sessizliğe ve yalnız kalmaya alışıktım çünkü her zaman tercihim olan şeylerdi bunlar. Şu an ise en son isteyeceğim şey haline gelmişlerdi.

Felix'le boşandıktan sonra bir diğer değişen şey ise babamla ilişkilerimdi. Beklediğimin aksine aşırı bir hiddet göstermemişti. Bunun ise sebebi boşanmanın üstünden biraz süre geçtikten sonra belli olmuştu zaten. Babam beni ne kadar yeni ortaklıkları için ilişkilere itmeye çalışsa da, bunun gerçekleşmesine izin vermeyecektim. İkinci bir Felix vakası yaşamaktan öte, Felix gibi bir insanla bile yapamamışsam demek ki ilişki insanı değildim. Çünkü anlarsınız, Felix kusursuz bir kişilikti.

Bu düşünce ile gülümsedim. Bugün onu görmek nedensizce iyi hissettirmişti. İyi olduğunu görmek vicdanımı rahatlatmıştı belki de. Gerçi bende takılı kalmasına kendimi layık görmüyordum, Felix aşk insanıydı ve inanıyorum ki birini bulacaktı. Tek pişman olduğum nokta, ona her ne kadar bir şeyler beslemesem bile onu böylesine görmezden gelmemdi.

Tanrım, kesinlikle vicdan azabı çekiyordum.

Kafamdaki düşünceleri kenara itip üstümü çıkarmaya başlamıştım. Leş gibi alkol kokmaya alışmıştım neredeyse.

•••

(Felix)

"Bakma artık şu magazin sayfalarına!" Yeonjun elimden telefonu alıp ekranı kapatırken sinirle bir ona, birde yanında oturan Soobin'e baktım.

"Ne geldiyse başıma sizin yüzünüzden geldi be!" Lafımla ikisi de başka taraflara bakınıp hiçbir şey olmamış gibi tepkiler verirken gözlerimi devirdim. Dün gece eğer Soobin gelip Yeonjun'u almasaydı, Hyunjin ile muhattap olmak zorunda kalmayacak ve dün mekandan çıkarken magazincilere malzeme olmak zorunda kalmayacaktım.

"Milletin ağzı torba değil ki büzesin." Soobin konuştuğunda omuz silktim. Sabahtan beri bin türlü yorum okuyordum. Hala neden ayrıldığımızı merak edenler, Hyunjin'in bana şiddet uyguladığına dair iddialar, benim dikkat çekme çabasında oluşum, aldatma hikayeleri vesaire saçma sapan şeyler görmekten sıkılmıştım.

"Her şey yolunda giderken onu görmem şart mıydı?" Bitkin bir şekilde masaya uzandım. "Sizce Hyunjin'in hayatında biri var mı?"

"Ne alaka Felix? Dün sana olmadığını demiş zaten." Yeonjun gayet emin bir şekilde yanıt verdi. Yinede emin olamıyordum.

Gold Rush // HyunLixNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ