Poyraz'ın Doğruları

35.9K 2K 1.7K
                                    

Son 14 oy kaldı okuyucular istedi diye güncelleriyorum.


Bölüm biraz geç geldi kusura bakmayın.

Bölüm sınırı 350 vote

1500 yorum.

Keyifli okumalar.

Ben bir Leyla sevdim.

Gözleri gelmeyen baharı getirdi.

Saçları en güzel geceydi.

Gülüşü desen cennet.

Uzaktan sevdim, sevmeye kıyamadım.

Verdiğim sözler vardı beni ondan uzak tutan.

Her yeni sabaha onun özlemiyle uyandım. Her biten geceyi onun hasretiyle bitirdim.

Ben bir Leyla sevdim, mecnun olup çöllere düşmesem de, Tahir olup her duam da ismini andım.

Ey Leyla sevdiğim yeşil harelerine yandığım.

Çölde susuzum.

Deryada ufuksuz.

Ya gör artık beni.

Ya da rabbim alsın canımı...

Cihat Eroğlu

(canlar bölüm başında paylaştıklarımın hepsi bana aittir. Bir yerden alıntı değildir)

Kimi sevdalar dile dökülmez vuslatı yoktur. Dillere yasaklı değildir ama yüreklerde saklıdır. Cihat yüreğin de saklı tutandı. O duası kabul olanlardandı...

Belki Leyla bilse sever miydi bilinmez ama, Cihat pes etmezdi.

İnsan doğar büyür ölür. Hayatın değişmeyen kanunlarıdır bunlar. İyi veya kötü olmak insanın kendi seçimidir.

Seyit Ali haberle şirketten hızla ayrıldı. Leyla'nın kaçmak gibi bir aptallık yapmamasını umuyordu. Aldığı kararlardan sonra Leyla kaçmak gibi bir yanlış yaptıysa olacakların önünü geçemezdi.

Ona gönderilen konuma doğru hızlıca sürüyordu arabayı, karısını hemen bulması lazımdı. Aşiretlere duyurmadan bu işi halletmesi gerekiyordu. Geldiği konumda arabayı durdurup hemen indi. Mağazaya girdiği gibi ağlayan Aslı ve Ayşe'yi gördü. Onları es geçip direk korumaya yönlendirdi bakışlarını.

Ağzından tek kelime çıkmıyordu. Korumaya da sadece "nasıl oldu" demişti. Görüntüleri izlediği gibi onu kaçıranın kim olduğunu anladı.

Leyla yaşadığı hayat şartlarına rağmen iyi kalmış taraftı. Seyit Ali'yse abisinin ölümüyle, vicdanını abisiyle gömen taraftı. O yüzden sürekli bir Araf'taydı.

İşlenmeyen günahlar vardı bedeli ödenmeyen. Herkes kendince hanesine bir şeyler yazıp çiziyordu. Kimi dünyadaki bir çiçeği bile nimetten sayarken kimisi sahip olduğu güzelliklerle yetinmiyordu.

Leyla başında ki ağrıyla gözlerini usulca araladı. Gözlerini kısıp tavana baktı, kendisine yabancı gelen tavanla gözleri irice açıldı. Sonra yaşadığı şey aklına gelince hızlıca yatakta doğruldu. Başına giren keskin acıyla inledi.

Genç kadın elini başına götürüp saçlarını kenara verdi ve başını sıktı. Boğazında ki yanma da çabasıydı. Gözlerini yumup ağrının geçmesini bekledi ama geçecek gibi değildi. Gözlerini tekrar açıp odada gezdirdi bakışlarını, kapıyı bulunca yavaşça ayağa kalktı. Sendelese de, bunu umursamadan kapıya doğru yürüdü. İçin de bilmediği bir korku vardı. Bunu ona kim. Neden yapardı.

Leyla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin