o n

2.5K 96 19
                                    

Dün geceyi nasıl atlattığımı bilemiyorum. O anları düşündükçe kalbim yerinden çıkabilecekmişcesine atıyor. Bu yüzden düşünmemeye karar verdi, ben değil beynim.

Bugün maç vardı. Altay beni davet etmişti. Tuttuğum takımın maçına, takımın kalecisinin daveti ile gidecektim. Muhtemelen bir kaç ay önce bu bana imkansız gelirdi. Hâlâ gerçek gibi gelmiyordu.

Maça gideceğimi duyan Burcu yakamı asla bırakmamıştı ve plana onu da dahil etmek zorunda kalmıştım. Burcu, fanatik Fenerbahçeliydi. Nil'in aksine. Nil, Galatasaraya aşık bir kızdı. Derbi maçlarında kavga bizim için kaçınılmaz oluyordu.

Çubuklu formamı giydiğimde tamamen hazırdım artık. Arabayla gideceğim için Burcu'yu da alacaktım.

Telefonumu elime alıp rehberden Altay'ın numarasını tuşlamıştım. Neden aradığımı bilmiyordum, onun sesi bana iyi geliyordu. İşin içine Altay girince beynim devreden çıkıyordu. Kalbim ne isterse o oluyordu.

"Alo. Güzelim?"

Sesi neşeli geliyordu.

"Altay."

Aramıştım fakat ne diyeceğimi de hiç düşünmemiştim.

"Bir sorun mu var?"

Sesinin gerilmeye başladığını hissetmiştim.

"Yok yani şey aslında ya-"

"Lafı dolandırmadan söyler misin güzelim, bir sorun mu var?"

"Ya ben senin sesini duymak için aradım, bir bahane de bulamadım şuan."

Yine bir Ece klasiği, kendimi rezil etmiştim.

Altay sesli bir şekilde gülmüştü bu söylediğime.

"E güzelim beni aramak için bi bahanen olmasına gerek yok."

"Yani çok da rahatsız etmek istemiyorum, sonuçta maç günü işlerin vardır."

"Sen beni rahatsız etmezsin Ece."

Bu adam beni fazlasıyla mutlu ediyordu.

"Ayrıcalığım olduğunu düşünüyorum o zaman."

"Önceden düşünmemiş olman hata güzelim."

Bir yandan saçımı taramak için tarağımı arıyordum. Mutfakta!

"Nerdesin bakalım geçtin mi Kadıköy'e."

"Maalesef, evden bile çıkamadım henüz."

Sesli bir şekilde nefes verdim. Tarağımı bulamıyordum!

"Ayrıca Burcudan haber bekliyorum. Prensesimiz baloya hazırlanıyor."

Tarağımı bulmuştum! Zafer gülümsemesi ile banyoda ki aynadan kendime bakarak saçlarımı taramaya başladım.

"Anladığım kadarıyla seninde işin henüz bitmemiş?"

"Aslında hazırım sadece saçımı tarıyorum."

"Anladım güzelim, benim şuan gitmem gerekiyor Ferdi içeriden el kol yapıyor anlamıyorum da."

"Tamam o zaman görüşürüz."

"Görüşelim."

Bu 32 diş gülme sorunuma bir çare bulmak zorundaydım.

Telefonu kapattığımda Burcunun hazır olduğuna dair attığı mesajı gördüm.

farklı dünyalar | altay bayındırTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang