SEVEN

274 32 6
                                    

"Yine nerelerde sürtüyordun?"

 Saat gecenin on biriydi ve Jungkook, Lisa ile olan buluşmasından sonra gerçekliğe yeniden dönmüştü.

"Ne zamandan beri beni önemsiyorsun?" Oğlan tiksinircesine üvey annesine baktı. "Hah, velete bak. Kendini ne sanıyorsun da benimle böyle konuşabiliyorsun?"

 Oğlan derin bir nefes aldı, artık bu durumdan yorulmuştu. 'Mutluluğumun içine etmese olmuyor.'

"Vücudunu kullanarak ulaşmaya çalıştığın servetin sahibiyim. Yerini bilip öyle konuş." Jungkook kadına son kez bakmadan hızla merdivenlerden çıkmaya başladı.

 Bu durumdan bıkmış usanmıştı artık.

 Odasına gelip kapısını kapattığında bile üvey annesinin cırtlak sesiyle bağırdığını duyabiliyordu. Sinirle saçını karıştırdı ve sırt üstü bir şekilde kendini yatağına bıraktı. Keyfinin yerine gelmesi gerekiyordu, sevdiği kızı düşünmeye başladı. Oldukça güzel bir akşam geçirmişlerdi.

 Tam da Jungkook'un istediği gibi.

 Öncelikle masumlardı, saf duyguları arasında hiçbir şey yoktu. Oğlan, sevdiği kızın en çok bu özelliğini seviyordu. Kız, yapmacıklıktan uzaktı. Bazen patavatsız, bazen utangaç, bazen de çok hırçındı. Belki de bu kötü dünyada masum kalan nadir insanlarda biriydi.

 İlk görüşte aşktı onunkisi, asla hayal edemediği...

1. Sınıfları karşılama töreni,,

 Henüz okulun ilk günüydü. Liseye geçmenin heyecanını yaşayan gençlerin arasında, bu durumdan pek hoşnut olmayanlar somurtarak kenarda duruyorlardı. 

 Bunlardan bir tanesi de Jungkook'tu.

 Arkadaşlarını bile kendisi seçemiyorken istediği okula gitmek onun için hayal gibi bir şeydi. Ancak üvey annesinin tuttuğu görevlileri hissedebiliyordu. Bu durum onu her zamanki gibi huzursuz etmişti. Doğruyu söylemek gerekirse, kim sürekli izlenmek isterdi ki?

 Her zaman yaptığı gibi kendi düşünceleri arasında kaybolurken yakınlardan gelen tatlı bir koku ile irkildi. Çocukluğundan beri kokulara karşı hassas olmuştu ve belli kokulara zaafı vardı. Ancak bu hissettiği o kokular gibi değildi.

 Çok daha özel bir kokuydu.

 Oğlan, nadir bulduğu güzel kokuların peşine düşerdi. Bu defa da öyle yaptı. Elinden geldiğince kokunun geldiği yere doğru ilerledi, her bir adımında biraz daha heyecanlanırken.

 Ve en sonunda, onu gördü.

 Lalisa Manoban'ı.

 Kalabalığın arasında bile enerjisi ile adeta ışık saçıyordu. Gülümsemesi çok güzeldi bir kere, ona bakan herkesin neşesi yerine geliyordu. Jungkook kızı uzun zaman önce kaybettiği, çok değerli birisine benzetti. 

'Bu kıza dikkat etsem iyi olacak.' diye düşündü.

 Kaybettiği kişi geri dönemeyecek olabilirdi ancak onun kadar huzur verici başka bir insanla olmak güzel bir fikirdi.

Ve oğlan, kıza aşık olmuştu.

Tekrar tekrar olacağını bilmeden.

---

öncelikle erkeğimizin bakış açısından yazmak istedim, önce erkeğin hoşlanması fazlasıyla hoşuma gidiyor

beğenmiş olmanız dileğiyle

-Beril

ClassmateぁlιsкоокWhere stories live. Discover now