終わり: our last day.

13.6K 433 207
                                    

ve bir finalle karşınızdayım... severek yazdığım bir hikayeydi fakat kısa sürmesi gerekiyordu. o yüzden umarım beğenirsiniz. :')

hüzünlü bir şarkıyla okursanız harika olur. tercihen EDEN - WAKE UP. ❤️

şimdiye kadar okuduğunuz için teşekkürler!

•••
終わり

22 aralık.

"bana neden hiçbir şey söylemedi?" kenma fısıldadı.

elleri, onu ve kuroo'yu ayıran camdan duvara dayanmıştı.

sesindeki fısıltıda çığlıklar gizliydi.

ağlıyordu, haykırıyordu.

fakat kimse görmüyordu.

"bana neden hiçbir şey söylemedi?" fısıltısını tekrar ederken, tek yaptığı cam bölmeden kuroo'nun yattığı odaya bakmaktı.

kalbi atıyordu, nefes alıyordu. ama... yaşamıyordu.

saatlerdir orada öylece durup durumu kabullenmeye çalışsa da hiçbir şeyi aklı almıyordu. sanki bir rüyada gibiydi ve birazdan uyanıp, kuroo'yu ziyarete gidecekti.

ona ameliyatı konusunda tek kelime etmeyişi gerçeğinin elle tutulur hiçbir tarafı yoktu. bile bile, göz göre göre kendini ölüme sürükleyişinden nasıl haberi olmazdı? onu son kez görmesine nasıl müsaade etmezdi?

her şey boşuna mıydı?

ben her günümü yanına gelmekle harcarken, hak ettiğim bu muydu?

"yanına girmek istiyorum." kenma arkasındaki, hastanenin koridorunda oturan kuroo'nun annesine döndüğünde annesi dünden beri dinmeyen gözyaşları eşliğinde kafasını salladı.

dakikalar geçmiş olsa da, kenma en sonunda kuroo'nun bedeninin yattığı odaya girerken kalbindeki boşluk acıyordu. fakat tepki veremeyecek kadar doluydu zihni. çok doğal bir şey yaşamış gibi, her zamanki ruh halindeymiş gibiydi. dışardan görülünce bu durumda olacak biri gibi değildi.

odaya girerken, arkasından kapının sesiyle ürktüğünde soğuk oda bedeninin titremesine neden olmuştu.

gözlerini, yatakta yatan bedene çevirdiğinde adımlayamıyordu ve olduğu yerde çakılı kalmış gibiydi.

kuroo, ilk kaza geçirdiği gün gibiydi. cihazlara bağlanmıştı, saçının arka tarafı ameliyat için kazıkmıştı ve pamuklar ve diğer tıbbi malzemeler yaralarını kapatmak için oradaydı.

gözlerini yanı başında duran ve bedenine bağlı olan makineye çevirdi. kalp atışlarını okuyan makine, sorunsuz bir şekilde çalışıyordu. kalbi atıyordu ve göğüs kafesi her zamanki gibi inip kalkıyordu.

istemese de biraz daha yaklaştı.

ten rengi her zamanki gibi canlıydı.

biraz daha yaklaştı.

ne göz altları morarmıştı, ne de yüzü çökmüştü.

o halde neden ölüm diyorlardı buna?

"sana inanamıyorum." kenma fısıldarken, yattığı yataktan sadece iki adım uzaktaydı ve ondan çekemediği gözleri donuk bir şekilde bakıyordu. donuktu fakat o buzdan alevleri göremezdi kimse.

"bunu neden yaptın?" duyup duymayacağından emin olamadan konuştuğunda, tek istediği bedeninin oradan kalkması ve onunla kavga etmesiydi.

kenma bağırmak istiyordu.

ichigo ichie  |  kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin