Geri Dönüş (12)

123 19 27
                                    

Hongjoong'tan Anlatım:

Boks kulübündeki kabinlerden birinde karşımda dikkatle yaralarıma bakım yapan Seonghwa ile tüm dikkatimi orada toplamıştım. Maçtan yeni çıkmıştım ve yüzümde belirli yaralar vardı. Acıyorlardı ancak karşımda tüm yakışıklılığı ile Park Seonghwa dururken bu pekte ilgi odağım değildi. Kanı alıp sardığı yerleri öpüyordu ve öptüğü her bir yerde sanki güller açıyormuş gibi hissediyordum.

Yaralarıma her baktığında sanki ben değilde o acı çekiyordu. Gözlerindeki bu aşkı gördüğümde her seferinde ona daha çok aşık oluyordum, ondan önce hiç yaşamamış gibiydim.

Bu nasıl bir aşktı böyle?!

Seonghwa'dan Anlatım:

Karşımda aşık olduğum adam yüzündeki yaralar ile bana bakarken yine içimin gittiğini hissettim. Yüzündeki yaralar rağmen hala nefes kesici olan suratına baktım da nasıl bir mücevhere sahip olduğumu anladım. Bu kusursuz yüz bu kadar yakınımda ve ellerim arasında olunca daha fazla dayanamadım ve sevgilimin dudaklarına yöneldim.

Karşımdaki yapılması dudakları sömürürcesine öperken karşıdan karşılık gelmeyince gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Dudaklarımızı ayırıp şaşkın bakışlarımı sevgilimin yüzüne çıkarttığımda gülümseyerek bana baktığını gördüm.

Nefesim kesilmişti, tekrardan.

Neden gülümsediğini anlamasam bile tekrardan yönelip her gün defalarca sahip olduğum bu dudaklara tekrardan sahip oldum. Dudaklarımın arasındaki dudaklarının gülümsüyor olduğunu fark ettim ve bende hemen geri çekilip kısaca gülümsedim ve tekrar dudaklarını esir aldım. Artık karşılık vermesi için dudağını ısıracaktım ki, birden onun delicesine öpmeye başlaması üzerine bende tutku ile öpücüğümü devam ettirdim. Olduğumuz kabinde dudaklarımızı ayırmadan üzerime çıkıp kucağıma oturduğunda sevgilime kısa bir bakış atıp ellerimi ince beline yerleştirdim.

Bu minik bedenine rağmen bu tutku ve heyecanı beni daha da bağlıyordu ona...

Sert ve hızlı hale gelen öpüşmemiz iyice ve derinleşirken kendimizi durduramayacağımızı biliyorduk. Öpüşmemiz sevgilimin nefesi kesilmesi üzerine bitmişti. Kafamı beyaz ve pürüzsüz boyna gömdüm ve bu muhteşem kokusunu derince soludum. İnsanı sarhoş edecek bir kokusu vardı. Bu muhteşem olan boyna minik öpücükler bırakmaya başladım.

Bir süre daha buna devam ettikten sonra yapışık Wooyoung ve San ikilisi kabinlerin bulunduğu yere girdi. Hongjoong ve ben birbirimize hüzünlü gözlerle bakarken hemen üstümüzü düzgün hale getirip kabinden çıktık. Wooyoung ve San'ın yanına gidecekken Hongjoong elimi tuttu ve :

"Daha sonra devam ederiz ~" dedi.

Bu dediğine utandığım için gülümseyerek yere baktığımda dudaklarından bir kahkaha duydum. Nedensiz yanaklarım kızarırken yanağıma hafif bir öpücük bıraktığında iyice utanmıştım. Bugün bende ne vardı bilmiyorum ama sürekli Hongjoong yüzünden utanıp duruyordum.

Birden böyle olmamız garipti çünkü birkaç dakika öncesine kadar delicesine öpüşüyorduk. İlişkimiz bazen böyle komik ve garip olabiliyordu.

Bizde bunu seviyorduk zaten..

"Koca bir bebeksin Park Seonghwa."

"Senin koca bebeğin desene~"

"Benim senin bebeğin olmam gerekiyor yalnız, hani?"

"O değişir canım. Bazen ben senin bebeğin olurum bazen s-"

"Ay sus iyice vıcık vıcık olmuşsun sen. Tamam bebek ol. Midemi bulandırma."

(OF BURASI ÇOK ERGENCE VE İTİCİ NASIL YAZDIM BİLMİYORUM SİNİLERİM BOZULDU KDJHGDJX)

Still With You | SeongJoongWhere stories live. Discover now