Episode 31: Can You Find Her, Stephen?

271 27 46
                                    

Carol Danvers yorgun bedenini arkadaşının koltuğuna attı. Rhodey'i görmemek için Avengers merkezinden ayrılmıştı. Nick Fury'de kalmaya niyetlenmişti bir ara ama ona da sinirliydi. Kendisinden bir şey saklanmasını istemiyordu. Bu yüzden en yakın arkadaşına gitmişti; Maria Rambeu, S.W.O.R.D.'un kurucusu ve yöneticisi.

Bu süre içinde birçok defa uzaya gitmişti. Ama nedensiz bir şekilde dünyaya dönmek istiyordu. Vicktoria'nın gidişinden sonra Carol da uzaklaşmak istemişti. Maria Hill'den Vicktoria hakkında bilgileri alıyordu. General Potts'u hala bulamamışlardı. Nick Fury, S.W.O.R.D.'dan bile yardım istemişti. Ama başarılı olunamamıştı.

Carol şimdi ise aklındaki düşüncelere engel olamadan kanepede uzanıyordu. Bşının ağrıması da vardı her şeyin yanında.
Maria: Dondurma ister misin?
Carol: İsterim.
Maria arkadaşına gülümsedi. Elindek vanilyalı dondurma kutusunu Carol'a uzattıktan sonra kanepenin diğer bir ucuna oturdu.

Maria: Carol, hala Rhodey'e karşı bir şey hissediyor musun?
Carol: Ona izin vermemliydim. Benim canımı yakacak kadar bana yaklaşmasına izin vermemliydim.
Dondurma dolu kaşığı ağzına götürmüştü. Maria ise buruk gülümsemesi ile baktı arkadaşına. Carol'un hep böyle olduğunu biliyordu. Kıyaslanarak büyümüş bir kadındı o. Bir erkeğin kendisine bunu yapabilemsi canını yakmıştı.

Yeniden kıyaslanmış hissediyordu. Bu defa kıyaslandığı kişi eski sevgilisinin eski karısıydı. Bu kıyaslamayı kaybetmişti Carol. Rhodey'e göre Vicktoria her daim öncelikti. Carol ilişkiin son zamanlarında kendisni hep ikinci planda hissetmişti. Ayrılığın kaçınılmaz olduğunu anlamıştı. Nedensiz yere ertelemişti bunu Carol.

Carol: En çok sinirimi bozan şey Tony ve Fury'ni haklı çıkması oldu.
Maria kendi dondurmasından bir kaşık alırken kaşlarını kaldırdı. Carol ona bundan bahsetmemişti.
Carol: Fury benimle konuşmuştu. Rhodey ile ilşikimiz başlamadan bir süre önce de Tony benle konuştu. İkisi de beni uyarmaya çalıştı. Ben dinlemedim.
Maria: Sen kimseyi dinlemezsin, bazen kendini bile.
Carol: Evet. Ama bu defa dinlesem de iyi olabilirdi.
Maria arkadaşının omzunu sıvazladı. Carol'un hala bu konuda üzgün olduğunu biliyordu. Arkadaşının biraz sakinleşmeye ve rahatlamaya ihtiyacı vardı.


Tony elindeki telefonu çevirip duruyordu. Ne yapabileceğini düşünüp duruyordu sadece. Aklına gelen onlarca şey vardı. Ama en iyisi bu çözüm olacaktı. Gerçi dostuyla görğmek için de bahanesi olmuş olurdu. Kayıtlardan numarayı bulup aramıştı. Telefonun çalışını dinliyordu sadece şu anda.

Telefon beşinci çalıştan sonra açılmıştı. Tony bu kadar bekmeyi sevmediği için göz devirmekle yetinmişti.
Tony: Quinn*, buraya gelmeniz lazım. Önemli bir konu.
Quinn: İnsan en azından kibarlık olarak nasılsın diye sorar Tony.
Tony: Önemli bir konu. Nişanlını da getir.
Quinn: Meditasyon yapıyor.
Tony: Günün her saatinde meditasyon mu yapıyor? Bu nasıl mümkün olabilir? Bu adam keşiş falan olarak ilerde evlenme onunla.

Tony Stark her zaman yaptığı gibi gerginliğini şakaya vuruyordu. Quinn onu iyi tanıyan insanlardan biri olduğu için bunu anlamıştı. Yine de görmezden gelmeyi tercih etti. Olanlardan az çok haberdardı.
Quinn: Yarım saate geliriz.
Tony: Labaratuarıma gelin, önce ikinizle konuşmak istiyorum.
Quinn: Tamam Stark. Artık rahat bırak beni!

Tony telefonu kapattığında üstünden bir yük kalkmış gibi hissetti. Gelecek ikili ile işleri daha kolay olacaktı. En azında böyle düşünüyordu Tony Stark.

Çok geçmeden labaraturaının ortasına bir portal açılmışı. Gelenlerin kim olduğunu bilmese bu Tony'yi enişlenedirecek bir durum olurdu. Ama portaldan içeriye giren ikiliyi tanıyordu. Meditasyondan yeni kaldırıldığı belli olan Stephen Strange'i görünce gülümsemişti. Onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu.
Stephen: Beni meditasyondan kaldıracak kadar önemli ne oldu Stark?
Tony: Vicktoria Potts, General Potts. Onu bulamıyoruz. S.H.I.E.L.D., S.W.O.R.D. ve biz hiçbir bilgiye ulaşamadık. Onu bulmamız lazım.

BitterSweet RoseWhere stories live. Discover now