Hemşire Hanım (+18) Askıya Alındı

|10|

Medya: Hare
...

Yusuf Agah Bey hala aranıyor...

Merhaba <3

Benden size küçük bir günaydın hediyesi :))

Uzun zamandır bölüm atamıyorum çünkü telefonum bozulmuştu ve telefonum tamirdeydi. Ancak tamir edildi. Geçen hafta tamirden almıştım ve bir haftadır bir türlü yazamadım. Bilmiyorum neden, ama sonunda bir bölüm hazırladım sizlere^^

O yüzden önceki bölümü okuyup öyle okumaya devam eder misiniz? Hatırlama amacıyla :)

İyi okumalar <3

Sizleri seviyorum.

456 bin✨

İnstagram hesabım: _nergiskara_

Sınır: 1700 oy 1400 yorum

🤍🤍

"Karşıda da bir banyo var. İstersen orada alabilirsin duşunu." dediğimde yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. "Şimdiden beni mi düşünmeye başladın mı sen? Öpeyim mi o bal dudaklarını?"

Yüzünü yüzüme yaklaştırmaya başlamasıyla elimle yüzünü kapattım. "Hadi canım hadi." yüzünü avucumda kurtarıp.

Dudaklarını konuşmak için araladığında, kapı zili sesi kulaklarıma dolunca dudaklarını birbirine bastırdı.

"Şuan acayip bir biçimde sövmek istedim ama daha sonra aklıma seviştiğimiz geldi vazgeçtim."

Yusuf Agah'a göz devirip, dolabımda eşofman takımı alıp hızla banyoya girdim. Üzerimi de aynı hızla giydikten sonra banyodan çıktığımda, Yusuf Agah'ın da pantolonunu giydiğini görmüştüm.

Beni görünce sıkıntıyla nefes verdi. "Hala çalıyor kapıyı. Baya ısrarcı biri." diyince "Sende üzerini giy." diyip odadan çıkıp kapıya yürüdüm.

Kapının deliğinden baktığımda gördüğüm yüz ile gözlerim büyümüştü.

"Neden bu kadar şaşırdın? Kimmiş?"

"Bakıp geleceğim sen odaya git." duraksayıp vücudunu süzdüm. "Ayrıca neden hala çıplaksın?"

Sorum ile üst dudağı yukarı kıvrıldı ve bedenimi baştan aşağı süzdü. "Utanıyor olman garip." diyince göz devirdim. "Utanmaktan değil. Basıldı ve hala çıplak olman normal değil." dediğimde dudak büzdü.

"Odaya kapanma gerekiyor sanırım." diyince kafamı olumlu anlamda salladım. Omuzları düşerken arkasını döndü ve merdivenleri çıkmaya başladı. "Her kimse, çabuk gönder." dedi.

Çabuk gideceğini hiç sanmıyorum.

Derin bir nefes alıp, yüzüme küçük bir tebessüm ekleyip kapının kulunu aşağı indirdim.

"Neboş!?"

Nebahat Teyze'nin gözleri kısıldı sesimi ve suratımı görünce. "Hayırdır, pek bir neşeli açtın kapıyı yavrum?"

Sorusu ile duruşumu dikleştirirken, ona alınmış gibi baktım. "Aşk olsun ama. Ben zaten güler yüzlü bir hanımefendi olduğum için sana güler yüzle kapıyı açmam çok doğal Nebahat Teyze."

Cümlemle yüzünü buruşturup "Ne uzun bir cümleydi o öyle. Aşk olsundan sonra dinlemedim." diyince dudaklarımı büzdüm.

Üzerindeki yeleğini düzeltirken beni kuşkuyla süzdü. "Helin yavrum nerede?"