28. BÖLÜM: "YENİLGİ"

6.1K 325 718
                                    



28. BÖLÜM: "YENİLGİ"

"Yine kaçırdın," dedi Bay Clark, bir kez daha göğsünü şişirip gür kahkahalarından birini attı. "Bana golfte ne kadar iyi olduğundan bahsedip duruyordun. Bu gidişle eve ağlayarak dönen sen olacakmışsın gibi görünüyor."

Ross bakışlarını deliği teğet geçen küçük beyaz toptan uzaklaştırdı ve Jordan'ın kendisiyle dalga geçmesini umursamadan bir süredir kullandığı golf sopasını çantadan aldığı başka bir sopayla değiştirdi. Bunu gören Jordan, önemli bir konu hakkında konuşmak istiyormuş gibi kahkahasını bastırmak için kendisini olabildiğince sıksa da bunu yapmakta fazlasıyla zorlanıyordu.

"Sorun sopalarda değil," dedi sonunda kahkahasını bastırmayı başardığında, işaret parmağıyla golf sopalarının bulunduğu çantayı gösterdi. "Sorun sensin," diye devam etti, bu sefer işaret parmağıyla Ross'u gösteriyordu. "Keyfin yok gibi. Bu da oyuna yansıyor." Katlanan kamp sandalyesinin gözüne koyduğu şişeyi alıp kafasına dikti. Şişeyi yerine koyarken iç geçirdi. "Oysaki seninle dişli bir maç yapmak istiyordum."

"Bugün şans senden yana," diye mırıldandı gözlerini yeşil alanda golf oynayan insanların üzerinde gezdirirken ama aslında bunun şansla bir ilgisi olmadığını adı gibi biliyordu. Sorun, bir süredir olduğu gibi, işleri yoluna koymakta zorlandığı Polly idi.

"Şans mı?" diye sordu tek kaşını yukarı kaldırarak. "Şansa inanmam. Bence şans diye bir şey yoktur. Hayatta kendi şansını kendin yaratırsın." Jordan, Ross'un tam karşısında durduğunda göz göze geldiler. "Birkaç gün izne ihtiyacın varsa söylemen yeterli, biliyorsun."

"İzne ihtiyacım yok. Olsaydı sana bunu çoktan söylemiştim." İhtiyaç duyduğu şey, aletini Polly'nin sıcak oyuğundan içeriye sokmak ve son birkaç gün içinde yaşanan bütün saçmalıklara bir son vermekti. Ama Polly, kararlı davranmak için o kadar çok burnunun dikine gidiyordu ki, ona bunu yapması için hiçbir fırsat vermiyordu.

Jordan sıkıntılı bir nefes verdi. "İzin istemiyorsan, izin alman konusunda seni sık boğaz etmeyeceğim ama ruh halini işe yansıtmamaya çalışırsan iyi olur." Küçük beyaz topun yanına doğru yürüdü ve bacaklarını hafifçe kırıp belini öne doğru bükerken atış yapmak için uygun bir pozisyon yakalamaya çalıştı. "Dün odanın duvarındaki renkli tabloyu göremedim. Yoksa beni dinleyip tabloyu atmaya mı karar verdin?" diye sordu, Ross'un cevap verip vermeyeceğini kontrol ederken topa vurmaya hazırlanıyordu.

"Tablonun sahibi onu geri almak istedi ve ben de verdim."

"Vermekle iyi yapmışsın. Dediğim gibi odana uyum sağlamıyordu." Jordan omuzlarını iyice yukarı kaldırdı ve atışını yaptı. Topun bir cetvelle çizilmiş gibi görünmez düz bir hat üzerinde hızla hareket etmesinden sonra deliğe girdiğini görünce dudaklarında kazanma hissinin neden olduğu geniş bir gülümseme belirdi. "İçkiler senden."

"İlk ve son," dedi kısaca ve kendinden emin çıkması için çabaladığı bir ses tonuyla. Golf sopasını çantaya koymak için hareketlendiğinde karşı taraftan gelen tanıdık yüz canının daha çok sıkılmasına neden oldu. Hafta sonu golf oynamaya gelmekten daha önemli işlerinin olup olmadığını merak etti.

"Antonio." Jordan elindeki beyaz eldivenleri çıkarırken ona doğru yürüdü. "Sen buralara hiç uğrar mıydın?" diye sordu elini öne doğru uzatırken.

Antonio, Jordan'ın elini sıkıca kavrayıp gülümseyerek karşılık verdi. "Görünüşe göre daha önce hiç denk gelmemişiz." Elini çekerken tepkisini ölçmek istiyormuş gibi göz ucuyla Ross'a bakarak konuşmaya devam etti. "Akşam güzel bir kadınla randevum var. Biraz enerji toplamaya geldim."

Eşsiz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin