4.Bölüm

637 61 14
                                    

[4]Karşılaşmamız Tesadüf Mü?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

[4]Karşılaşmamız Tesadüf Mü?

Hwang Ji Na

Hayat, bazen öylesine kopuk geliyordu ki gözüme yeni bir sabaha, belki de o aptal huzursuzluğa gözlerimi aralamak istemiyordum. Bu sabah da öyleydi. Yatağımda dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafıma dolamış, ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre yerdeki parke zemini izlemiştim.

Dün olanların gerçek olup olmadığını sorguluyordum hâlâ. Ama başucumdaki komodinin çekmecesindeki zarf ve kartpostal, gerçekliğinin somut bir kanıtıydı.

Küçüklüğümden beri asla normal olmadığımı biliyordum ama tek tuhaflık ben değildim. Bazen göremezdiniz ama bir şeyleri hissederdiniz ya, işte tam da öyle bir durumdu. Sanki hayatımın her döneminde, istisnasız olarak biri tarafından izleniyordum. Bunu kanıtlayacak herhangi bir şey yoktu. Gördüğüm, duyduğum ya da akla ne gelirse. Hatta bazı zamanlar sırf bu yüzden delirdiğimi düşünüyordum. Fakat görünen o ki pek de yanılmamıştım ya da deliriyor değildim.

Olanlardan Ha Na'ya bahsedememiştim bile. Neler döndüğü belli değildi ve bu işin öyle sıradan ya da benimle uğraşmak için yapılmadığı ortadaydı. Kimseye karışmıyordum bile Tanrı aşkına! Kim benimle uğraşmak isterdi ki?

"Yeni öğrenci." Büyük bir isteksizlikle geldiğim okulda, derslikte tek başıma oturduğum köşede biri bana seslenince pencereden çektim bakışlarımı. Boğuk sesin sahibi bulunduğum sıranın en ucunda ayakta dikilirken koca bir gülüş vardı yüzünde. Parlak bir öğrenci ve kişilik olduğunu sezmeme neden olmuştu.

"Hwang Ji Na'sın değil mi?" Onay bekleyen bir sesle konuşup, elindeki listede bir şeyi kontrol eder gibi bakışlarını dolandırdı. Ardından da bakışlarını tekrar bana çıkarmıştı. "Evet." Dedim düz bir sesle. Yeni öğrenci olmak bana göre sıkıcı bir durumdu. İnsanlar bazen gereğinden fazla meraklı olabiliyordu ve hayatınızla ilgili bilmelerine gerek olmayan detaylara kadar sorabiliyorlardı. Biraz da bu yüzden yaklaşmak istemiyordum insanlara.

"Ben, Kim Taehyung. Sınıf arkadaşın." Dedi az önceki buz gibi sesime rağmen neşeyle. Ne düşündüğünü merak ettim. Acaba şu hep pozitif olan insanlardan mıydı? Başımı aşağı yukarı sallayıp onu onayladım. Benimle aynı sınıfta olmasa, burada bir işi olmazdı muhtemelen.

"Neden ismimi sordun?" Merakla ona yönelttiğim soruya karşılık bir an şaşkınlıkla bakışları elindeki listeye kaymıştı fakat uzun sürmeden yeniden bakışlarını bana çevirdi. "Ah! Profesör Shin, seni odasına çağırdı. Sana bunu söyleyecektim ama..." bir an duraksadığında söyleyeceği şeyden çekinmiş gibi mahcupça gülümsedi. Yine de her neyse söylemeye karar vermiş olmalı ki omzunu silkip devam etmişti.

Lena ❧ JungkookWhere stories live. Discover now