Kaç Kalbin Var?

6K 321 11
                                    

Hey! :) Bölümler kısa ama biraz Pollyannacılık yapalım kısa olduğuna göre daha çok bölüm yazacağım:) Maalesef daha uzun yazamıyorum kusura bakmayın... 1-2 tanıtım bölümü gibi dedi mesaj atan bir arkadaşım evet öyle. Bu da öyle gibimsi:) Umarım bu bölümü de seversiniz. Ne zaman bir sayı söyle desem 3 diyen yorum yapmasını sevmediğim Ali'ye gönderiyorum bölümü. Hepimize iyi okumalar🐘

•••

"Herkes neden burada olduğunu biliyor değil mi? Özellikle kadınların ağırlıklı olduğu bu güzel kokulu salonda kimsenin konusunu bilmeden geldiğini görmek istemem."

Tam bu cümleden sonra kimseyle göz göze gelmese de herkesin üzerine alındığı o çapkınca gülümseme beni ve muhtemelen salonda bulunan diğer tüm kadınları sıvı yağ kıvamına getirmişti. O, elinde kaybolan küçük siyah kumandasıyla projektörü ayarlamaya çalışırken ben gülücük etkisinden hemen çıkıp telaşla Şule'ye döndüm.

"Ne hakkında bu seminer?"

Şule tam cevap vereceği sırada Berk yanımıza gelip oturunca öylece cevapsız kalmıştım. Evet dün geceden beri neredeyse hiç uyumasam da seminerin ne hakkında olduğunu sormak aklımın ucundan geçmemişti. Haftalardır etkisinden çıkamayıp gölge gibi izlediğimi düşündüğüm adamla aynı okuldan mezun olmuş olmamız, üstelik ortaokuldan beri tanıdığımız Can'la arkadaş çıkması kurmaca gibiydi. Bir de ben kendimi dikkatli sanırdım. Oysa her gün sahilde koşup sonunda bir kafeye giren Kerem'i Şule farketmişti. Sahildeki eski minik kafenin sahibi Can'ın babasıydı. Ayaklı haber kaynağımız Berk'i devreye sokarak lisede iki dönem üstümüz olan ve sadece Can'la takılan sessiz çocuğun şimdi karşımızdaki yakışıklı olduğunu tamamen Şule çözmüştü.

''Hala tanışmak istemediğine emin misin?"

Berk'in sorduğu soruyla ne zaman sahneye çevirdiğimi hatırlamadığım bakışlarımı kısa bir an ona döndürdüm ve 'hayır' anlamında başımı salladım. İsmini henüz kendi ağzından duymadığım minik tohumum hafif bir öksürükle -sanki tüm dikkatler O'nun üzerinde değilmiş gibi- herkesi kendine yönlendirmişti.

"Ben buraya neden geldim gibi bakan yüzler görüyorum. Kısaca açıklayayım. Erkekler ve cinsellik hakkında yanlış bilinen uydurmalar, dedikodular hakkında konuşacağız bugün. Korkmayın yumuşak bir giriş yapacağım."

Ben O'nun ilk anda vurulduğum sesini duyan diğer tüm kulakları kıskanırken bir anda konuyu duyunca gözlerimi alnıma kadar açıp Şule'ye döndüm. 'Ne yapabilirim?' dercesine omuzlarını kaldırıp ellerini açtığında Berk resmen kıs kıs gülüyordu. Tekrar sahneye döndüğümde perdede gördüğüm başlıkla derin bir nefes aldım. Gerçekten çok yumuşak bir giriş olmuş...

"ERKEKLER SEKS DÜŞKÜNÜDÜR."

"Erkeklerin yani bizim her yedi saniyede bir seks düşündüğümüzle ilgili bir kanı daha da öte de böyle bir istatistik var. Biraz düşünün bunu kanıtlanması oldukça zor yinede koca bir cinsiyete yapıştırılmış durumda. Hal böyle olunca seks düşkünü erkek yaftasını birisine yapıştırmak gayet kolay oluyor.

Erkeklerin sürekli seks düşündüğü gibi bir şey yok hanımlar. Sanırım bu biraz sizi üzecek çünkü böyle haberleri seviyorsunuz. Bunun bir kanıtı da yok. 2011'de yapılan gerçek bir araştırmaya göre erkekler yemek ve uykuyu da kadınlardan daha çok düşünüyor. Düşünün sizinle konuşuyorum 1-2-3-4-5-6-SEKS mi düşünüyorum ben? Bu imkansız. Bazı erkekler sürekli olarak seks düşünüp ilk fırsatta sizi yatağa atmak ister diye bir kaide de yok. Bugün aklınızdaki kazanovayı yıkacağım."

3. Tekil ŞahısWhere stories live. Discover now