3- ŞEHİR DIŞI

9.3K 368 73
                                    

Medya; Sinem

"Okula yeni biri geliyormuş diğer okuldan uyuşturucu sattığı için atılmış." dedi Büşra banka üstten hoplayıp otururken.

Sinem yayvan bir şekilde oturmuş sigarasını içiyordu. Büşra'nın dediklerine aldırmadan elimi havaya kaldırıp avuç içimi öptü ama ben halen Büşra'ya bakıyordum.

"Buraya nasıl gelmiş ki?" dediğimde Büşra telefonunda bir şey yapıyordu heyecanla.

"Ben de bilmiyorum ama.... Aha bak buldum instagramdan." dedi uzaktan bana gösterip. Gözlerimi kısıp baktım ama göremiyordum.

"Getirsene göremiyorum." dedim halen kısık olan gözlerimle. Büşra bana Ece adlı kızın fotoğrafını gösterirken Sinem hiç aldırmadan bileğime küçük küçük öpücükler bırakıp sigarasından bir duman çekiyordu.

Ece, güzel değil ama karizma bir kız gibi duruyordu. Aşırı bir serseri stili vardı, muhtemelen buraya gelip kendisini okulun saygını olarak tanıtacak ve Sinem'den dayağı yiyecekti. Ben halen incelerken Sinem sigarasını bitirip boynuma geçiş yaptı. Ben halen kızın profilini inceliyordum.

"Bu kadar, çok fotoğraf paylaşmamış." dedi Büşra sona gelince.

"Hele bakalım yeni kız triplerine girecek mi." dedim, o sırada Sinem diliyle boynuma dokunup sıkı bir şekilde öptü.

Zil çaldığında son derse girmek için sınıfa geçtik. Zil tekrar çalana kadar da ikimiz de kafamızı sıraya gömüp uyuduk.

Okul çıkışında Akif, Sinem'in dudağından uzun uzun öptü. Hafta sonu iki gün boyunca şehir dışına çıkacağından dolayı onu yolcu ediyordu.

Mahalleye gittiğimizde onun gitmesine yarım saat vardı, okuldan sonra hemen çıkıyordu ki geç kalmasın. Beni mahallenin arasına çekip yirmi dakikadır aralıksız öpüyordu. Dudaklarını boynumdan ayırıp yüzüme baktı.

"Gece giydiğin tişörtü getir eve gidip." dedi, dudakları kızarmıştı boynumu öpmekten.

"Sinem iki günlüğüne gidiyorsun...." dedim gözlerinin içine bakarken. Bana olan bu sevgisi delilikti resmen.

Boynumdan öpüp çenesiyle gitmemi söyledi. Pes etmeyeceğini bildiğimden yukarı çıkıp çantamı odaya fırlattım ve tişörtümü alıp çıktım. Aşağı indiğimde bir sigara yakmıştı. Tişörtü ona uzattıpımda sigarayı uzaklaştırıp kokladı. Sigarasını bitirmeden kenara attı ve yeniden boynunu öpmeye başladı.

Telefonu çalmaya başlayınca, daha bakmadan kim olduğunu tahmin etmişti. Bu yüzden yavaş ve derin öptüğü yerleri şimdi sıkı ve hızlıca öpüyordu. En son ağlar gibi bir mırıltı çıkarıp boynuma derin bir öpücük bıraktı.

"Yolda dikkat et." dediğimde kafasını salladı ve çenemi ağzının içine alıp öpücük kondurup bıraktı.

"Telefonunu sürekli açık tut." dediğinde kafamı salladım. O hızla yanımdan uzaklaşırken ben de eve gitmiştim.

---

Köprü başında oturmuş biralarımızı yudumlarken mahallenin büyüklerinden söz ediyorduk. Hepsi artık çökmüş gibiydi ve biz onların yerini almaya niyetliydik. Zaten Sinem'i mahallenin ablasından sayıyorlardı.

"Sinem gelince Muzo'nun ağzına sıçar." dedi Onur kuruyemişlerden iki tane ağzına atarken.

"Söylemeden biz mi halletsek acaba? Sinem psikopatı öldürecek dereceye getiriyor." dedi Büşra yüzünü buruşturup.

Evet cidden öldürecek dereceye getiriyordu. O kadar rahat tavırları vardı ki, en iyi ben bilirim, ben yaparım gibi. Onun yanında insanın hiç başı sıkışmazdı çünkü her zaman bir yolunu bulurdu. Serseriydi ama oldukça zekiydi.

"Neyse biz söyleyelim saklamak olmasın, sakinleştirme kısmı Kübra'da." dedi Refik telefonuyla oynarken.

Bir bağırış sesi geldiğinde hepimiz kafamızı kaldırıp sesi dinledik. Kavga ediyordu birileri. Hızla ayağa kalkıp sese doğru ilerledik. İki kişi tek bir çocuğa dalıyordu.

"Hoop bilader." dedim sinirle. İki çocuk yerde yatan çocuğa kinle vururken bize doğru dönüp baktılar. Biri az önce bahsettiğimiz Muzo'ydu.

"Hayırdır, kimin mahallesinde haraç kesiyorsunuz?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Siz karışmayın." dedi Muzo, bize doğru bir adım atarak.

Gülümseyip yere tükürdüm, Muzo mahallede bizimle aynı yaşlarda okumamış bir çocuktu. Daha çok pis işlere bulaşıyordu. Yüzünde de meymenet yoktu zaten.

"Siktir git buradan çocuğun parasını da geri ver." dediğimde gülümsedi. Ama sinirli bir gülümseyişti.

"Vermiyorum. Beni mi döveceksin erkek Fatma." dediğinde sırıtıp üzerine atladım ve bir yumruk attım. O da çeneme bir yumruk attı. Sendelesem de karnına bir tekme atıp savurdum.

Gidip cebine koyduğu parayı aldım ve yerde oturur vaziyette duran çocuğa uzattım.

"Allah razı olsun Kübra abla." dedi çocuk gülümseyerek. Ona göz kırpıp yerde iki büklüm yatan Muzo'ya döndüm ve karnına bir tekme daha attım.

"Bir daha seni haraç keserken görmeyeceğim."

Onun yanından geçip giderken bizimkiler de peşime takılmıştı. Biraz daha bira içip, daha sonra evlere dağıldık. Odamda tam uyku moduna geçecekken Sinem aradı.

"Alo"

"Uyumuyordun demi? Dönüş yolundayım delirecek gibi oldum aradım bir sesini duyayım diye." dedi sesi boğuk çıkıyordu.

"Yok kız ama şimdi uyuyacaktım."

"Tamam o zaman, uyu sen canını sevdiğim. İyi geceler." dedi ve kapattı.

ZAAF -LEZDonde viven las historias. Descúbrelo ahora