BÖLÜM 20 : "İSTENİLENİN PEŞİNDEN"

318 20 3
                                    

BÖLÜM 20 :

"İSTENİLENİN PEŞİNDEN"

Zaman bu çizgiden geçip giderken neler değiştiğinin veya ne yapmaya çalıştığımızın farkında bile değildik koyduğumuzda hedeflerin uğraştığımız bir başarının arkasından sürüklenirken sanki en değerli yüzüğümü bir ormanda kaybettim ve en sevdiğim yüzüğümü o koca ormanda arıyor gibi hissediyordum bulacağım ve onu yine parmağıma takacağım umudu ile fakat bir gerçek kadar yürek yoran ise onu bulamayacağım ve yine parmağıma takamayacağım gerçeğiydi ve ben bu gerçeği silip sadece koca ormanda değerli yüzüğümü aramak istiyordum.

Arkama dönmeden gittiğim yolları ezbere bilmek istiyordum ve yine sürüklendiğim bir gerçeğin peşinden.

Babam Emir'e doğru elini uzatıp selamlaştılar Emir göz ucu ile bakıp selam verirken aslında benim geleceğimi aklının ucundan bile geçirmiyordur sonuçta Selim kaçırmıştı Banu'yu ve kimse bir daha güvenmezdi ama ne Emir ne de ailesinin suçunun olmayışı bizi biraz yavaşlatıyordu öfkemizin korku alevini azaltıyordu hepsi seferber olup Banu'yu düşünürken bu sefer Selim ne ceza yiyeceğine karar vermek için uğraşıyorlardı ve bu kırıcı nokta aslında ikisinin hatasından doğmuş büyümüştü ve suladıkca büyüyecekti farkında bile değillerdi sadece zamanın onlara kaçarak kazandırdığını hatta bulamayacaklar bizinin verdiği kırık bir sevinci taşıyorlardı belki de birbirlerine bilmedikleri tatmadıkları bir kaç aşk sözcükleri mırıldanıyorlardı kırılgan kalpleri en az bir söz kazanacak kadar da yavaş atıyordu fakat onlar farkında bile değildi,elimde ki telefon titrerken bakışlarımız Pasifik mavisi telefonuma kaymıştı arayan Rüzgar'dı meşgule atıp çantama koymuştum babamlara bakarken.

"Emir telefonda net konuşamadık anlatasın neler oldu bir gelişme var mı?" Babam kırgın bakan gözlerini çekmemişti Emir ise sanki kendisi kız kaçırmıştı af dileyecekmiş gibi bakıyordu güçlülüğünü sorguluyordu belki belki de kanadından yaralanmış ve acıyordu.

"Bir kaç evrak sabah elime ulaştı Selim'in bizden sakladığı bir banka hesabı daha varmış babamın üzerine kayıtlı fakat kart Selim deymiş bu gün inceledik bir sonuç olur mu bilinmez ama Mardin'in çıkışına doğru konaklama yerleri var orada ki bir bakkaldan alışveriş yapılmış erken saate." Dedi kesin konuşuyordu ve sanki ordalardı ve bizde bulup konağa getirecekmişiz gibi. "Emir bu gün toplantı var en önemli toplantılardan biri bu gündü iptal etmek istesemde babam engel oldu Nazlı ile gideceksiniz seni uzun süredir tanırım bilirim Emir ilk önce Allaha sonra sana kızlarım emanet bilesin, toplantıdan sonra arayacağım." Dedi Emir başı ile onay verirken "Ahmet Bey sizin gibi bizlerinde soyuna işlenmek isteneni bu kirli sözü atmak için uğraşıyoruz." Duraksarken "kim ile toplantı yapacaksınız?" Dedi babam durdu ve gözleri beni buldu kısa sürede bakıp Emir'e dönerken
"Kaan Zâdeoğlu ile sana da anlattık bilirsin geçen ortaklığı ve ihaleden çekilme kararı almıştı." Dedi babam gözleri Emir'i inceliyordu her an bir sorusuna cevap verecek gibi bekledi "Sizi haberdar ederiz." Dedi elini sıkıp geri çekilirken ben bir adım önce çıkıp babama gülümsemiştim "Banu bu konağa gelecek baba." Dedim elini yanağıma koyup gözlerimin içine baktı kırılgan gözleri düşüncelerinde hatta üzüntününde bir payını almıştı "Biliyorum kızım yine ikinize sarılacağım ben." Dedi ve geri çekildi arkasına bakmadan giderken dolan gözlerimi daha fazlasını bekletmeden yanaklarımdan süzüldü elimin tersi ile silip arkamı döndüğümde Emir bana bakıyordu eli ile araca binmemi işaret etmişti mersedes marka.

Araca binip Emniyet kemerini takıp bekledim telefon titreşimde kendini belli etmişti çantadan çıkartıp baktığımda Emir ise aracı çalıştırıp sokak aralarından geçiyordu arayan kişi Rüzgar'dı ve bizim dağ evlerinin olduğu yere gittiğimizi sofrada öğrendiğinden beri kızgınlığı öfkesi belliydi açsam sağlıklı bir konuşma olmayacaktı alnımı ovup biraz bekledim kapanan ekranın ardından tekrar aradı telefonu açıp cama doğru döndüm.

AFİTAPWhere stories live. Discover now