• on bir

278 22 4
                                    

Taehyung'un yüzlerce kişinin içinde ettiği teklif ile Jeongguk utanmıştı. Teklifini kabul etmesi ile etraftan çokça alkış ve ıslık sesi yükselmişti. Bu sefer dudakları Jeongguk tarafından birleştirilmişti. Birlikte bardan çıkıp eve gelen ikili üstlerini değiştirmiş salonda oturuyorlardı.

Yeni yıla girmek için dakikalar kalmıştı. İkili yan yanaydılar.

Jeongguk ilk defa bir yıl daha yaşadığı için mutluydu.

Aldığı teklifin duygusallığını hala üzerinde taşıyan Jeongguk ile Taehyung oturma odasındalardı. İkili televizyonun karşısında ki koltukta otururken üstlerinde Taehyung'un kaplanlı küçüklük battaniyesi vardı.

Jeongguk sırtını Taehyung'un göğsüne yaslamıştı. Taehyung ise tek eli ile Jeongguk'un ince belini sararken tek eli ile Jeongguk'un küçük elleri ile oynuyordu.

Avucu içerisinde kaybolmuş minik ele bakıyor. Ara sıra baş parmağı ile küçük elin üzerini okşuyordu.Elleri yan yana çok güzel duruyordu. Taehyung günlerce bu güzelliği izleyebilirdi.

Koltukta bir olmuş ikili açık olmayan televizyona doğru bakıyor konuşmuyorlardı. Birbirlerinin nefes seslerini dinleyen ikili huzur içindelerdi.

Battaniyeye bakıp Taehyung'un küçüklüğünü düşünüyordu Jeongguk. Nasıldı acaba? Yaramaz mıydı? Sakin bir çocuk muydu? Neşeli miydi? Hep somurtur muydu yoksa. Keşke dedi Jeongguk daha güzel bir şekilde tanışsaydık. Daha güzel bir geçmişimiz olsaydı.

Birlikte geçirseydik ergenliğimizi mesela. Sivilceli Taehyung'u düşündü yanında ise elini tutan kendini. Her okul çıkışı sahilde eğlendiklerini düşündü. Ya da birbirimizde kalabilecek kadar yakın olabilirdik diye düşündü. Aklından o kadar senaryo geçirdi ki. Gülümsemesi büyüdü de büyüdü. 

Taehyung aklında ise yanında kokusunu alabildiği kadar yakınında olan çocuğun kabul ettiği teklifi vardı. O sahneyi asla aklından çıkaramıyordu. Jeongguk'un anında kendine karşılık vermesi. Ayrıldıklarında kendi öpmek istemesi ve bunu yüzlerce insanın içinde göstermesi. Taehyung'un da gülüşü yüzünde büyüdü de büyüdü.

Çalan kapı ile ikili ayaklanmıştı. Taehyung bu saatte kimin gelebileceğini düşünüyordu. Çünkü saat gece yarısına geliyordu neredeyse. Gece yarısı olmasına neredeyse bir kaç dakika vardı.

Kapıyı açtıklarında karşılarında pasta ve değişik kıyafetlerle bulunan arkadaşlarına bakıp kahkaha atmıştı. Bi anda söylenmeye başlanan şarkı ile Taehyung dondu. Jeonggukla olduğu zamanlarda tarih kavramını yitirmişti. Bugünün doğum günü olduğunu unutmuştu. Mutlulukla parlayan gözleri ile arkadaşlarını içeri davet etmişti.

Jeongguk içeri giren kişilere baktı. Hastaneye gittiği gün gelen kişilerdi. Hepsine gülümseyerek tekrar içeri adımladı. O gün hepsi ile tanışmıştı. Sonrasında ise Hoseok ile özel bir şekilde tanışmıştı onu yormamak adına.

Seokjin içeri girdiği anda gördüğü battaniye ile çığlık atıp eline aldı. Ne olduğunu anlamayanlar içeri girdiler. Seokjin'in Taehyung'un küçüklük battaniyesine sarıldığını gören dörtlü kahkaha atmıştı. Hoseok Jeongguk'u omzundan tutup koltuğa oturtturdu. Bir yanında Seokjin diğer yanında Hoseok ile oturan Jeongguk neler olduğu anlamadı ilk önce. 

"Bak şimdi Jeongguk. Bu Taehyung'un küçüklük battaniyesi. Babası saklamış hep bunu bir gün yine birlikteyiz eve geldik babasının elinde bu var. Sonra aklımda canlandı bütün anılarımız."

"Hyung, Taehyung nasıl bir çocuktu?"

Jeongguk'un büyük gülümsemesi ile sorduğu soruyla Seokjin derince yutkundu. Yutkunma sesi Jeongguk'a kadar gitti.

DIE FOR YOU | taekookWhere stories live. Discover now