Bölüm 11

3.2K 245 12
                                    

11. Bölüm

Onunla yan yana ilerlediğimizde iç çekti. Hemen sonra da arkasına kısa bir süre baktı. Bizi takip eden şövalyeleri gördükten sonra tekrar bana döndü. Durumun ciddiyetini ilk söylediğim anda anlamadığı için bir süre güldü. Ama Arthur sözlerimden sonra peşimize kendisiyle beraber dört tane birden şövaleye takınca tek kelime edemedi. Ve yol boyunca arkasına bakıp durdu.

Arkadaşıma bunu yapmam doğru değil farkındaydım ama Edgard da haklıydı. O ailenin içine girdikten sonra onunla olan bağım neredeyse kaybolmuş gibi oldu. Tekrar arkadaş gibi olmamız biraz uzun sürmüştü. Şimdi ise ona güveniyor olsam da kısmi de olsa yönetiminin ben de olduğu bu Dükkalıktaki insanları tehlikeye atamam. Bu yüzden en yakın arkadaşımı geri çevirmek yerine onu içeride bırakıp güvenlik için bunu yaptım.

"Buna gerçekten gerek var mıydı?" sorusuyla arkama baktım. Bize yakın olan Arthur'la göz göze geldiğimde saygı manasıyla kafasını eğdi. Bunu yaptığında önüme döndüm.

"Evet, gerekli."

"Bari şövalyelerimden biri benimle olsaydı." sözlerine gülümseyip ona baktım.

"O da ne demek? Bu şövalyelerin Düşes'iyim ben. Onlara benim kadar güvenmelisin." dediğimde gülümsedi. Hemen sonra da kafasını salladı. "Biliyorum kendi şövalyen değiller diye rahatsız olacaksın ancak prosedüre uymalıyız. Hem ben sana güveniyor olsam da şövalyeler senin değil, öyle değil mi?"

"Hayır..."

"Bilirsin, ablan İmparatorla evlendikten sonra tüm şövalyeleriniz onun eğitimi altından geçti. Bu sebeple aşağıda duran silahlı adamları senin şövalyen sayamam. Beni anladığını umuyorum." dediğimde ikimizde olduğumuz yerde durduk. Önünde durduğumuz odaya baktım. "Burası senin odan, ben şövalyelerinle konuşurken sen de burada dinlen. Uzun bir yoldan geldin sonuçta." dediğimde o da kapıya baktı. Hemen sonra da bana baktı. Onu Penelope'den aldığım odaya getirdim. Normal şartlarda bu malikanede yabancı bir kimsenin kalmaması kurallar arasında geçiyor. Yelena tarafından zorla dinlediğim bu kurallara uyamıyor olsam da önlem alacak davranışlarda bulunabilirim. Zaten bu oda benim kalacağım şekilde hazırlatıldı yani içerisinde sadece uygun eşyalar var. Diğer eşyalarım Glenn kaldığı için taşınamamıştı.

"O zaman dinlensem iyi olacak." gülümseyerek karşılık verdim. Hemen sonra da arkamda beni takip eden Yelena ve Ursula'ya baktım.

"Ursula misafirimizle güzelce ilgilen." iki hizmetçiye bakmayı bırakıp Helen'e döndüm. "Ann kadar iyidir." sözlerimle dikkatle izlediği hizmetçiye bakmayı bırakıp bana döndü. Ann daima itaatkâr olmuş ve Helen'e kendisini sevdirmişti. Bu sözlerim de onun şüphe ile bakan gözlerini az çok normale çevirdi.

"O zaman bana iyi bakın." genç kıza gülümseyerek baktı. Ursula yanımdan geçip onunla beraber odaya girdiğinde Yelena'ya döndüm.

"Güvenilir birkaç hizmetçiyi yanına ver." dediğimde kafasını sallayarak beni onayladı. Onunla daha fazla göz teması kurmadan iki şövalyeyi geride bırakıp merdivenlere yöneldim. İki şövalye arkamda, iki yanımda da Yelena ve Arthur'la ilerledim. Yelena merdivenlerde yanımızdan ayrıldığında Arthur benden bir adım geride ilerledi.

"Düşes beni bağışlayın ancak Majestelerinin böyle emir vermediğini düşünüyorum, acaba siz..."

"Arkadaşımdan şüphelenmiyorum, şüphelenen senin efendin. Bu yüzden Helen'in üzerine gitmemesi için ve... Helen biraz meraklı birisidir, Penelope'yi rahatsız etmesini de istemem."

"Anlıyorum, Düşes gerçekten de düşünceli." onu duyduğumda sessiz bir şekilde güldüm. Tabii, Penelope'yi duyana kadar düşünceli kelimesi aklından bile geçmemiştir.

Dük'ün Üçüncü Gelini | TamamlandıWhere stories live. Discover now