11. YARALI KALPLER

9.4K 660 215
                                    


Selam biz geldik.  sizi çok özledik Ukde için bölüm bekleyenler yarın yazmaya başlıyorum  :)


GİRİFT

11

YARALI KALPLER


Bahar'ın gidişi Yarkın'ın bitişi aslında içindeki her şeyi bitirişi olmuştu o gün. Bahar gitmişti arkasında kocaman bir enkaz bıraktığını bilmeden içindeki kendince haklı olduğu düşüncelerini, kaygılarını da alıp, hiç bilmediği o boş sokağı yapa yalnız gitmişti. Soğuk kaldırımda oturup saatlerce ciğeri patlayana kadar, ağlamıştı. Bilmiyordu arkasında bıraktığı adamın ne halde olduğunu. Neler hissettiğini. Bahar da emin değildi aslında kendinden neden onu sevsin ki bir adam? Bunu kendine, aklına en çokta kalbine anlatamıyordu.

Bir kere kırılmıştı güveni, en çok ta kalbi aklı hala orada bıraktığı adamda olan kadın ne geri dönebiliyordu ne gidebiliyordu. Artık dönüşü de olmayacaktı.

Defalarca kırıldığı yerden kırmıştı hiç suçu olmayan adamı.

Onun daha fazla varlığına alışmak istemiyordu. Çok geç kalmıştı. Farkında olmadan kalbi çekilmiş, aklı onunla dolmuştu bir kere şimdi dağıttığı adamı, yerle yeksan ettiği adamı unutmak, onu hiç tanımamış saymak için dualar edecekti.

Yarkın, seneler önce ettiği yeminini bozup, tek bir çift göz gülsün diye bütün hayatını değiştirmeye hazırken hiç beklemediği bu son onun yeniden kendini eski korkusuz, asi... acımasız adama geri dönmesine sebep olmuştu. Kalbi katrandan daha kara olan adamı seneler sonra sadece o masum yeşil gözler yumuşatmıştı. Onun masumluğu Yarkın'ın içindeki hiç yaşayamadığı geçmişin özlemini gün yüzüne çıkartırken, aşkı ilk defa iliklerine kadar hissetmiş ve hiç yapmadığı bir şey yaparak o kaleden daha zor girilen kalbinin kapılarını ardına kadar açmıştı Bahar'a.

Bahar, bir uçurumdu onun için. Yarkın, o uçurumdan onunla atlamaya razıyken tek başına buldu kendini. Bu ihaneti kaldıracak bir adam değildi Ulubek.

.........

Kalbim aklıma bir anlık üstün geldiğinde Yarkın'ın dudakları arasında yanıyorken buldum kendimi. Yakıcı öpüşleri her bir zerremi kasıp kavururken, nerede olduğum, neden geldiğim aklımdan çoktan uçup gitmişti.

Anlık yaşadığım tutku ve arzunun esiri olduğumda, yaşadığım aydınlanma beni kısacık büyülü o andan çekip, çıkarttı. Gerçekler yüzüme tokat gibi çarparken onunla asla olamayacağımız yankılandı beynimde.

Nil'in dedikleri. Yaşadığımız her şeyin yalan olması. Ben, kendime olan saygımı kaybediyordum bu, bu hissettiğim şey... adını söylemeye varmayan dilim lal olmuştu sanki. Var gücümle kendimi geri çektim. Titreyen ellerimi yumruk yapıp sıktım. Dizlerim sanki beni taşıyamayacak duruma gelmişti.

Yarkın'ın sorgulayıcı bakışları 'ne yapıyorsun?' der gibi gezindi yüzümde. Gözleri zehir kadar tehlikeli, yüzü ölüm kadar soğuktu.

Çıktığım kapıdan arkama bakmadan ilerlerken, kısa bir an sendeleyerek yanımdaki duvardan bir elimle destek alarak durdum. Boşta kalan elimle gözlerimden sicim gibi boşalan yaşları temizleyerek, sakinleşmek için derin derin nefes aldım.

Kalbim hırsını almak istercesine göğüs kafesimi dövüyordu. Ruhum acılarına gem vurup bir an evvel buradan gitmek istiyordu.

Onu bir daha görmemek üzere ardımda bırakırken, kendimden bir parça ya da bütünüyle burada onun yanında kalıyordum. Geldiğim aracın önünden sarsak adımlarla ilerlerken, kulağıma gelen sesler uğultu şekline dönüşmüştü. Gözlerimin önünde yalnızca ikimizin o son anı, dudaklarımda onun tadı, kulaklarımda yalnızca onun sesi vardı.

GİRİFT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin