friends, skz.

geç kalmak istemem

Kahve gözleri dışarıda yağan yağmuru izleyen genç, yağmurun hızlanmasıyla etrafta koşuşturan insanlara çevirdi bakışlarını. Kendisi yağmurun altında olmayı seven biriydi bu yüzden ıslanmamak adına kaçan insanları anlamıyordu asla.

İçinde olduğu kafenin kapısı ardı ardına açılırken çalan zil sesiyle kapıya çevirmişti bakışlarını. Yağmurdan kaçan birkaç insan içeriye giriyordu sadece.

Siyah ve yeşilin birbirine uyumlu olduğu kafenin iç tasarımı, lise zamanında olduğu halini koruyordu. Buranın aslında bir yıl kadar önce kapandığını duymuştu annesiyle beraber satın almadan önce. Chan annesinin her zaman küçük bir kafe açmak istediğini biliyordu ama fırsat bulamadığı için bu hayalini gerçekleştirememişti. Şimdi ise oğlunun ona yardımıyla burayı Avustralya'dan döndüklerinde satın almışlardı. Müşterisi eskisi kadar çok olmasa da anılarıyla dolu olan bu küçük yeri seviyordu, her ikiside.

Chan cam kenarındaki masalardan birine oturmuş arkadaşlarının bir umut gelmesini beklerken etrafta koşturan çalışanın, adının Yeonjun olduğunu hatırlıyordu, önüne bıraktığı yeşil çaya gülümseyerek teşekkür etmişti.

Çayını dudaklarına götürürken aynı zamanda gözleriyle dışarı izlemeye devam ediyordu genç. Kafenin hemen karşısında kalan uzun iskelede gözleri takılı kalırken aldığı yudumla çayın sıcaklığından dilini yakmıştı. Baktığı her yerde eskileri hatırlamak düşündüğü kadar kolay olmuyordu

**

"3 diyince aşağı atıyoruz."

"3'ü bekleyemem 2.5 olsun."

"Mal mısın Jeongin?"

Jisung gülerek kolundan tuttuğu sevgilisini iskelenin ucuna ittirirken Minho'nun diğer koluna girmiş Jeongin'de ona destek oluyordu.

Yaz güneşinin tam tepede olduğu bu günde hepsi toplanıp ferahlamak adına denize gitme kararı almışlardı. Bazıları suyun içinde kendince ferahlarken Chan yanında Seungmin ile oturmuş güneşin keyfini çıkarıyordu sadece.

Minho korkuyla gözlerini arkasında kalan arkadaşına çevirmeye çalıştı.

"Oğlum çok yüksek burası normal girelim işte. Chan götünü yiyim bir şey yap!"

Chan iki elini havaya kaldırdı yüzündeki gülümseme de yerini alırken. "Ben karışmam sevgilin yanında."

"Ondan korkuyorum ya zaten, Jisung ittirme lan!"

Jeongin seslice ve uzatarak önce "1.."demişti.
Jisung onu devam ettirdi. "2.."

Chan'ın yanında oturan Seungmin ayağa kalkarak "3!"diye bağırmıştı. Jeongin ve Jisung kollarından tuttukları Minho'yu zaten ucunda olduklarından kolayca iskeleden aşağı attılar.

Minho'nun kısık çığlığı duyulduğunda Jisung "Seni seviyorum." diye bağırmış ve peşinden atlamıştı.

Chan arkadaşlarının bu halini taktığı güneş gözlüğünün altından izliyordu. Jeongin'de atlamadan önce oturan ikiliyi çağırmıştı ama kabul etmedikleri için tek başına girmişti suya.

Seungmin ayaklandığı puftan yanında duran içeceğin alıp tekrar kuruldu. "Bi tane akıllı yok aramızda." diye söyleniyordu sessizce.