uzakta kalan hayaller ve anılar

478 60 65
                                    

25.01.2022

20:45

---

Duyduğum tanıdık sesle kafamı o yöne doğru çevirdim. Kısa sarı saçları olan bir kadın benden iki adım kadar uzakta duruyordu.

''Beni hatırlamadın mı?'' Yüzüne baktığımda oldukça tanıdık geliyordu. Ancak kim olduğunu hatırlayamıyordum.

Kadın yüz ifadelerimden hatırlayamadığımı anlamış olacak ki. Kendini tanıtmaya başladı. ''Ben Nanaba. Seninle üniversitedeyken tanışmıştık.''

Bir kaç saniye düşündükten sonra hatırlayabilmiştim. ''Ah şimdi hatırladım.'' Nanaba ile üniversitede aynı arkadaş grubundaydık. Tabii ben o grupla çok samimi olmadığım için Nanaba ile de çok samimi değildik. Aydan aya görüşürdük.

''Otursana.'' kadın karşımdaki sandalyeye oturdu. Bana gülümseyip garsonu çağırdı. Garsona anlamadığım bazı Japonca kelimeler söyledi. Her ne kadar bir dönem Japonca öğrenmiş olsam da yıllardır Japonca konuşmadığım için unutmaya başlamıştım.

''En son İngiltere'ye döndüğünü duymuştum. Peki hangi rüzgar seni Japonya'ya attı da geri döndün?'' Önümde duran kahveden bir yudum aldım.

''Ailem Japonya'da bir şube açmak istiyorlar. Bende bunun için buradayım.''

''Senin polis olduğunu düşünüyordum.''

''Dört yıl önce bir kaza geçirdim ardından da mesleği bıraktım. O zamandan beri ailemle yaşıyorum ve onların işleriyle ilgileniyorum.'' kaşlarını kaldırdı. Ve garsonun önünde koyduğu fincanı düzeltti.

''Bu oldukça güzel. Eee söyle bakalım bu şubenin olayı ne?'' elindeki fincanla arkasına yaslandı.

''Yonaha Maehama Sahili'nde en az on yedi katlı bir otel.'' gülümsedi. ''Mükemmel yapacağına eminim.'' Elinde tuttuğu fincandan yudum alırken onu izledim. Üniversitede iken omuz hizasında saçları vardı. Şimdi saçları oldukça kısaydı ama oldukça güzel duruyordu.

''Sen ne iş yapıyorsun?''

''Ana caddede bir restoranım var.'' üniversitede okurken de böyle bir hayali olduğundan bahsederdi. Açıkçası hayalini gerçekleştirebilmesine sevinmiştim. ''Orayı işletiyorum. Ara sıra da mutfağa girip yemek pişiriyorum.'' Nanaba mutfakta yetenekli biriydi bana birkaç kez yemek yapmışlığı vardı.

''Demek hayalini gerçekleştirdin ha.''

''Öyle oldu.''

Konuşmamız bir süre daha devam etti sonrasında Nanaba restorana dönmek zorunda olduğunu söyleyip benden ayrıldı. Ancak gitmeden hemen önce numaramı almıştı ve bu büyük bir sorundu.

---

Elimdeki poşet ve ceket ile eve girdim. Ceketi giriş kapsının arkasında bulunan dolabın içine bırakıp mutfağa ilerledim. Mutfağa doğru giderken salona göz atmıştım. Robert üzerindeki gömleğini çıkarmış, evimde bıraktığı tişörtlerinden birini giymişti. Arkası dönüktü, bir hasta yakınıyla konuşuyordu.

Poşeti mutfak tezgahının üzerine bırakıp genişçe bir tabak çıkardım. Poşetteki kurabiye kutusunu çıkarıp içindeki kurabiyeleri tabağa dizmeye başladım. Bir yandan da telefonumdan otelinin ilk taslaklarını inceliyordum.

Ben bir mimar değildim, bir mühendis değildim, daha önce bir inşaatın başında durmamış ve projeyi yönetmemiştim. Bu yüzden işim çok daha zor olacaktı. Başarısız olma hakkım yoktu. Bu proje bitine kadar bu lanet ülkede çakılı kalacaktım.

23 | levi ackermanWhere stories live. Discover now