0.1

1.5K 127 95
                                    

Ayberk'in Ağzından

İnsanlar her zaman ikiye ayrılır. Güzel olanlar ve diğerleri. Başarılı olanlar ve diğerleri. Erkekler ve kadınlar. Diğerleri dediğimiz kısım her zaman dışlanır. Kilolu olduğu için, gözlükleri olduğu için, saçları kabarık ve bakımsız olduğu için her zaman diğerleri muamelesi görürler. Benim dünyamda bu böyle değil.

Biz diğerlerini her zaman güçsüzlükleriyle ayırırız. Bir alfaysan ailen her zaman seni el üstünde tutarlar. Diğerleri sana imrenir. Belki de seninle yatmak için sıraya girerler.

Eğer bir betaysan normal olmak kolaydır. Kimsenin senden fazla beklentisi olmaz. Okula gitmek, arkadaş edinmek, sosyalleşmek... Vakti geldiğinde istersen biriyle eşleşirsin.

Omegalar ise her zaman evden dışarıya salınmaması gerekildiği düşünülen taraflar olmuştur. Ev temizliği, yemek, çamaşır, aileye hizmet ve ailenin seçtiği kişilerle evlenmek. Bazen ruh eşi olmadığı için evlenince ölenler olur. Ama kimse bunu bir alfanın başına geldiği zamanki kadar umursamaz. Ben mi? Ben diğerleriyim.

Türümüz veya argo tabirle ne olduğumuz ilk kızgınlığımızda belli olur. Yaklaşık 18 yaşlarımızda ilk kızgınlığımızı geçiririz. Eve doktor çağırılır, dişlerimize ve feromonlarımıza bakılarak türümüzü belirlerler. 19 yaşındayım ve kızgınlık geçirmedim.

Ankara'ya yakın küçük bir kasabada yaşıyoruz. Annem, ben ve babam. Düşündüğünüz gibi eski çağlarda yaşamıyorum. Sadece insanlar varlığımızı bilmiyorlar. Emin olun böylesi sizin için daha sağlıklı.

Ben kendimi cinsiyetsiz olarak adlandırıyorum. Biraz komik olabilir ama bu böyle. Kasabada bizim türümüz benden uzak dururlar ve çocuklarından da uzak durmam için beni birkaç kez hırpalamışlıkları bile var. Sanki cinsiyetsiz oluşum çocuklarına bulaşacakmış gibi.

"Bir bakış baktın. Kalbimi yaktın. Aşkın kemendini boynuma taktın." Annemin sesiyle kıkırdadım. Babamın aksine o beni hor görmez. Canım oğlum diye sevdiğini söyleyemem ama en azından bana hiç vurmadı. Bu da bir şeydir. Dimi?

"Ayberk hadi . Çamaşırhaneye git de hava kararmadan eve gel. Biliyorsun sonra baban sana sarıyor. Açtırma şunun ağzını gözünü seveyim. Hadi annem." Kafamı sallayıp okuduğum kitabı bıraktım. Kitapta bir delta ve vitanın aşkı anlatılıyordu. Onlar müthiş varlıklardı. Hele deltalar. Onlar alfalardan da güçlüdür. Herkes alfalara salyalar akıtırken bana her zaman itici geliyorlar. Boş kas gösterisi yapan pire torbaları. Ama deltaların her zaman kendine has bir aurası olduğunu düşünmüştüm. Onlara olan hayranlığımı dile getirdiğimde annem benle alay etmişti."Koskoca delta seni ne yapsın? Hayal dünyasından çık"

Haklıydı belki de. Koskoca delta bir cinsiyetsizi ne yapabilir ki?

Kalkıp mavi pantolonumu ve beyaz kazağımı üzerime geçirdim. Aynaya baktım. Oldukça güzel bir yüzüm vardı aslında. Bazı omegalardan daha güzel olduğumu farkındaydım. Bunu tabii ki yüksek sesle söylemedim saçmalamayın. Kasabada ormanda bizim düzenlediğimiz bir infaz yeri var. Halka sergileyip bir güzel asarlar beni. Hor görülsem de yaşamayı seviyorum.

Annemin kapı önüne bıraktığı çantaya baktım. Genelde babamın kıyafetleriyle doluydu. Deri ceketi üstüme geçirip çantayı aldım. İnsanlar da yaşadığı için her kaldırım başında kınayıcı gözler görmesem de ben farklı olanları anlayabiliyordum. Sizin bizi görememeniz orada olmadığımız anlamına gelmez. Yolda göz göze geldiğiniz ve "normal" dediğiniz birinin her zaman normal olmama ihtimali fazladır.

Çamaşırhane bir sokak aşağımızdaydı. İçeri girip görevliye çantayı verdim.

"Abi tahminen ne zaman hazır olur?"

"Kısa programsa 15 dakika kardeşim." Kafamı sallayıp parayı uzattıktan sonra kapının önünde beklemeye başladım.

Karşıdan yürüyen adam oldukça dikkatimi çekmişti. Fazla iri olan bedeni, geniş omuzları, kısa ve sarı saçları vardı. O kadar da yakışıklı değilmiş! Alfa olduğunu tahmin edebiliyordum. Bana doğru gelen adımlarla yakalanmış olmanın verdiği utanç yanaklarımı uyuşturdu.

"Neden bana baktığını sorabilir miyim karamel?"

"Anlamadım? Ne karameli?" Dişlerini göstererek kahkaha attı. Başı arkaya doğru düşünce adem elmasının oynayışını net bir şekilde görmüştüm. İçim titredi. Bu his ne?

"Anlamamazlıktan gelme vitam." Kaşlarımı çattım.

"Ne saçmalıyorsun sen. Ben cinsiyetsizim seni sapık." Gülüşü anında durdu ve ciddileşti. Kulağıma yaklaştığında nefesimi tuttum.

" Birincisi deltanla düzgün konuş vitam. Ben sapık değilim. Ve sen cinsiyetsiz olamazsın karamel kokuyorsun ve kurdum hırlıyor şuan. Beni hissedemiyor musun?"

"Üzgünüm ama yanlışınız var sayın delta. Saygısızlığımı mazur görün ama kurdunuz yalnızlıktan yanlış koklamış olmalı. Ben bırakın sizin kurdunuzu, kendi kurdumu bile hissetmiyorum."

"Vitalar deltasını bulmadan kurdunu hissedemez bebeğim. " Kolumu ondan kurtarıp uzaklaştım.

"Ben vita değilim. Olsam bunu anlardım. Müsaadenizle eve yetişmem gerekiyor. Size iyi günler."

"Peki. Yine görüşeceğiz güzeller güzeli vitam." Kulağımın arkasında baş parmağını hafif sürttüğünde içimde bir şeyin çok kısa bir süreliğine hareket edişini fark ettim. Adamın gidişini izlerken kendime gelip konuştum.

"Saçmalama Ayberk. Sen eziksin. Hatta hatırlasana ölmeyi hakkediyorsun. Cinsiyetsiz olduğun için seninle dalga geçiyor işte."

Eve gitmem lazım. Evet eve gidip ezikliğimin suratıma vurulmasına ihtiyacım var. Kendime gelmeliyim.

Çantayı alıp eve yürüdüm. O adamla konuşurken geç kaldığımı bile fark etmedim...


İlk bölüm ile karşınızdayımmm. Benim içime sindi gibi. Sizler ne düşünüyorsunuz?

Oy ve yorum sınırımız var bebekler. Bu kadar ders arasında bölüm attım emeğe saygı lütfen bol yorum ve oy bekliyorum. Şimdilik hoşşçakaaalınnn 

QUERENCİA BXBWhere stories live. Discover now