9.Bölüm: Yeniden Diriliş

54 19 0
                                    

  Bugün ki konumuz ne? Yine başımıza neler gelecek? Ben Dünya'nın Tanrısı kadar çalışkan değilim maalesef. Henüz bir sene boyunca tüm kullarımın neler yaşayacağını ayarlayamıyorum. Yanlış anlamayın gücüm yetmiyor diye değil, ben tembel bir tanrıyım. Kahvemin yanına bir sigara yakarım ve kalemimi elime alıp rastgele yazmaya başlarım. İlham perilerim yok benim, sadece durmadan usanmadan çalışan bir beynim var ve bu beni yeterince yoruyor. Gözlerim parmaklarımın ritmine ayak uyduramıyor ve ben bazen kelimeleri yanlış yazıyorum. Aslında beynimin hızına yetişemeyen parmaklarımın isyanını haykırıyor gözlerim! Bir dur, nefes al diye haykırıyor bana kalbim ama beynim buna izin vermiyor. O kadar çok fikir ve zikir var ki kafamın içinde, yazmakla bitmiyor. Gidenlerin yerine yenileri geliyor ve yeniler geldikçe fikirlerim değişiyor. İnancım sorgulanıyor ve ben sizlerin yaptığı gibi kendime bir Tanrı yaratamıyorum. Çünkü hala kendimi inşa etmekle meşgulüm ve henüz temelini bile atamadım. Başkalarıyla pek işim olmaz, biliyorsunuz bencil, ukala ve kibirlileri kimseler sevmez. Benim kullarım bile bana ibadet etmez! Çünkü kibrini insanoğlundan kattım onlara, o yüzden çıktıkları yeri beğenmezler. Birleşsin devri alem, gelin bir kadeh şarap açalım ve bugün terk edilmemin acısına bir şampanya patlatalım... Tanrılar da terk edilir, bunu unutmayalım. Kaderi durmaksızın yazabilen ve yakalan bir Tanrınız var, kadınlarım, bunu kutlayalım ve intikam oyunumuza devam edelim. Sonunda sonsuza kadar sadece sevişelim ve Dünyayı yok edecek Tanrılar doğuralım.

Marsinsan koltuğa uzandırdığı kızın yanı başında durmuş ve onu izliyordu. Ne yapması gerektiğini biliyordu, durumu imparatorlara haber vermeliydi ama bir umutla beklemeye devam ediyordu. Ölümün çaresi varmış gibi bekliyor ya da hala marsotunun etkisindeyimdir diye düşünüp uyanmayı bekliyordu. Gözlerini mi açmalıydı yoksa sonsuza dek gözlerini o da mı kapamalıydı bilmiyordu. Yaptığı sadece ağlamak ve durmaktı. Oysa eskiden olsa bunu yapan kişiyle dalga geçer ve vaktini ne kadar da verimsiz kullandığıyla yakınırdı. Ama artık kendisi de hissediyordu. Bir insan kadar iyi hissediyordu duyguları, acıyı, aşkı, sevgiyi, merhameti, pişmanlığı... Her şeyi ama her şeyi aynı anda hissediyordu. Tanrı cehennemin bütün ateşini kalbinde yakmıştı ve hiçbir gözyaşı bu ateşi söndürmeye yetmezdi. İçindeki fırtına daha da artıyor, ortalığı tozu dumana katan rüzgar içindeki alevi daha da harlıyor ve büyütüyordu.

İçinde bir nefret oluşmaya başladı aniden. İmparatorlara karşı! Bu intikamın ateşiydi. Canı acımıştı ve bu sadece intikamını almakla geçerdi diye düşündü. Sonra durdu, bu intikam kendisine Wicca'yı geri getirmeyecekti. Keşke kahinden panzehri alsaydım diye düşündü! Çok yıkıktı. Hareket bile edemiyor sadece kıza uzun uzun bakıp ağlıyor, aklındaki deli düşüncelere hakim olmaya çalışıyordu. Ama içindeki ateş bir yılan gibi boynuna dolanmış ve boğazını içten içe yakıyordu.

Bir an hızlıca ayağa kalktı. Ne yapıyorum ben diye düşündü. "Bu benim görevimdi. Wicca kendisi yapmasaydı zaten ben yapacaktım." Kız sadece işini kolaylaştırmıştı işte. Eğer bunu kendisi yapsaydı daha fazla acı çekecekti. Ne olacaktı sanki. Burada onunla kalıp, liseli ergenler gibi aşk mı yaşayacaktı? Evlilik hayalleri kurup, nikah günü mü alacaklardı. İmparatorlar illaki bulurdu onları ve ikisinin de işini bitirirlerdi. Şimdi bu durumu imparatorlara bildirecek ve görevi tamamladığı için asıl ödülünü alacaktı. Bu hissettikleri gerçek duygular değil sadece birer yanılmaydı, Tanrının lanetiydi. Ama alacağı ödül gerçek duyguları barındırıyordu. Derin bir nefes aldı ve gözyaşlarını sildi. İletişim için gerekli olan marsotunu çantasından çıkarmaya yeltendi ve bir an kalbinde bir elektrik oluştu. Elini kalbine koyup tekledi...

Sonra arkasında bir hareketlenme oluştuğunu hissetti. Yavaşça arkasını döndü ve kızın yataktan doğrulduğunu gördü. Kızın kalbinin yeniden atışını, Marsinsan'ın kalbi önceden haber vermişti ona. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı Marsinsan'ın. Şok içindeydi:

Tanrıyı DoğurmakWo Geschichten leben. Entdecke jetzt