En parlak fikirler, neden hep tuvalet ya da banyoda akla gelir hiç bilmiyorum ama işe yaradığına dair bahse girebilirim.
En azından bugüne kadar öyle oldu. Ben de, Beyza ile şu sarılma mevzusunu konuşmadan önce işe yararlığını tekrar test etmek istedim. Evet, şuan okulun kızlar tuvaletinde kara kara nasıl bir konuşma yapmam gerektiğini düşünüyordum. Ayağına gidersem onu hala önemsediğimi sanırdı. Muhatap olmaya hevesli görünmemeliydim ama tutarsız davranışlarının sebebini de merak ediyordum.
İçeri girip çıkan kızların dedikodu hevesleri, odaklanmamı engellerken yılgın bir nefes koyuverip kolumdaki saate baktım 9:57'ydi. Ders zilinin çalmasına üç dakika vardı. Çıkmak için kapının kolunu kavradığım sırada dışarıda dönen muhabbetle birlikte duraksadım.
"Geçen öğle arası kapıda gördüğümüz yakışıklı var ya kimi almaya geldiğini buldum."
Bu gevrek sesi bir yerden hatırlıyordum. Yanılmıyorsam Ekin'le buluştuğumuz gün, ona sulanan paçozlardan biriydi. "Kimmiş?" diye sordu başka bir ses. Tınısı daha naif ve huzurluydu. Konuya pek ilgi duymuyor gibi isteksiz sormuştu.
"Yarın gel MİT'te işe başla Zeliha. Bu, ne azim?" deyip kıkırdadı üçüncüsü. Bunlar, kesinlikle o üçlü kız grubuydu. Dışarı çıkmak yerine dinlemeyi sürdürdüm.
"Çocuk nasıl afetti görmediniz mi kızım? CV'sini çıkartmazsam namerdim."
Ben de seni yolmazsam namerdim.
Sinirle kapının kolunu sıktım ama açmadım. Daha neler diyeceklerdi merak ediyordum.
"Ee kime gelmiş peki?"
"Asu diye bir kız."
"Asu mu? İsmi, hiç tanıdık gelmedi."
Tanıtacağım ben size bekleyin.
İsminin Zeliha olduğunu öğrendiğim kız, "Sayısal B şubesinden," diye açıklama yaptı.
"Beyza Gündüz'ün kankası mı?" diye sordu naif olan.
"Hayır eski kankası," diye düzeltti diğeri.
"Kavga etmişler duymadın mı?"
"Hayır duymadım. Okul magazinine siz kadar hakim değilim. Birinci sınıftan beri onları hiç ayrı görmedim. Kavga sebepleri neymiş?"
"Ne olabilir ki? Tabi ki de erkekler. Sanırım biri, diğerinin sevdiği çocuğu ayartmış ve küsmüşler."
İnsanların, özelime benden daha hakim olduklarını fark edince gözlerimi devirdim. Okulda Beyza ile hiçbir sorun yaşamamıza rağmen bu detayları nasıl topladıkları hakkında hiçbir fikrim yoktu.
"Klasik, asi sürtük ve tatlı prenses arkadaşlığı oynuyorlardı. Samimi olmadıkları en başından belliydi. Küsmelerine şaşırmadım."
Bu sözlerle birlikte kapı kolunu kavrayan elim, sıyrılarak aşağı düştü. Dışarıdaki üç şırfıntıya sinirliydim. Hayatım hakkında yorum yapma cüretini kendilerinde nasıl buluyorlardı, şaşılacak şeydi doğrusu. Yine de Beyza ile olan dostluğumuza yaptıkları yorum, içimi burkmuştu. Onlara çıkıp "Hayır biz sandığınızın aksine gerçek arkadaştık," demeyi çok isterdim ama haklılardı. Beyza'nın, Koray'ın partisinde iyi kızı oynadığımla ilgili suçlamaları hala kulağımdan silinmemişti.
"Küsme nedenleri, şu kapıda gördüğümüz yunan tanrısı olmasın?"
Yunan tanrısı mı? Ekin'e yaptıkları benzetmeyle birlikte yüzümü buruşturdum. Beyza'yla arkadaşlığımız için klişe yaftalaması yapıyorlardı ama kendi benzetmelerinden bile bayağılık akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
01:28| TAMAMLANDI
Teen FictionSaat 01:28'di. Ona ilk mesajı attığımda... İnsanların alkole ya da tütüne bağımlı olduklarını sanırdım hep. Anlamsız bir sayı dizesinin de tiryakisi olunabileceğini hiç düşünmemiştim. Ta ki yelkovan ve akrep arasındaki yirmi sekiz dakikalık bir zama...