5. bölüm

4.8K 485 957
                                    

"Katil palyaço Jisung'muş Felix..."

- 🤡 -

"Şaka mı bu?" Felix hafif titreyen sesiyle sordu. Kesinlikle karşılaşmayı beklediği şey bu değildi. Çıkış kapılarını izlerken içeriden çıkardıkları kapalı bir ceset farketti. Tam o anda tüm hatları kopmuştu.

Minho'nun endişeyle kendini engellemek için tuttuğu bileğini avuçları arasından kurtardı ve aynı kuvvet ile polislerin arasından hızla geçip şeritin içine girdi. Yere bıraktıkları kapalı cesedin fermuarını açarken çığlıklarla ağlamasına engel olamadan bağırdı "Jisung... Sen olamazsın, ölmüş olamazsın!"

Fermuarı tamamen aşağı indirirken sırtına dokunan el ile arkasını dönüp kim olduğunu umursamadan ittirdi ve fermuarı tamamen açtı.

Buğulanmış gözlerini sildi ve yüzüne baktı. Bembeyaz kesilmiş kanlar içinde pürüzsüz, solgun bir cilt...

Felix gördüğü şey ile kendini geri bıraktı ve gözyaşlarını tamamen bırakıp kafasını yukarı kaldırdı ardından titreyen sesiyle ekledi "Bu Jisung değil..."

Biraz önce yüzüne bakmadan ittirdiği Changbin yerden yavaşça kalktı ve panikten eli ayağı boşalmış olan Felix'in omzundan tutarak doğrulmasını sağladı. Titrediğini hissedebiliyordu. "Jisung iyi bay Lee. O benim asistanım." Changbin elini ayakta durmakta zorlanan Felix'in
Beline sararken konuştu.

Felix yutkunup derin bir nefes aldı ve belinde hissettiği elden yavaşça kurtulup kısık bir sesle sordu "O nerede?" Changbin eli ile çıkışın tam önünü gösterdi. Elleri arkadan çapraz kelepçelenmiş, yanında iki tane polis vardı ve dedektifler de dahil tüm polisler silahlarını ona doğrultuyordu. Üstünde kana bulanmış beyaz bir T-shirt ve altında ise çamur lekeleri olan gri bir pantolon vardı. Bomboş bakıyor gibiydi ancak gözleri kızarıktı.

Felix'i görünce gözlerini fal taşı gibi açtı ve o yöne yürümek için polislerin kollarının arasından omuzlarına sertçe silkerek kısa süreliğine ayrılıp Felix'e doğru koştu ve bağırdı "Felix, ben değilim! Dinle... Ben yapmadım!" 

Kollarından tutan polisler ile direnmeye devam etti ancak Felix o anda Jisung'un gözlerine bakarak yüzünü gizlediği, göz yaşlarından ıslanmış olan maskesini çıkardı ve hiçbir şey anlatmayan hüsrana uğramış bir ifade takındı.

Bunu gören Jisung'un gözlerinden yaşlar birden dökülmeye başladı. Arkadaşının bakışı tamamen onu yıkmıştı. Polislere direnmeyi ve bağırmayı bıraktı. Başını yere eğdi ve göz yaşlarını saklayarak polislere ayak uydurdu. Çapraz kelepçelendiğinden hareket edince kanayan bileklerinin acısını hissetmemişti bile.

"Onun canını yakıyorsunuz! Kelepçeleyecekseniz de önden kelepçeleyin."

"Bay Lee o yıllardır aranan bir katil. Merhamet mi bekliyorsunuz?!"

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Vahşilik bu!"

Arka tarafta polisler ile kavga eden Minho dışında hiçbir şey duymuyordu Felix. Koca gürültünün içinde dilini yutmuş gibiydi. Şimdi ne ağlayabiliyor ne de nefes alabiliyordu. Maskesinin ellerinin arasından yavaşça kaydığını hissetti.

Yüzünü gizlemeyecekti ancak şimdi gözünün önüne sürekli o aptal palyaço maskesi geliyordu. Kafasının her yerinde aynı yüz vardı ve sanki herkes ona bakıyormuş gibi, tedirgin olmalıymış gibi hissediyordu. Etrafta hızlıca göz gezdirirken sanki birini arıyormuş gibiydi. Ya da korkuyor gibi.

Clown / HyunlixWhere stories live. Discover now